İçinde ah olan 5 harfli 127 kelime var. İçerisinde AH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ah olan kelimeler listesine ya da Sonu ah ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AH, HA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TAHIL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç vb. hasat edilen ürünler ile tohumlarının genel adı, hububat

KAHİN
...
AHLAT

  1. [isim] Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster)
  2. Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi
  3. Kaba adam, yol iz bilmez kimse

SİLAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç
    • "Üç serseri birbirleriyle silah silaha girmişler." (Refik Halit Karay)
  2. Savunmak veya saldırmak için kullanılan nesne, etken araç
  3. Bir konuda etkili her şey
    • "Bir maddi menfaate dayanmayan meselelerde rica ve niyaz en kuvvetli bir silahtır." (Reşat Nuri Güntekin)

AHFEŞ
...
FAHRİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Onursal
  2. Gönüllü, karşılıksız
    • "Bilmem hangi bir esnaf cemiyetinin fahri kâtibi imiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)

AHALİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk
    • "Mevsim daha Boğaz'ın bütün ahalisini toplayamamıştır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir yerde toplanan kalabalık, halk
    • "Ahaliden kimsenin kendisini tanımaması için bir siyah mantoya bürünmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)

LAHZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir parçası, an
    • "Top gürleyip oruç bozulan lahzadan beri / Bir nurlu neşe kapladı kerpiçten evleri." (Yahya Kemal Beyatlı)

GÜNAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal
    • "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
    • "Seni göreyim söyleyeyim dedim de günah benden gitsin!" (Necati Cumalı)
    • "Bedia'yı terk edersem büyük bir günah işlemiş olacağım." (Peyami Safa)
    • "Bu mala bu kadar para vermek günah olur."
  2. Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık
    • "Bu adama bu kadar eziyet etmek günahtır."
  3. Sorumluluk, vebal
    • "Ben söyleyeyim de günah benden gitsin."
  4. Kabahat, hafif suç
    • "Bütün kusurları, günahları, kibar, asil bir güzellik şeklinde görülür." (Mahmut Yesari)

RAHİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Döl yatağı
    • "Benim ta ana rahmine düştüğüm andan beri olan hayatımı güya araştırmışlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

SAHAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle kullanılmış ve eski kitap alıp satan kitapçı

EYVAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [ünlem] Beklenmedik, kötü, hoşa gitmeyen bir haber veya olay karşısında duyulan acınma, üzülme sözü
    • "Eyvah, ne yer ne yâr kaldı!" (Abdülhak Hamit Tarhan)

MÜBAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Dinî bakımdan yapılmasında sakınca olmayan, yapılması günah veya sevap olmayan
    • "Kendine mübah gördüğünü bana yasak ederek beni susturmak mı istiyordun?" (Peyami Safa)
  2. Yapılmasında sakınca görülmeyen

CENAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuş kanadı
  2. Kol, pazı
  3. Yan, taraf
  4. Kanat
    • "Ben takımımla beraber taburun sağ cenahını himaye için tepelere çıktım." (Ömer Seyfettin)

KAHPE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Orospu, ahlaksız kadın
  2. [sıfat] Dönek

DAHİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işe karışmış olma, karışma
    • "Yok, paşa kardeş, bu zaferde benim dahlim yok." (Feridun Fazıl Tülbentçi)

ŞAHSİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kişiye ait, kişiyle ilgili, kişinin malı olan, kişisel, bireysel, özlük
    • "Hareketin içinde şahsi kinler ve rekabetler vardı." (Falih Rıfkı Atay)

YAHUT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [bağlaç] Veya, ya da
    • "Artık bunları rüyanızda yahut romanlarda görebilirsiniz." (Ömer Seyfettin)
  2. Bir düşünceden cayıldığında "daha doğrusu, iyisi" anlamlarında kullanılan bir söz

FERAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bol, geniş
    • "Ferah bir ev."
  2. Havadar, aydınlık, iç açıcı (yer)
    • "Bu kahvenin ferah ve sevimli bir taraçası vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SİYAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kara (II), beyaz karşıtı
    • "İri siyah gözlerini kalın kaşlarıyla beraber kaldırdı." (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Siyah ekmek."
  3. Baskıda başka harflerden daha kalın görünen harf türü

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü