İçinde o olan 4 harfli 308 kelime var. İçerisinde O harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında o harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu o harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KOZA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak
    • "Pamuk kozası. İpek kozası."
    • "Hiçbir tarakta bezim kalmadı, ipek böceği gibi kozama çekilmiş, kendi hâlimde, politikaya bulaşmadan yaşıyorum." (Atilla İlhan)
    • "Pamuk ırgatları alaçıkların önüne oturmuşlar, koza çekiyorlardı." (Yahya Kemal)
  2. İpek böceğinin ördüğü ve içine kapandığı korunak

OMUR

  1. [isim] Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra
    • "Boyun omurları. Bel omurları. Sağrı omurları. Kuyruk omurları."

OMUZ

  1. [isim] Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm
    • "Başı omuzları içine çökmüş gibi idi." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Seni hizmetime alacağım, dedim. Âdeta omuz silkerek: -Pekâlâ, dedi." (Falih Rıfkı Atay)

OYMA

  1. [isim] Oymak işi
  2. Bir nesnenin yüzeyini özel araçlarla oyarak veya delerek türlü biçimler verme
  3. Ağaç yongası
    • "Gürgen dibine vardım / Oyma alırım oyma." (Halk türküsü)
  4. Oyularak yapılan süsleme
    • "Boyalı ve kabarık oymaları birer çiçek demetini hatırlatan bir yalı vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  5. [sıfat] Oyularak yapılmış
    • "Abanoz oyma bastonuna dayanarak gelip salonda kendi koltuğuna oturuyor." (Memduh Şevket Esendal)

AYOL

  1. [ünlem] Genellikle kadınların kullandığı bir seslenme sözü
    • "Ayol! Sen nerelerde kaldın?"

MUÇO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gemilerde çalışan küçük yaştaki tayfa yamağı, miço
  2. Meyhaneci çırağı

PANO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Üzerine bildiri, açıklama veya tanıtma kâğıtları tutturmak için hazırlanmış levha
  2. Elektrikle çalışan araçların kontrol ve komuta düğmeleri, ekran, sinyal lambası vb. parçalarının bir arada toplandığı bölüm
  3. Ağaç duvar kaplamalarına veya tavanlara süs işin konulan resim
  4. Hafif malzemeden yapılan ve iki yüzü kontrplakla kaplanan levha
    • "Odasına gelirken paravanaya çarpmış, panoyu omuzlamıştı." (Tarık Buğra)
  5. Üzerine bir tablo yapmak için hazırlanmış meşe, ıhlamur veya çam ağacından levha
  6. Önceden belirlenmiş sınırlar içerisinde işletilen maden alanı

KROS

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu

KOCA

  1. [isim] Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç
    • "Koca işinden çıktıktan sonra, borç boğazı aştı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Üstelik kadının adı da çıktı, bir daha koca bulamadı." (Refik Halit Karay)
    • "Harfleri okuyup yazamadan, on üçümde kocaya gidecektim." (Ayşe Kulin)
    • "Büyük kızı kocaya kaçtığı zaman küçükleri on iki dönüm tarlanın hakkından gelecek kadar yetişkindiler." (Necati Cumalı)

AVRO

  1. [isim] Avrupa Birliği'nin ortak para birimi, ekü

AZOT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 7, atom ağırlığı 14,008 olan, havada beşte dört oranında bulunan, rengi, kokusu, tadı olmayan element, nitrojen (simgesi N)

BORA

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr
    • "Müthiş bir bora atlatmışlardı." (Sait Faik Abasıyanık)

LOLO

  1. [isim] "Bir sözün, bir tutumun veya davranışın gerçek ve geçerli olmadığını, başkalarının söz konusu olayda aldanabileceğini ancak söz sahibinin aldanmayacağını, aldatılamayacağını" belirten bana da mı lolo deyiminde geçen bir söz

MONT

  1. [isim] Kumaştan veya deriden yapılan, genellikle belden kemerli, üstünde cepleri bulunan, gömlek, hırka vb. üzerine giyilen kısa, hafif giysi

ROKA

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Turpgillerden, yaprakları salata gibi yenen, 20-40 cm yüksekliğinde, sebze olarak bahçelerde yetiştirilen, kokulu, bir iki yıllık bir bitki (Eruca sativa)

ORAN

  1. [isim] Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet
    • "Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda kendini mutlu duyuyordu." (Necati Cumalı)
  2. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp
  3. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin
  4. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı
    • "Üçün sekize oranı."

DEPO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Korunmak, saklanmak veya gerektiğinde kullanılmak için bir şeyin konulduğu yer, ardiye
    • "Eşya deposu. Su deposu."
  2. Bir malın toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer
    • "Ben depoya güzel bir portatif eczane ısmarlayacağım." (Mahmut Yesari)
  3. Ordu mallarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer, debboy

VOLİ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Balıkçı kayıklarının balıkları çevirmek için denize fırdolayı ağ salmaları
  2. Vurgun, kazanç, kâr
    • "Öyle bir voli çevir ki hem senin hem de bizim işimize yarasın." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

ONAR

  1. [sıfat] On sayının üleştirme sayı sıfatı, her birine on, her defasında onu bir arada

OYUŞ

  1. [isim] Oyma işi veya biçimi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü