İçinde m olan 6 harfli 1837 kelime var. İçerisinde M harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında m harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MAYOCU
-
-
[isim]
Mayo diken veya satan kimse
-
[isim]
Mayo diken veya satan kimse
- MERSİN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Mersingillerden, Güney ve Batı Anadolu dağlarında yetişen, yaprakları yaz kış yeşil kalan, gıda ve parfüm sanayisinde ham madde olarak kullanılan, meyvesi murt adıyla bilinen, esansı çıkarılan, beyaz çiçekli, güzel kokulu bir ağaç, mersin ağacı, sazak (Myrtus communis)
-
[isim]
Mersingillerden, Güney ve Batı Anadolu dağlarında yetişen, yaprakları yaz kış yeşil kalan, gıda ve parfüm sanayisinde ham madde olarak kullanılan, meyvesi murt adıyla bilinen, esansı çıkarılan, beyaz çiçekli, güzel kokulu bir ağaç, mersin ağacı, sazak (Myrtus communis)
- METRİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Askerin çarpışma sırasında korunması için yapılan toprak siper
-
[isim]
Askerin çarpışma sırasında korunması için yapılan toprak siper
- MİKALI
-
-
[sıfat]
Yapımında mika maddesi kullanılan
-
[sıfat]
Yapımında mika maddesi kullanılan
- MONAKO
- ...
- NEMCİL
-
-
[sıfat]
Nemden ve nemli yerden hoşlanan (bitki), higrofil
-
[sıfat]
Nemden ve nemli yerden hoşlanan (bitki), higrofil
- TAHMİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yükleme
-
[isim]
Yükleme
- TEĞMEN
-
-
[isim]
Orduda rütbesi asteğmenle üsteğmen arasında olan, takım komutanlığı yapan subay, mülazım
-
[isim]
Orduda rütbesi asteğmenle üsteğmen arasında olan, takım komutanlığı yapan subay, mülazım
- YEDMEK
-
-
[-i]
Çekerek peşinden götürmek, yedeğinde götürmek
-
Yanında, beraberinde götürmek
- "Burhan'ın kolu Ayşe'ye düşmesin diye sımsıkı sarılmış, yalnız bir arkadaş ve kardeş gibi değil, aynı zamanda bir sevgili rikkatiyle onu yediyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Çekerek peşinden götürmek, yedeğinde götürmek
- BIKMAK
-
-
[-den]
Tekrarlanması, sürüp gitmesi yüzünden bir şeyden doygunluk veya yorgunluk duyarak onu istemez duruma gelmek, usanmak
- "Sonra bir gün bu hayattan bıkıverdi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Giy onu, çıkar onu. Eş dost, konu komşu, sırtımda onu göre göre bıktılar, usandılar." (Mahmut Yesari)
-
Dayanamaz duruma gelmek
-
[-den]
Tekrarlanması, sürüp gitmesi yüzünden bir şeyden doygunluk veya yorgunluk duyarak onu istemez duruma gelmek, usanmak
- BİNMEK
-
-
[-e]
Yüksek bir şeyin veya bir hayvanın üstüne çıkıp ayaklarını sallandırarak oturmak
- "Belki de atlara binerek dolaşırız." (Refik Halit Karay)
- "Bindiği dalı kesmek diye bir deyim vardır ya, sanki insanlığın bugünkü bunalımını anlatmak için bulunmuş." (Haldun Taner)
-
Bir yere gitmek için tren, vapur, uçak, otomobil vb. bir taşıtta yer almak
- "Vapurlara, trenlere ihtiyarları itip çocukları ezip biniyoruz." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Bisiklet, motosiklet, binek hayvanı kullanmak
-
İş istenilmeyen veya beklenilmeyen bir biçim almak
- "İş inada bindi."
-
Bir şey sıkışarak yanındakinin üstüne çıkmak
- "Damar damara binmiş."
-
[nsz]
Fiyat artmak
- "Pamuklulara yüzde on bindi."
-
Eklenmek, katılmak
- "Annemin dul maaşından ayrılmış bütçeme bir de posta masrafı binmişti her hafta." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-e]
Yüksek bir şeyin veya bir hayvanın üstüne çıkıp ayaklarını sallandırarak oturmak
- ÇALMAÇ
-
-
[isim]
Tahtadan yapılmış kap
-
[isim]
Tahtadan yapılmış kap
- DUMAĞI
-
-
[isim]
Nezle
-
[isim]
Nezle
- MAYALI
-
-
[sıfat]
İçine maya karıştırılmış
-
Maya ile ekşiyip kabarmış
-
[isim]
Daire şeklinde açılan mayalanmış hamurun, sac veya fırında pişirilmesiyle elde edilen ekmek
-
[sıfat]
İçine maya karıştırılmış
- MÜNCER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir yana doğru çekilip sürüklenen
-
[sıfat]
Bir yana doğru çekilip sürüklenen
- ÖDEMİŞ
- ...
- RULMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mekanik ve elektrikli sistemlerde kayma sürtünmesi yerine bir yuvarlanma sürtünmesi sağlayarak enerji kayıplarını azaltmak için yataklar ile muylular arasına yerleştirilen parça
-
[isim]
Mekanik ve elektrikli sistemlerde kayma sürtünmesi yerine bir yuvarlanma sürtünmesi sağlayarak enerji kayıplarını azaltmak için yataklar ile muylular arasına yerleştirilen parça
- SUMBAS
- ...
- ATILMA
-
-
[isim]
Atılmak işi
-
[isim]
Atılmak işi
- HİMAYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim
- "Henüz ana himayesine ne kadar muhtaç olduğunu görüyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Kayırma, elinden tutma
-
[isim]
Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim