İçinde t olan 6 harfli 1833 kelime var. İçerisinde T harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında t harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ABSÜRT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Saçma
- "Şam'daki caminin Ayasofya ile boy ölçüşebileceğini düşünmek bile absürt olur." (Aydın Boysan)
-
[sıfat]
Saçma
- BERBAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kötü
- "Eskisinden daha berbat, iyileşmek ne gezer." (Mehmet Akif Ersoy)
- "Bu işi nasıl berbat ettinse gel yine öyle kendin temizle." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Bozuk
- "Yol berbat, toz toprak üstümüze savruluyor." (Sermet Muhtar Alus)
-
Çirkin, beğenilmeyen
- "Sanatta politika ne kadar berbatsa politikada sanat da o kadar iğrenç olur." (Burhan Felek)
- "Muhitin değişen, bozulan her şeyi gibi terbiyesi de berbat olmuştu." (Ömer Seyfettin)
-
Darmadağın, bakımsız, perişan, viran
- "Berbat bir han odası." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Kötü
- BİBAHT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bahtsız, kadersiz, kötü talihli
- "Bibaht kızımız henüz cahil, mahcup, gözü açılmamış." (Sermet Muhtar Alus)
-
[sıfat]
Bahtsız, kadersiz, kötü talihli
- HİCRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Göç
-
İslam takviminde tarih başı sayılan Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göç etmesi
- "Hicretten yüz elli yıl sonra."
-
[isim]
Göç
- KEPSUT
- ...
- MEVKUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Süreli, periyodik
-
[sıfat]
Süreli, periyodik
- PESTİL
-
-
[isim]
İnce yufka biçiminde kurutulmuş meyve ezmesi, bastık
- "Gerçekten yatak yorgan, kolu boynu sargılar içinde pestil gibi yatıyordu." (Haldun Taner)
- "Tulum Hayri dün voleybol oynamış, pestili çıkmıştı." (Rıfat Ilgaz)
-
[sıfat]
Çok yorgun, güçsüz
-
[sıfat]
Hasta
-
Tavan ile kömür damarı arasında yer alan ince, yumuşak killi tabaka
-
[isim]
İnce yufka biçiminde kurutulmuş meyve ezmesi, bastık
- TASDİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğrulama
- "Bütün kadınlar da bu iki şahidi tasdik ettiler." (Aka Gündüz)
-
Onay, onaylama
-
[isim]
Doğrulama
- TEMRİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tekrarlatarak alıştırma
- "Bir zamanlar ben de nefsimi köreltmek için benliğimin burnunu kıracak böyle temrinler yapardım." (Haldun Taner)
-
[isim]
Tekrarlatarak alıştırma
- ALTMIŞ
-
-
[isim]
Elli dokuzdan sonra gelen sayının adı
-
Bu sayıyı gösteren 60, LX rakamlarının adı
-
[sıfat]
Altı kere on, elli dokuzdan bir artık
-
[isim]
Elli dokuzdan sonra gelen sayının adı
- BUUTLU
-
-
[sıfat]
Boyutu olan
-
[sıfat]
Boyutu olan
- DOSTÇA
-
-
[sıfat]
Dosta yakışır, dost gibi
- "Gerçekten dostça bir sohbet oldu, epeyce uzun sürdü." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Dosta yakışır biçimde, dostane
-
[sıfat]
Dosta yakışır, dost gibi
- KURTÇA
- ...
- MÜRŞİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğru yolu gösteren kimse, kılavuz
- "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." (Atatürk)
-
Müritlerine tasavvufu öğreten, sırları ve gerçekleri gösteren tarikat şeyhi
-
[isim]
Doğru yolu gösteren kimse, kılavuz
- TERCAN
- ...
- TESKİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırma, dindirmeye çalışma
- "Ev sahibi erkek beni, kadın da onu teskine uğraşıyordu." (Burhan Felek)
- "Gönlüme teselli kendimde buldum / Sabır ile teskin ettim özümü." (Âşık Veysel)
-
[isim]
Acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırma, dindirmeye çalışma
- ÇELTEK
-
-
[isim]
Çoban yamağı, yardımcı, uşak
-
[isim]
Çoban yamağı, yardımcı, uşak
- HİDRAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir cismin suyla birleşmesiyle veya bazı madenler üzerinde suyun etkisiyle oluşan bileşik
-
[isim]
Bir cismin suyla birleşmesiyle veya bazı madenler üzerinde suyun etkisiyle oluşan bileşik
- İSKOTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelkenleri açmak ve tutmak için alt köşelerine bağlanan halat, zincir ve palangadan oluşan donanım
- "Suların kaburgalarındaki serinliği / iskotada uğuldayan rüzgâr." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Yelkenleri açmak ve tutmak için alt köşelerine bağlanan halat, zincir ve palangadan oluşan donanım
- İŞTİAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tutuşma, parlama, alevlenme
-
[isim]
Tutuşma, parlama, alevlenme