İçinde at olan 7 harfli 447 kelime var. İçerisinde AT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında at olan kelimeler listesine ya da Sonu at ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAKİKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işin doğrusu, gerçek, asıl, esas
- "Fakat ben başka bir şey yapacağım, bir şey ki bütün hakikatleri önüme serecek." (Refik Halit Karay)
-
Gerçeklik
- "Dünyanın döndüğü bir hakikattir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Gerçekten
- "Beni oyaladı lakin hakikat adamakıllı içerlemiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bir işin doğrusu, gerçek, asıl, esas
- KATIKÇI
- ...
- PATETİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Dokunaklı, etkili
-
[sıfat]
Dokunaklı, etkili
- SEYYİAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Din bakımından yapılan kötülükler, günahlar
-
[isim]
Din bakımından yapılan kötülükler, günahlar
- BOYATMA
-
-
[isim]
Boyatmak işi
-
[isim]
Boyatmak işi
- PATRONA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Osmanlı Devleti'nde tümamirale yakın bir deniz subaylığı unvanı
-
[isim]
Osmanlı Devleti'nde tümamirale yakın bir deniz subaylığı unvanı
- ATLANMA
-
-
[isim]
Atlanmak işi
-
[isim]
Atlanmak işi
- ÇATIRTI
-
-
[isim]
Çatırdama sesi
- "Az sonra tutuşan çalıların çatırtısı sağanak sesini bastırmıştı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Çatırdama sesi
- LATERİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sıcak, nemli iklimlerde oluşan, parlak kırmızı veya kahverengiye çalan kırmızı renkli, demir oksit ve alüminyum bakımından zengin toprak
-
[isim]
Sıcak, nemli iklimlerde oluşan, parlak kırmızı veya kahverengiye çalan kırmızı renkli, demir oksit ve alüminyum bakımından zengin toprak
- SAVATLI
-
-
[sıfat]
Savatı olan, savatlanmış
- "Belindeki yirmi sene evvel hediye gelen kayışın savatlı gümüş sarkıntıları pırıl pırıl parlıyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Savatı olan, savatlanmış
- SÜRATLİ
-
-
[sıfat]
Çabuk hareketlenen, çabuk giden, çabuk işleyen, hızlı
-
[sıfat]
Çabuk hareketlenen, çabuk giden, çabuk işleyen, hızlı
- ANLATIŞ
-
-
[isim]
Anlatma işi veya biçimi, takrir
-
[isim]
Anlatma işi veya biçimi, takrir
- ÇATILIŞ
-
-
[isim]
Çatılma işi veya biçimi
-
[isim]
Çatılma işi veya biçimi
- KARATAŞ
- ...
- YATIRIŞ
- ...
- ATTIRIŞ
-
-
[isim]
Attırma işi veya biçimi
-
[isim]
Attırma işi veya biçimi
- KABATAŞ
- ...
- KATİYEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Hiçbir zaman, asla
- "Birdenbire bu ziyaretimin son olacağını, bir daha onu katiyen göremeyeceğimi ... düşündüm." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kesinlikle
- "Bu firar meselesine katiyen inanamıyor, akıl sır erdiremiyordum." (Sermet Muhtar Alus)
-
[zarf]
Hiçbir zaman, asla
- PUSATLI
-
-
[sıfat]
Pusatı olan
-
Zırh giymiş
-
[sıfat]
Pusatı olan
- TIPATIP
-
-
[zarf]
Tastamam, eksiksiz, tamamen, her bakımdan uygun, upuygun, birbirinin aynı bir biçimde, tıpkı tıpkısına, tıpkısı tıpkısına
- "Amerikalı bir ailenin durumu nasıl oluyor da kendi durumuna tıpatıp uyuyordu?"
-
[zarf]
Tastamam, eksiksiz, tamamen, her bakımdan uygun, upuygun, birbirinin aynı bir biçimde, tıpkı tıpkısına, tıpkısı tıpkısına