İçinde alı olan 10 harfli 148 kelime var. İçerisinde ALI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında alı olan kelimeler listesine ya da Sonu alı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LAVANTALIK
-
-
[isim]
Lavanta kokusunu koymaya yarayan şişe
-
[isim]
Lavanta kokusunu koymaya yarayan şişe
- BALIKÇILIK
-
-
[isim]
Balık tutma, avlama işi
-
Balık üretme ve satma işi
- "Muharrem artık yalnız balıkçılıkla geçiniyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Balık tutma, avlama işi
- PROSTELALI
-
-
[sıfat]
Önlüğü olan
- "Prostelalı Rum kızından bir şampanya alıp köşedeki bir koltuğa oturdu." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Önlüğü olan
- ALIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Alışmasına yol açmak
-
Uyar duruma getirmek
- "Anahtarı kilide alıştırmak. Dolabın kapağını alıştırmak."
-
[-i]
Alışmasına yol açmak
- HAFTALIKLI
-
-
Ücretini haftadan haftaya alan (kimse)
-
Ücretini haftadan haftaya alan (kimse)
- ORKESTRALI
-
-
[sıfat]
Orkestrası olan
-
[sıfat]
Orkestrası olan
- PASTIRMALI
-
-
[sıfat]
İçinde pastırma bulunan (yemek)
-
[isim]
İçinde pastırma bulunan gözleme, börek, pide vb. hamur işleri
-
[sıfat]
İçinde pastırma bulunan (yemek)
- SERLEVHALI
- ...
- KALIVERMEK
- ...
- KALIMLILIK
-
-
[isim]
Kalımlı olma durumu
-
[isim]
Kalımlı olma durumu
- ÇALIMLILIK
-
-
[isim]
Çalımlı olma durumu
-
[isim]
Çalımlı olma durumu
- SALIVERMEK
-
-
[-i]
Bırakmak, koyuvermek, serbest bırakmak
- "Nadide Hanım, yemekten sonra torunlarını bahçeye salıvermiş, kendisi büyüklerle beraber sofra başında kalmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bırakmak, koyuvermek, serbest bırakmak
- KALIPLANMA
-
-
[isim]
Kalıplanmak işi
-
[isim]
Kalıplanmak işi
- TEKESAKALI
-
-
[isim]
Birleşikgillerden, kökleri sebze olarak kullanılan otsu bir bitki (Tragopogon porrifolius)
-
[isim]
Birleşikgillerden, kökleri sebze olarak kullanılan otsu bir bitki (Tragopogon porrifolius)
- OTURTMALIK
-
-
[isim]
Yapının toprak üstünde kalan, 1 m kadar yükseklikte, bütün yapı boyunca devam eden, üstüne gelen duvarlardan birkaç santim dışarı çıkıntılı ana temel duvarı
-
[isim]
Yapının toprak üstünde kalan, 1 m kadar yükseklikte, bütün yapı boyunca devam eden, üstüne gelen duvarlardan birkaç santim dışarı çıkıntılı ana temel duvarı
- ARKALIKSIZ
-
-
[sıfat]
Arkalığı, sırt dayayacak yeri olmayan
- "Çadır, içindeki arkalıksız iskemlelere kurulan müşterileri güneşten korur." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Arkalığı, sırt dayayacak yeri olmayan
- KABARTMALI
-
-
[sıfat]
Kabartması olan
-
[sıfat]
Kabartması olan
- HARMANDALI
-
-
[isim]
Ege bölgesinde oynanan bir çeşit zeybek oyunu
-
Bu oyunun müziği
-
Sarhoş
- "Baktı ki harmandalıyım, çık, dedi yarın akşam gel; sayılıdır sarhoşluğum benim." (Rıfat Ilgaz)
-
[isim]
Ege bölgesinde oynanan bir çeşit zeybek oyunu
- ALIKLAŞMAK
-
-
[nsz]
Alık duruma gelmek, bir şey karşısında aptallaşıp şaşırmak, şaşkınlaşmak, aptallaşmak
- "Birdenbire alıklaşan yüzünü bir zafer gururuyla seyrediyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Alık duruma gelmek, bir şey karşısında aptallaşıp şaşırmak, şaşkınlaşmak, aptallaşmak
- KAYNATALIK
-
-
[isim]
Kaynata olma durumu
-
[isim]
Kaynata olma durumu