İçinde at olan 4 harfli 59 kelime var. İçerisinde AT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında at olan kelimeler listesine ya da Sonu at ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KATİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kesin
-
[sıfat]
Kesin
- SAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası
- "Karabalçıklı çiftliği kasabadan sıkı yürüyüşlerle bir saat çeker." (Reşat Nuri Güntekin)
- "... herkes ona artık vaktini ibadete hasretmek zamanının geldiğini, daha doğrusu ahireti düşünmek saati çaldığını ima ediyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Vakit, zaman
- "Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir işin yapıldığı belli bir zaman
- "Yemek saati."
- "Kahvaltı saati. Uyku saati. Çalışma saati."
-
Günün hangi anı olduğunu gösteren alet
- "Kolundaki krom saate göz attı." (Refik Halit Karay)
-
Sayaç
- "Elektrik saati. Su saati."
-
[isim]
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası
- EDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer kelimeler arasında ilişki kuran kelime türü, ilgeç: Ev gibi huzur köşesi olmaz. Çocuk sabaha karşı uyudu
-
[isim]
Tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer kelimeler arasında ilişki kuran kelime türü, ilgeç: Ev gibi huzur köşesi olmaz. Çocuk sabaha karşı uyudu
- GATO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pasta, çörek
-
[isim]
Pasta, çörek
- ONAT
-
-
[sıfat]
Özenli, düzgün, uygun
-
Yararlı
-
Dürüst, iyi ahlaklı
-
[sıfat]
Özenli, düzgün, uygun
- HATA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yanlış
- "O kitap hatalarla dolu. Böyle bir hüküm vermek hatadır."
- "Bu soruya evet cevabını vermekle bir hataya düşmüş sayılmayız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
İstemeyerek ve bilmeyerek yapılan yanlış, kusur, yanılma, yanılgı
- "Ağzını topla, dedim ama hatamı anladım." (Burhan Felek)
-
Suç, günah, kusur
-
[isim]
Yanlış
- AZAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Serbest bırakma
- "Zavallı kuş birdenbire sendeledi, azat olduğuna inanmıyor gibi durdu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Okullarda paydos
-
[sıfat]
Serbest bırakılmış olan
-
[isim]
Serbest bırakma
- YATI
-
-
[isim]
Gidilen yerde geceyi geçirme
- "Yatıya bekleriz."
-
[isim]
Gidilen yerde geceyi geçirme
- CHAT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız sanal sohbet
-
[isim]
Bakınız sanal sohbet
- ATİK
-
-
[sıfat]
Çabuk davranan, çevik
-
[sıfat]
Çabuk davranan, çevik
- NATO
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[sıfat]
"Söz dinlemez, söz anlamaz, taş gibi kafa" anlamlarındaki nato kafa, nato mermer deyiminde geçen bir söz
-
[sıfat]
"Söz dinlemez, söz anlamaz, taş gibi kafa" anlamlarındaki nato kafa, nato mermer deyiminde geçen bir söz
- ATIF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yöneltme, çevirme
-
İlişkili bulma
-
Gönderme
-
[isim]
Yöneltme, çevirme
- VAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işi yerine getirmek için verilen söz
- "Son seçimleri yeni nükleer güç santralleri açmak vaadi yüzünden kaybetmiş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir işi yerine getirmek için verilen söz
- ATKI
-
-
[isim]
Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü
- "Omuzlarına attığı kalın yün atkıya rağmen üşümüş gibi titriyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bazı kadın ayakkabılarında ve çocuk patiklerinde ayağın üstünden geçen, yandan iliklenen ince uzun parça
-
Kapı ve pencerelerin yapımında üst tarafa konan ağaç, taş veya beton destek, üst eşik
-
Dokuma tezgâhlarında mekikle enine atılan iplik, argaç
-
Büyük yaba
-
[isim]
Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü
- MİAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin yapılması için tanınan süre
- "Bakkalın veresiyeyi kestiği bir gün, artık bu işin miadı geldiğine kanaat ederek satış hususunda ısrar edecek olmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bir şeyin yerine yenisinin verilebilmesi için kabul edilmiş bulunan süre, kullanma süresi
- "Asker ayakkabısının miadı altı aydır."
-
[isim]
Bir şeyin yapılması için tanınan süre
- STAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Stadyum
-
[isim]
Stadyum
- AFAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Afetler
-
[isim]
Afetler
- LATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Dar ve kalınca tahta
-
[isim]
Dar ve kalınca tahta
- ATLI
-
-
[sıfat]
Atı olan
- "Atlı araba."
-
[isim]
Ata binmiş kimse, süvari
- "Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Binek atı kullanan (asker veya asker sınıfı)
- "Biraz sonra da atlı jandarma yetişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Atı olan
- ATÇI
-
-
[isim]
At yetiştiricisi
-
[isim]
At yetiştiricisi