İçinde r olan 5 harfli 1595 kelime var. İçerisinde R harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında r harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu r harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AMPER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik akımında şiddet birimi

BÜRÜN
...
İCBAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zorlama, zorunda bırakma

KONUR

  1. [sıfat] Esmer, açık kestane renginde olan

RAKİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Herhangi bir işte, bir yarışta, birbirini geçmeye çalışan, aynı şeyi elde etmeye uğraşan (kimse)
    • "Bakarsın erkek rakibini de sevgilisini de öldürmüş." (Sait Faik Abasıyanık)

DEPAR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çıkış
    • "Depar çizgisi."
    • "Onu kaptırınca kıyıdaki öbür kayalara konmak için depara geçerler." (Haldun Taner)

SEREN

  1. [isim] Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder
  2. Konut kapılarında menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça

ŞERHA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dilim, parça
  2. Yara

TERİM

  1. [isim] Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah
    • "Bazıları ise terimlerimizi milletlerarası esaslara bağlamak davasındadırlar." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Geleneksel mantıkta özne veya yüklem
  3. Cebirsel bir anlatımda + veya - işaretleri arasında bulunan parçalardan her biri
  4. Bir denklemde = işaretinin iki yanındaki anlatımlardan her biri
  5. Bir kesrin pay ve paydasından her biri, had

TİRİT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Et suyuna kızartılmış veya bayat ekmek konularak yapılan yemek
  2. Yemeğin suyu
  3. Yaşlı ve zayıf (kimse)

ACARA
...
ARKOZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Birleşiminde feldspat bulunan, kum taşı türünden bir tortul kayaç
    • "Değirmen taşları sert arkozdan yapılır."

BURMA

  1. [isim] Burmak işi
  2. Sarığıburma tatlısının kısa söylenişi
  3. Burularak yapılmış bilezik
  4. [sıfat] Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış
    • "Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim." (Halide Edip Adıvar)
  5. Hadım etme, iğdiş etme
  6. Musluk
  7. Eğrilmek için bükülmüş yün
  8. Yaşken burularak kurutulan ot
  9. Kuru incir

ERGİN

  1. [sıfat] Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş
    • "Ergin yemiş. Ergin ekin."
  2. Haklarını kendi kullanmak için yasanın gösterdiği yaşa gelmiş olan (kimse), reşit
    • "Oğlunun bilgin, ergin, akıllı, uslu olmasını istiyordu." (Nezihe Araz)

SPERM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Meni

ÜMERA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Buyurucular, beyler, amirler
  2. Üstsubaylar
    • "Ordu kumandanı, kendi ümerasından birinin istediği bir matara suyu esirgedi." (Falih Rıfkı Atay)

ÜZERİ

  1. [isim] Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı
    • "Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Varlık, kimlik
    • "Bu sözler, Mebrure'nin üzerinde derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı." (Peyami Safa)
  3. Bir şeyin görülen yanı, yüzü
  4. Bir şeyin dış yüzü, yüzey
  5. Giysi
  6. Vücut, beden
    • "Gece sıcak olduğu için üzerine yalnız ince bir pike örtü örttük." (Reşat Nuri Güntekin)
  7. Artan, geriye kalan bölüm
    • "Alışverişin üzeri."
  8. Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz
    • "Sonra yine böyle durgun, yine sıcak, öğle üzerleri vardır, herkesin uykuya vardığı, araba seslerinin kesildiği, sokakların tenhalaştığı bomboş, çıplak öğle üzerleri." (Refik Halit Karay)

BİRUN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm

DOMUR

  1. [isim] Kabarcık
  2. Tomurcuk

GRİZU

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Normal sıcaklık ve basınçta kömür ocaklarında açığa çıkan ve büyük bölümü saf metandan oluşan, kolayca tutuşabilen gaz
    • "Grizu patlamasını önlemek için lambaların alevi ince tel örgü içine alınır."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü