İçinde an olan 4 harfli 82 kelime var. İçerisinde AN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında an olan kelimeler listesine ya da Sonu an ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ANKA
- ...
- KANO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kürekle yürütülen dar, uzun, hafif tekne
- "Yelkensiz ve dümensiz kotra, şimdi bir kano sürati ile hareket ediyordu." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Kürekle yürütülen dar, uzun, hafif tekne
- ANNE
-
-
[isim]
Çocuğunu dünyaya getiren kadın, ana, valide
- "Evlendikten iki yıl sonra anne oldu."
-
Yavrusu olan dişi hayvan
-
[isim]
Çocuğunu dünyaya getiren kadın, ana, valide
- AJAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, casus, dil avcısı, çaşıt
-
Bir kimsenin, bir ortaklığın veya bir devletin bazı işlerini yapan kimse, temsilci
-
[isim]
Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, casus, dil avcısı, çaşıt
- GANJ
- ...
- ANOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Artı uç
-
[isim]
Artı uç
- ANCA
-
-
Böylece, bu biçimde
- "Yürü anca gidersin!"
- "Gitmem Hasan, gitmem... Artık anca beraber, kanca beraber." (Osman Cemal Kaygılı)
-
O kadar, öyle
-
Böylece, bu biçimde
- DANA
-
-
[isim]
İneğin, sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu
- "İstediğimiz parayı vermezse işte o zaman dananın kuyruğu kopar." (Yahya Kemal)
-
[isim]
İneğin, sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu
- AYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Belli, açık
- "Onun duru aydınlığında alın yazımızın en çapraşık satırları, bize, birdenbire ayan oluverir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Belli, açık
- ANTİ
- ...
- ANAÇ
-
-
[isim]
Yemiş verecek durumdaki ağaç
- "Bir yıllanmış ağaca anaç derler, babaç demezler." (Burhan Felek)
-
Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan
-
[sıfat]
İri, kart
- "Ön sıranın başına oturmuş, iki anaç kız, baş başa konuşuyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Kurnaz
-
[sıfat]
Deneyli, bilgili
-
[sıfat]
Başına buyruk
-
[isim]
Yemiş verecek durumdaki ağaç
- BANA
-
-
[zarf]
Ben zamirinin yönelme durumu ekli biçimi
- "Bana bak, karışmam sonra!"
- "Bu yaptığını babana söylemezsem bana da adam demesinler."
- "Daha nice manevi trenlerimizi yıllar yılı taşlayanlar var da bana mısın demiyoruz." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Ben zamirinin yönelme durumu ekli biçimi
- İZAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlayış, anlama yeteneği
-
[isim]
Anlayış, anlama yeteneği
- BANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kurucu (kimse)
-
Yapan, kuran (kimse)
- "Köprünün banisi, her geçen yolcudan bir baç alırmış." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Kurucu (kimse)
- EMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Radyoaktif cisimlerde ölçü birimi
-
[isim]
Radyoaktif cisimlerde ölçü birimi
- CANA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[ünlem]
"Ey sevgili" anlamında bir seslenme sözü
- "Esiriaşkın olmuşum cana!" (Melih Cevdet Anday)
-
[ünlem]
"Ey sevgili" anlamında bir seslenme sözü
- MANA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam
- "Ne halk buyruğun tutarsın ne kul sözün işitirsin / Hiç bilmezsin mana nedir, ne dilde çağırmak gerek." (Yunus Emre)
- "Kızın adını Emel koydu. Oğlanınkini Fethi ... Sanki bundan emelini fethetmiş manası çıkıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Anlam
- DANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kuş yemi
-
[isim]
Kuş yemi
- OĞAN
- ...
- İLAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Duyuru
- "Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti." (Tarık Buğra)
- "Dün, bütün akşam gazetelerine ilan verdim." (Ömer Seyfettin)
-
Açıkça bildirme, açıkça duyurma
- "Cumhuriyetin ilanı."
- "Mahkemede senetle kendi kızı olduğunu dünyaya ilan etti." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Duyuru