İçinde ap olan 4 harfli 30 kelime var. İçerisinde AP bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ap olan kelimeler listesine ya da Sonu ap ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A P Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

PA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

APİA
...
LAPA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Nişastalı tanelerin, su ile kaynatılarak bulamaç kıvamına getirilmiş durumu
    • "Bulgur lapası. Pirinç lapası."
    • "Sen de kendini lapa gibi bırakma!" (Burhan Felek)
  2. Keten tohumu vb. bitkilerin kaynatılmasıyla elde edilen, sıcak olarak tülbent içinde vücuda dıştan uygulanan ilaç
    • "Keten tohumu lapası. Hatmi lapası."

MAPA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Ucu halkalı cıvata
  2. Gemi içini aydınlatmaya yarayan, içinde zeytinyağı bulunan siperli fener

KAPI

  1. [isim] Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı
    • "Altı bir geldi mi köşeyi kapacaksın, kapıları almayı asla unutmayacaksın." (Tomris Uyar)
    • "Sizin hepinizi kapı dışarı edecekler. Çünkü kaçak işçiye memlekette iş yok." (Muammer İzgü)
    • "Rumeli'de bıraktığı çiftlikleri de anlattıktan sonra yaptığı kapıyı kâfi gördü. İşlere geçti." (Ömer Seyfettin)
    • "Anahtar bendedir. Onlar sonra kapıda kalırlar." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat
    • "Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer
  4. Devlet dairesi
    • "Hükûmet kapısı."
  5. Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân
    • "Onların başvuracağı her kapıya gitmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
  6. Gidere yol açan gereksinim
    • "Bayram geldi, yine masraf kapıları açıldı."
  7. Ev gezmesi için gidilen yer
    • "Bugün yine kaç kapı dolaştın?"

SAPA

  1. [sıfat] Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan
  2. Merkezden uzak, kıyıda köşede kalmış
    • "Eskiden sapa semtlerde küçücük dükkânlar görünürdü." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Yan, değişik
    • "Kimileri sert çıkışlarda, karşı koymalarda, sapa ilişkilerde çözüm arıyor." (Tomris Uyar)

ADAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Töre
  2. Yol yordam, yol yöntem
    • "Edebiyatın da kendine mahsus adabı var." (Orhan Veli Kanık)

ARAP

  1. [isim] Fotoğrafın negatifi

AZAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç
    • "Aydınlık olunca günlerin devamı bir azap gibi geliyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Bu şehrin, takdir fukaralarının orta malına dönüşmüş olmasından azap duyuyorum." (Aydın Boysan)
    • "Bu düşünce ona epeyce azap verdi." (Ahmet Mithat)
  2. İslam inanışına göre dünyada günah işlemiş olanlara ahirette verilecek ceza
    • "Senin yüzünden bir hâl olursa azabını ömrün boyunca çekersin ağabey." (Haldun Taner)

İRAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] "Hiçbir değeri ve önemi yok" anlamındaki irapta mahalli yok deyimde geçen bir söz

SLAP

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Büyük yassı parça

APRE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kumaş veya derinin cilalanması, perdahlanması
  2. Dokumacılıkta, boyacılıkta cila olarak kullanılan madde

ÇAPA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Tarlalarda toprağı işlemek için kullanılan ağaç veya demir saplı kazı aracı
    • "İleride iki büklüm eğilmiş, elindeki çapayla tarhlarda çalışan bahçıvan, otomobilin gelişini görünce ağır ağır doğruldu." (Halide Edip Adıvar)
  2. Çapalama işi

ZAPT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zor kullanarak ele geçirme
    • "Bizans'ta Sırp memleketlerini zapt ettilerse de bir müddet sonra bazı kısımlara geniş otonomiler verdiler." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Tutma, hâkim olma
    • "İşte o vakit ben zaptı imkânsız bir vahşi kedi hâline girmişim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Neveser bir sevinç çığlığını zor zapt etmişti." (Atilla İlhan)

İTAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Paylama, azarlama

ASAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sinir
    • "Bu büyük ıstırap asabına uyuşukluk getirdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

İCAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gerek, gereklik, ister, lüzum
    • "Nezaket icabı bu cevaptan memnun görünmesi lazımdı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Birbirlerini çok iyi tanımaları icap eden bu zevat, İstanbul'un muhtelif kahvelerine dağılmışlardır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "O gecenin akşamı böyle bir yer değiştirmeyi icap ettirecek bir arızaya uğradığımızı da hatırlamıyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Olumlama

APAK

  1. [sıfat] Çok ak

TAPA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Şişe gibi dar delikleri tıkamaya yarayan mantar, cam, tahta veya plastikten tıkaç, tıpa
  2. Top mermisinin ucuna takılan ve mermi atıldıktan sonra patlamasını sağlayan ayarlı başlık

APIŞ

  1. [isim] Butların iç tarafı, iki bacak arası

YAPI

  1. [isim] Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina
  2. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat
  3. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme
    • "Kırıkkale yapısı bir tabanca."
  4. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür
    • "Yapısı sağlam, güzel bir erkekti." (Yusuf Ziya Ortaç)
  5. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür
    • "Dil yapısı. Cümle yapısı."
  6. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün
  7. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü