İçinde ac olan 5 harfli 37 kelime var. İçerisinde AC bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ac olan kelimeler listesine ya da Sonu ac ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HACİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kısıt
- "Mümkün olduğu kadar uzun zaman devam etmesi için onu âdeta hacir altına almıştık." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Kısıt
- TACİK
- ...
- OYACI
-
-
[isim]
Oya yapan veya satan kimse
-
[isim]
Oya yapan veya satan kimse
- ACICA
-
-
[sıfat]
Oldukça acı
- "Acıca bir yemek."
-
[sıfat]
Oldukça acı
- TACİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hızlandırma, çabuklaştırma, tezleştirme
-
[isim]
Hızlandırma, çabuklaştırma, tezleştirme
- RACON
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yol, yöntem, usul
- "Hayri bütün kumar raconunu bilirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gösteriş, fiyaka
- "Racon meraklısı bir adam."
- "Hayati ortaya atılır, tosunca raconu keser ya da dövülürdü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Yol, yöntem, usul
- ACİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görülmemiş, alışılmamış, şaşılacak veya yadırganacak şey
-
[isim]
Görülmemiş, alışılmamış, şaşılacak veya yadırganacak şey
- DUACI
-
-
[isim]
Tanrı'ya yalvaran kimse
- "Hepimiz iyiyiz, sana duacıyız, diyordu mektupta." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tanrı'ya yalvaran kimse
- ACILI
-
-
[sıfat]
Acı katılmış olan
- "Acılı tarhana."
-
Acısı olan, kederli
- "Acılı kadın."
-
[sıfat]
Acı katılmış olan
- ACEZE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Âcizler
-
[isim]
Âcizler
- ODACI
-
-
[isim]
Resmî kuruluşlarda, iş yerlerinde, temizlik ve getir götür işlerine bakan görevli, hizmetli, hademe, müstahdem
- "Şişman odacı sahanlıkta bir daha gözüktü." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Resmî kuruluşlarda, iş yerlerinde, temizlik ve getir götür işlerine bakan görevli, hizmetli, hademe, müstahdem
- NACAK
-
-
[isim]
Sapı kısa, küçük odun baltası
- "Silahsız kaldık, köylüler bize dipçik, üvendire, nacak yetiştirdi." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Sapı kısa, küçük odun baltası
- APACI
-
-
[sıfat]
Çok acı
- "... ağzı purodan apacı idi." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Çok acı
- ACELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi
- "Aman, acele etmeli, vakit geçiyor." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Satıcı aceleye getirerek elmanın çürüklerini vermiş."
-
[zarf]
Vakit geçirmeden, tez olarak
- "Acele bir karar vermek ihtiyacındayım." (Peyami Safa)
- "Acele etme, konuşuruz, sırası var." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Çabuk davranma
-
[sıfat]
Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi
- UMACI
-
-
[isim]
Öcü
- "Özellikle cinden, periden, umacıdan çok korkardım." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Öcü
- OTACI
-
-
[isim]
Hekim
-
[isim]
Hekim
- ACARA
- ...
- HACİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir alacağın ödenmesi için borçlunun parasına, aylığına veya malına icra dairesi tarafından el konulması
- "Türkân'ın kocası oturdukları evin eşyalarını hacizden zor kurtarmıştı." (Atilla İlhan)
- "Ya parayı verirsiniz ya da haciz korum." (Burhan Felek)
-
[isim]
Bir alacağın ödenmesi için borçlunun parasına, aylığına veya malına icra dairesi tarafından el konulması
- ACEMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
-
İşinde, mesleğinde yeni olan, toy
- "Polis tramvaya yol vermeli, kozunu acemi şoförle paylaşmalı idi." (Haldun Taner)
-
Bir yere, bir şeye yabancı olan
- "Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Saraya yeni alınmış cariye
-
[sıfat]
Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
- ACIMA
-
-
[isim]
Acımak işi
-
Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet
- "Sizin zerre kadar acımanız yok mu?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Acımak işi