İçinde aha olan 8 harfli 48 kelime var. İçerisinde AHA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aha olan kelimeler listesine ya da Sonu aha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AHA
2 Harfli Kelimeler
AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAHANELİ
-
-
[sıfat]
Bahanesi olan
-
[sıfat]
Bahanesi olan
- HAHAMLIK
-
-
[isim]
Hahamın unvanı ve görevi
-
[isim]
Hahamın unvanı ve görevi
- TAHAKKÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Baskı, zorbalık, hükmetme
- "Sen böyle karı tahakkümü altında mı kalacaksın?" (Memduh Şevket Esendal)
- "O, işbaşına geldiği zaman etrafındakilere böyle tahakküm ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Baskı, zorbalık, hükmetme
- MÜLAHAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düşünce
- "Bu mülahazaya binaen, padişaha hitaben bir telgrafname hazırlandı." (Atatürk)
- "Bu mülahazayı kafasında değil, bağıra bağıra yaptı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Düşünce
- TAHACCÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüme
- "Belediye bu tahaccümün önüne geçebilmek için 'sevgi yumağı projesi'ni hayata geçiriyor." (İlker Sarıer)
-
[isim]
Büyüme
- MÜDAHALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karışma, araya girme
- "Sözümü adi bir müdahale zanneder diye korktum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Katiyen, müzakereye müdahale etmeyeceğimi ve hiçbir söz söylemek niyetinde olmadığımı ... bildirdim." (Atatürk)
-
Bir dava sonucu verilecek olan kararın, dolaylı olarak etkileyeceği üçüncü kişilerin davaya katılmaları
-
[isim]
Karışma, araya girme
- AHARLAMA
-
-
[isim]
Aharlamak işi
-
[isim]
Aharlamak işi
- GÜLBAHAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kırmızı boya elde etmede kullanılan iyi bir cins toprak
-
Bir tavla oyunu
-
[isim]
Kırmızı boya elde etmede kullanılan iyi bir cins toprak
- BİRAHANE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Genellikle bira içilen, aynı zamanda çabuk hazırlanan bazı sıcak veya soğuk yemeklerin de yenildiği yer
- "Dün akşam Reha Bey bana oturduğumuz birahanede muharrir Ahmet Rasim beyi de tanıttı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Genellikle bira içilen, aynı zamanda çabuk hazırlanan bazı sıcak veya soğuk yemeklerin de yenildiği yer
- RAHATLIK
-
-
[isim]
Üzüntüsü, sıkıntısı, tedirginliği olmama durumu, rahat
- "Nilgün'ü sükûna kavuşmuş görmenin rahatlığı içindeyim." (Refik Halit Karay)
-
Yorgunluk veya sıkıntı vermeme durumu
- "Başkalarının rahatlık saydığı işlerde sıkıldım, sinir kesildim." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Üzüntüsü, sıkıntısı, tedirginliği olmama durumu, rahat
- MUSAHABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Konuşma, görüşme, söyleşi
-
[isim]
Konuşma, görüşme, söyleşi
- MASLAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İş, önemli iş, mesele
-
Erkeklik organı
-
[isim]
İş, önemli iş, mesele
- TAHAKKUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerçekleşme, yerine gelme
- "Resmen bir şey tahakkuk etmediyse de köylüler, fikirlerinde sabit kaldılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Gerçekleşme, yerine gelme
- HURDAHAŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Onarılamayacak biçimde kırılıp parçalanmış, paramparça
- "İçerisinde tok tok vuran bu ses, onun incecik göğüs tahtasını hurdahaş etmeye kâfi idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Onarılamayacak biçimde kırılıp parçalanmış, paramparça
- BAHARİYE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Divan edebiyatında, bahar tasviri ile başlayan kaside
-
[isim]
Divan edebiyatında, bahar tasviri ile başlayan kaside
- PAHASINA
-
-
karşılığında, uğruna, ... için
- "Başında ağır ve paha biçilmez emsalsiz ve füsunlu bir taç gibi duruyordu." (Ömer Seyfettin)
- "Alınıp satılan eşyalar gibi ona paha biçmek akılsızlık olurdu." (Samiha Ayverdi)
- "Treni kaçırmak pahasına onu bekledim."
-
karşılığında, uğruna, ... için
- SAHAFLIK
-
-
[isim]
Sahaf olma durumu
-
[isim]
Sahaf olma durumu
- BİLAHARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Sonra, sonradan, daha sonra, sonraları
- "Bu işin bilahare daha etraflı bir şekilde düşünülerek arz edilmesi icap ettiğini söyleyince başını eğerek sustu." (Nahid Sırrı Örik)
-
[zarf]
Sonra, sonradan, daha sonra, sonraları
- BOZAHANE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Boza yapılan yer
-
[isim]
Boza yapılan yer
- RAHATSIZ
-
-
[sıfat]
Rahatı olmayan, tedirgin, huzursuz
- "Geceleyin aptalca tık tıklarıyla insanı rahatsız eden bir masa saati imiş." (Refik Halit Karay)
- "O rahatsız olunca ben de inadına bakmaya başladım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Rahat kullanılmayan, sıkıntı, tedirginlik veren
- "Bu sandalye pek rahatsız."
-
Hasta, keyifsiz
-
[sıfat]
Rahatı olmayan, tedirgin, huzursuz