İçinde aka olan 5 harfli 34 kelime var. İçerisinde AKA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aka olan kelimeler listesine ya da Sonu aka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

AKA

2 Harfli Kelimeler

AK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TAKAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değişim
  2. İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi, kliring

SAKAL

  1. [isim] Yetişkin erkeklerde yanak ve alt çenede çıkan kılların tümü
    • "Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Yaşıtlarının hemen hepsi sakal koyuverdi." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Yumuşak durmak, yalvarmak, sakalı ele vermek demektir, sonra artık evin idaresi ne olacak?" (Memduh Şevket Esendal)
    • "Sakalına göre tarak vurdum. Oğlunun çok selamı var dedim. Tarla icarlarını toplar, kendi elleriyle verir dedim." (Orhan Kemal)
  2. Bazı hayvanlarda çene altında bulunan kılların tümü
  3. Gemi karinasında oluşan yosun, yapışan midye vb. yabancı madde

ALAKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlgi
    • "Bu sahneyi mangalın başında Havva Hanım bize kaç defa tekrar etti, hatırlayamam. Ama her defasında bizde büyük bir alaka uyandırıyordu." (Halide Edip Adıvar)
    • "Fabrikayla alakamı kestim."
  2. Gönül bağı

TAKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet
    • "Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı." (Aka Gündüz)
    • "Sonra, artık takati kesilmiş gibi kendini bıraktı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Günahlarımızın icmaline gelince ben tutamam, takatim yetmez." (Atilla İlhan)

MAKAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mevki, kat, yer
    • "İnsan değil gökyüzündeki makamını şaşırarak yere inmiş bir melektir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Klasik Türk müziğinde bir müzik parçası veya şarkının işleniş biçimi

MAKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kıç
  2. Anüs
  3. Minderli alçak sedir
    • "... duvardaki çiviye lambayı asarken odanın makatına yığılır gibi oldu." (Abbas Sayar )
  4. Minder yüzü, minderin üzerine yayılan kumaş

ÇAKAL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Etoburlardan, sürü hâlinde yaşayan, kurttan küçük bir yaban hayvanı (Canis aureus)
  2. Kurnaz, yalancı, düzenci, aşağılık kimse
  3. [sıfat] Titiz, huysuz, görgüsüz

HAKAS
...
VAKAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ağırbaşlılık
    • "Hepsi temiz, hepsi yeni giyinmiş askerin vakarı, efendiliği üstlerinden akıyor." (Halide Edip Adıvar)

HAKAN

  1. [isim] Türk, Moğol ve Tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir unvan
  2. Osmanlı padişahlarına verilen unvan

SAKAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çatı, dam
    • "... genç âlimlerin, binbir rica, yüz bin teşekkürle gezip yıkık sakaflarının, eğrilmiş camsız pencerelerinin, düşük kapılarının resimlerini almadıkları bu harabe, iki yüz yaşını çoktan doldurmuştu." (Ömer Seyfettin)

JAKAR
...
RAKAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sayıları göstermek için kullanılan işaretlerden her biri
    • "0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, I, II, III ..."
  2. Bu işaretlerle yazılmış sayı
  3. Nicelik, miktar
    • "Kayıplar yüksek bir rakama çıktı."

DAKAR
...
SAKAK

  1. [isim] Çene altı

ÇAKAR

  1. [isim] Denizde, açığa veya kıyılara yerleştirilen, düzenli aralıklarla ve sürekli belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener, şimşekli fener
  2. Genişliği on, uzunluğu yaklaşık iki yüz elli kulaç olan balık ağı
    • "Kolyoz çakarı. Uskumru çakarı."

LAKAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad
    • "Arkadaşının taktığı bu lakabı, Ger Ali, soyadı kanunu çıkınca isminin başından alıp sonuna koydu mu bilmiyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)

AKABE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tehlikeli, sarp ve zor geçit

MAKAK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Güneydoğu Asya'da yaşayan kuyruklu bir maymun (Macacus)

BAKAN

  1. [isim] Hükûmet işlerinden birini yönetmek için, genellikle milletvekilleri arasından, başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra işbaşına getirilen yetkili, vekil, nazır
    • "O sadece iyi bir bayındırlık bakanıdır." (Falih Rıfkı Atay)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü