İçinde as olan 5 harfli 165 kelime var. İçerisinde AS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında as olan kelimeler listesine ya da Sonu as ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKPAS
-
-
[isim]
Lahana, turp, şalgam, karnabahar vb. bitkilerin kök dışındaki bütün bölgelerine yerleşebilen, özellikle semizotugillerde karşılaşılan yosunumsu mantar (Albugo candida)
-
[isim]
Lahana, turp, şalgam, karnabahar vb. bitkilerin kök dışındaki bütün bölgelerine yerleşebilen, özellikle semizotugillerde karşılaşılan yosunumsu mantar (Albugo candida)
- ASHAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sahipler
-
Sahabe
-
[isim]
Sahipler
- POTAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Potasyum birleşiklerine verilen genel ad
-
[isim]
Potasyum birleşiklerine verilen genel ad
- YASİN
- ...
- YASMA
-
-
[isim]
Yasmak işi
-
[isim]
Yasmak işi
- BASAK
-
-
[isim]
Merdiven
-
[isim]
Merdiven
- TASAR
-
-
[isim]
Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan
-
[isim]
Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan
- BASYA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Sapotgillerden, tohumlarından sabunculukta kullanılan bir yağ elde edilen, Asya'da yetişen bir ağaç (Basia)
-
[isim]
Sapotgillerden, tohumlarından sabunculukta kullanılan bir yağ elde edilen, Asya'da yetişen bir ağaç (Basia)
- CİNAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çok anlamlı bir kelimeye, her defasında başka bir anlam yükleyerek birbirine yakın birkaç yerde kullanma
- "En çok beğendiği manzumeler hep cinas, telmih, nükte gibi söz sanatları ve oyunlarıyla dolu olanlardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Çok anlamı olan bir kelimenin iyi anlamını kullanır görünerek kötüsünü öne çıkarma
-
[isim]
Çok anlamlı bir kelimeye, her defasında başka bir anlam yükleyerek birbirine yakın birkaç yerde kullanma
- VASIF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nitelik
- "Sonunda komutanlık vasıflarını göstermek fırsatını bulmalıydı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Nitelik
- HASIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Olan, ortaya çıkan, görünen
- "Beklediği havanın hasıl olmadığını görerek yine sopasını sakladı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Olan, ortaya çıkan, görünen
- GASİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölü yıkama
-
[isim]
Ölü yıkama
- ORASI
-
-
[isim]
O yer, ora
- "Odam orası, dedi, sağ tarafa düşen kapı." (Refik Halit Karay)
-
O yönü
- "İşin orası önemli değil."
-
[isim]
O yer, ora
- BASİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bakterilerin çomak biçiminde ince uzun olan türü
-
[isim]
Bakterilerin çomak biçiminde ince uzun olan türü
- KASEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ant, yemin
- "Yaşı daha kırk bile yok, diye yeminler, kasemler, antlar..." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Ant, yemin
- MASİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kütlesi, görünürdeki bütün hacmi kaplayan, kaplama veya doldurma olmayan, som
-
[sıfat]
Kütlesi, görünürdeki bütün hacmi kaplayan, kaplama veya doldurma olmayan, som
- SLASH
- ...
- PASTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İçine katılmış türlü maddelerle özel bir tat verilmiş, fırında veya başka bir yolla pişirilerek hazırlanmış bir tür hamur tatlısı
-
[isim]
İçine katılmış türlü maddelerle özel bir tat verilmiş, fırında veya başka bir yolla pişirilerek hazırlanmış bir tür hamur tatlısı
- NASIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
En çok el ve ayağın sürekli sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesiyle oluşmuş deri
- "Ellerinde nasır, yüzlerinde nur / Yarına ümitle yürüyenlere / Bir selam uçuralım." (Orhan Veli Kanık)
- "Tütün alıcılarının nasırına basmamak, gölgelerini bile çiğnemeden dolanıp da geçmek gerektiğini biliyordu." (Necati Cumalı)
-
[isim]
En çok el ve ayağın sürekli sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesiyle oluşmuş deri
- FASİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Açık ve düzgün (anlatış)
- "... sözleri daha fasih çıkarmak için hafif şapırtılarla oynayan kırmızı dudaklarına takılıyordu." (Peyami Safa)
-
Açık ve düzgün konuşma yeteneği olan
-
[sıfat]
Açık ve düzgün (anlatış)