İçinde ara olan 5 harfli 50 kelime var. İçerisinde ARA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ara olan kelimeler listesine ya da Sonu ara ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ARA

2 Harfli Kelimeler

AR, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BARAK

  1. [isim] Tüylü, kıllı çuha, kebe
  2. Bir cins tüylü av köpeği

KARAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı
    • "Kararımı biradere pek güçlükle kabul ettirdim." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Artık ayrılmayalım diye kararlar alıyor fakat bir türlü tatbike geçemiyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Dün akşam size tesadüf ettiğimde bunu karar altına almıştık." (Halit Ziya Uşaklıgil)
    • "Tekrar masa başına dönmekten zevkli bir iş bulamayacağımda karar kıldım." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm
    • "Yargıç kararı."
  3. Bu yargıyı bildiren belge
    • "Mahkeme kararını aldı."
  4. Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik
  5. Değişmez olma
    • "Havanın hiç kararı yok."
  6. Tam ölçüsünde, ne az ne çok
    • "Yemeğin tuzu karar."
  7. Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş

MARAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hastalık
  2. Dayanılması güç durum
  3. [sıfat] Huysuzluğu ve titizliği ile can sıkan
    • "Aman ne maraz adamsın!"

KARAY
...
ARABA

  1. [isim] Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı
    • "Ve arabayı dörtnala ileri sürdü." (Haldun Taner)
  2. [sıfat] Bu taşıtın aldığı miktarda olan
    • "İki araba saman. Bir araba kömür."

YARAR

  1. [isim] Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda
    • "Bu çalışmamızın bir yararı olmadı."
  2. Çıkar
    • "Kızılay yararına bir balo."
  3. [sıfat] Yarayan, elverişli, uygun
    • "Çiçek koymaya yarar bir kap."

ŞARAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üzüm veya başka meyve sularını türlü yöntemlerle mayalandırarak elde edilen alkollü içki, mey

YARAŞ

  1. [sıfat] Bir kimseye kendini beğendirmek için alımlı davranan (kimse)
    • "Öbürü ne kadar çekingen ve sessiz ise bu o kadar yaraş ve konuşkan, tam manasıyla bir İstanbul kadını." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ARALI
...
SARAT

  1. [isim] Büyük delikli kalbur

TARAZ

  1. [isim] İpek gibi düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik

HARAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bayındırlığı kalmamış, yıkılacak duruma gelmiş, yıkkın, viran
    • "Duvarları yıkılmış, çatıları yanmış, harap bir köyün hizasına gelince yaver atından atladı." (Ömer Seyfettin)
    • "Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir." (Atatürk)
    • "Ona zamanın harap edemeyeceği bir abide yapmak istedi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Parkın eski güzelliği kalmadı, ne kadar harap oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Bitkin, yorgun, perişan
    • "Kiraz yemekten insanlar harap, perişan olurdu." (Refik Halit Karay)
  3. Çok sarhoş

ARAKA

  1. [isim] İri taneli bezelye

MARAL

Kelime Kökeni : Moğolca

  1. [isim] Dişi geyik

HARAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Din kurallarına aykırı olan, dinî bakımdan yasak olan, helal karşıtı
    • "Uyku bana haram oldu."
  2. Yasak

SARAY

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı
  2. Kamu işlerinin yürütüldüğü büyük yapı
    • "Emniyet Sarayı. Spor ve Sergi Sarayı."
  3. Görkemli ve gösterişli yapı
    • "Bu ev bir saray."
  4. Devlet başkanı ve çevresi
    • "Saraydan çağrılmış."

YARAN
...
VARAN

  1. [sıfat] Bir olayın tek kalmayıp arkadan daha başkalarının gelebileceğini anlatmak için birden başlayarak sıra ile sayıların başına getirilen bir söz
    • "Varan bir. Varan iki."

DARAŞ

  1. [sıfat] Dar, kasvetli (yer)
    • "O oda hem daraş hem nezaretsiz hem de lodosa karşı..." (Sermet Muhtar Alus)

GARAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hedef, amaç, maksat
    • "Bana garaz bağladığını seziyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Birine karşı güdülen kötülük etme isteği, kin
    • "Bağnaz, şu yahut bu düşünceye değil, düşünen kişiye, düşünmeye garazdır." (Nurullah ataç)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü