İçinde k olan 5 harfli 1708 kelime var. İçerisinde K harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında k harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu k harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BÖLÜK

  1. [isim] Bir bütünden ayrılmış olan parça, kısım
    • "Bir kandil günü öteki bölükteki büyük hanımın elini öpmeye gitmiştim." (Burhan Felek)
  2. Saç örgüsü
  3. Hizip
  4. Takımlardan oluşan, üçü veya dördü bir tabur oluşturan ve öbür birliklerin temeli sayılan birlik
    • "Şehre giren kuvvetlerimiz iki süvari bölüğünden ibaretmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. On kuralına göre yazılan bir tam sayının, sağdan sola doğru üçer üçer ayrılan basamaklarından her bir üçlü takımı
    • "Birler bölüğü, binler bölüğü, milyonlar bölüğü."

DÖKME

  1. [isim] Dökmek işi
  2. [sıfat] Bir yerden bir yere dökülen, aktarılan
    • "Dökme su."
  3. [sıfat] Kapların içinde olmayan, yığın biçiminde ortaya dökülmüş olan
    • "Dökme buğday. Dökme portakal. Dökme çimento."
  4. [sıfat] Kalıba dökülmek yoluyla yapılmış
    • "Dökme soba."

HALUK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Temiz huylu, iyi ahlaklı
    • "Ahmet Naci, ağırbaşlı, çalışkan ve haluk bir gençti." (Reşat Nuri Güntekin)

KAZMA

  1. [isim] Kazmak işi
  2. Toprağı kazıp kaldırma, düzeltme vb. işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç
    • "Bu yolun o tarihte bitmesi için ne kadar paraya, ameleye, kazma ve küreğe ihtiyacınız vardır?" (Falih Rıfkı Atay)
  3. [sıfat] Kazılarak yapılmış
    • "Kazma yazı."
  4. [sıfat] Kaba, görgüsüz (kimse)

KEKRE

  1. [sıfat] Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan

KERDE

  1. [isim] Sebze fideliği
    • "İlerdeki kerdelerin birinde, üzerine uçuk sarı bir ışık düşmüş bir domates..." (Tarık Buğra)

KİMYA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Maddelerin temel yapılarını, birleşimlerini, dönüşümlerini, çözümleme, birleşim ve üretim yöntemlerini inceleyen bilim
    • "Sıla kimya olmuş burnuma tüter / Yol ver dağlar ben sılaya gideyim." (Halk türküsü)
  2. Üstün özellikler taşıyan çok değerli şey
    • "Emniyetlerini kazanmak için bu esrar bir kimya gibi gizli kalmalıdır." (Reşat Nuri Güntekin)

KİSVE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kılık kıyafet
    • "Lakin bir türlü ahaliye mahsus kisveyi üzerinden atamamış..." (Refik Halit Karay)
  2. Hacıların Kâbe'de giydikleri beyaz üstlük

KOVMA

  1. [isim] Kovmak işi
    • "Türkçüler, terkipli lisanla beraber aruz veznini de millî edebiyatımızdan kovmaya karar verdiler." (Ziya Gökalp)

KÜRAR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Güney Amerika yerlilerinin oklarına sürdükleri bitkisel zehir

PAMUK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ebegümecigillerden, koza biçimindeki meyvesi üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi (Gossypium)
  2. Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş ince, yumuşak tellerin adı
  3. Bu tellerin işlenmiş biçimi
    • "Yaraya pamuk koydu."
  4. [sıfat] Bu bitkinin işlenmiş biçiminden yapılmış
    • "Pamuk iplik. Pamuk bez."
  5. Yere serili halı, kilim vb. yaygıların üzerinde oluşan, uçuşabilen toz kümecikleri, hav

TAKKE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnce kumaştan dikilmiş veya ipten örülmüş, çoğunlukla yarım küre biçiminde başlık
    • "Yatarken beyaz gecelik entarisini giyer ve başına da küçücük gecelik takkesini geçirirmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Yarım küre biçimindeki kubbenin üst bölümü

YUTAK

  1. [isim] Ağız ve burun boşluklarıyla gırtlak ve yemek borusu arasındaki boşluk

BİKİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kızlık

GIDIK

  1. [isim] Çene altı, gerdan

KÖPEK

  1. [isim] Köpekgillerden, boy ve biçim bakımından pek çok cinsi olan, çok iyi koku alan, sadık, bekçilik ve avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan (Canis familiaris)
    • "Onun vaktiyle pek sevdiği küçük, sırtı siyah ve göğsü beyaz, oynak bir köpeği varmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Kız ona derdini yanarken, paşanın Tevfik'i buldurması için köpek gibi yalvarırken, o gözlerini tavana dikiyor, cevap vermiyordu." (Halide Edip Adıvar)
  2. Aşağılık niyetlerle yaltaklanan veya davranışları kötü olan kimse için kullanılan bir sövgü sözü
    • "Ben bu ite çattığıma bin pişman oldum. Bu köpekten de aşağı köpeğe uyma." (Yahya Kemal)

KOYUN

  1. [isim] Geviş getirenlerden, eti, sütü, yapağısı ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan (Ovis aries)
    • "Kafa göz yara yara Hüsn ü Aşk'ı okuyor, hayranları da koyun kaval dinler gibi dinliyorlardı." (Asaf Halet Çelebi)
  2. Verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kimse

LAKİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [bağlaç] Ama, fakat
    • "Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz." (Yahya Kemal Beyatlı)

SOĞUK

  1. [sıfat] Isısı düşük olan, sıcak karşıtı
    • "Bu el soğuktu ve titriyordu." (Peyami Safa)
    • "Soğuk almak yahut hırsızlara soyulmak tehlikesi de yok." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Suat ilgilerine heyecanla karşılık vermiyor, biraz uzak ve soğuk duruyordu." (Atilla İlhan)
    • "Bir cenaze alayında böyle bir latife az buçuk soğuk kaçmakla beraber pek yersiz de sayılmazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Üşütecek derecede ısısı olan
    • "Güneşli, soğuk bir gündü." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. [isim] Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu
    • "Karın soğuğu başka bir tür soğuktur." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. [zarf] İlgisiz, sevimsiz bir biçimde veya memnuniyetsizliğini belli ederek
  5. Duygudan, sevgiden yoksun olan, yakın ve içten olmayan, ilgisiz
    • "Soğuk tavırla birbirlerini selamlayıp uzaklaştılar." (Refik Halit Karay)
  6. Sevimsiz veya yersiz, antipatik
    • "Bu soğuk, yavan sözler zevkimi rencide ediyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  7. Cinsel istek duymayan
    • "Soğuk bir kadın."

TULUK

  1. [isim] Tulum
    • "Kar tuluğundan çıkarılıp sıcak yapağıya sarıldığı zaman Adil Gazi biraz konuşabiliyordu." (Nezihe Araz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü