İçinde ale olan 5 harfli 22 kelime var. İçerisinde ALE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ale olan kelimeler listesine ya da Sonu ale ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ELA
2 Harfli Kelimeler
AL, EL, LA, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HALEN
- ...
- HALET
- ...
- SALEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Salepgillerin tek köklü, yumrulu, salkımlı veya başak çiçekli örnek bitkisi (Orchis)
-
Bu bitkinin yumru durumundaki köklerinden dövülerek hazırlanan beyaz toz
-
Bu tozun, şekerli süt veya su ile kaynatılmasıyla yapılan sıcak içecek
-
[isim]
Salepgillerin tek köklü, yumrulu, salkımlı veya başak çiçekli örnek bitkisi (Orchis)
- FALEZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yalı yar
-
[isim]
Yalı yar
- TALER
- ...
- ALEYH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin veya bir kimsenin karşısında olma, leh karşıtı
- "Aleyhinde bir tertip kuranların gadrine uğradım." (Refik Halit Karay)
- "Avrupalılar ordumuz aleyhine ne akıllarına gelirse söylerler." (Haldun Taner)
- "Şimdi iş tamamıyla aleyhimize döndü." (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Bir şeyin veya bir kimsenin karşısında olma, leh karşıtı
- ADALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kas
- "Omuz adaleleri gelişmişti." (Çetin Altan)
-
[isim]
Kas
- MALEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Mal olarak, malca
-
[zarf]
Mal olarak, malca
- İZALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yok etme, giderme
- "Ben sende hasıl olan fikirleri izale etmek isterim." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Yok etme, giderme
- ALEVİ
- ...
- İMALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir tarafa yatırma, eğme
-
Kısa okunması gereken heceyi ölçüye uydurmak için uzun okuma, zihaf karşıtı
-
[isim]
Bir tarafa yatırma, eğme
- BALEN
- ...
- İHALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İş, mal vb.ni birçok istekli arasından en uygun şartlarla kabul edene verme, eksiltme veya artırma
-
[isim]
İş, mal vb.ni birçok istekli arasından en uygun şartlarla kabul edene verme, eksiltme veya artırma
- HALEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bozma, bozukluk
- "İsterdim ki saçlarının rengine, dişlerinin parıltısına ve gözlerinin güzelliğine halel gelmemiş olsun." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Son nefesine kadar devlet adamı saygınlığına halel getirmeyen böyle bir metanet örneği olmuştu." (Haldun Taner)
- "Yeni mahalleler ayrı yerlerde şehrin tarihî kıymetine halel vermemek üzere inşa olunmaktadır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bozma, bozukluk
- EGALE
- ...
- İSALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akıtma
-
[isim]
Akıtma
- HALEF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin ardından gelip onun makamına geçen kimse, ardıl, selef karşıtı
-
[isim]
Birinin ardından gelip onun makamına geçen kimse, ardıl, selef karşıtı
- TALEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, dileme, istem
- "Bu davanın sukutunu talep ederim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İstek
- "... din eğitim ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır." (Anayasa)
-
[isim]
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, dileme, istem
- PALET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ressamların boyaları üzerine dizerek fırça ile karıştırdıkları tahta veya porselen levha
- "Ne atölyem ne fırçam ne paletim var." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Sanayide çeşitli amaçlarla kullanılan yayvan ve geniş levha
-
Hızlı yüzmek için ayağa geçirilen araç
-
Tankın veya bazı iş makinelerinin her türlü arazide yol almasını sağlayan iki yanındaki tekerleklerini içine alan metal şerit, tırtıl (II)
-
[isim]
Ressamların boyaları üzerine dizerek fırça ile karıştırdıkları tahta veya porselen levha
- ALENİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan
- "Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine, edepsizliğine tahammül ettiniz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan