İçinde ı olan 3 harfli 60 kelime var. İçerisinde I harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ı harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ı harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MIH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çivi
  2. Büyük çivi

RIH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yazıdaki mürekkebi kurutmak için dökülen çok ince ve renkli bir tür kum

ACI

  1. [isim] Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı
    • "Acıyı sever."
    • "Ameliyattan sonra çok acı çekti."
    • "Bu söz ona çok acı geldi."
    • "Başkalarına elinden geldiğince acı vermeye çalışmak başlıca eğlencesiydi." (Refik Erduran)
  2. [sıfat] Tadı bu nitelikte olan
    • "Acı kahvesini yudumluyordu." (Tarık Buğra)
    • "Bu faciaya bizzat karışmışım gibi bir acı duyuyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Belki de zamanında lüzumundan fazla susmuştu da şimdi onun acısını çıkarıyordu." (Haldun Taner)
  3. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap
    • "Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi." (Peyami Safa)
    • "Bana yaptıklarının acısını ondan çıkaracağım."
  4. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem
    • "İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir." (Yusuf Ziya Ortaç)
  5. [sıfat] Çarpıcı, göz alıcı (renk)
    • "Sıcak iklimlerde bu mevsim tek renktedir, sadece acı yeşildir." (Refik Halit Karay)
  6. [sıfat] Keskin, hoşa gitmeyen, şiddetli
    • "Acı poyraz kuvvetle esiyordu." (Orhan Kemal)
  7. [sıfat] Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü

VIN

  1. [isim] Vınlama sesi

ZIT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Karşıt, ters
    • "... devam ediyor, birbirine zıt birçok şeyler söylüyordu." (Ömer Seyfettin)
    • "... ahlakını az çok bilirim, onunla zıt gitmeye gelmez." (Ahmet Haşim)
    • "Niçin babanın zıddına basıyorsun evladım, seni hiç incitmemiş bir baba, bir gün bir fiske vurmadı, bir dediğin iki olmuyor." (Halide Edip Adıvar)
    • "Yalnız akrep kuyruğu gibi bükülmüş pomatlı ibrişim bıyıklar zıddıma gidiyor." (Reşat Nuri Güntekin)

GIK

  1. [isim] Bazı deyimlerde geçen yansıma bir söz
    • "İstediğine sopa çeker, istediğini sürer, dünyanın anasını ağlatır, gene kimse gık diyemez." (Halide Edip Adıvar)

KIŞ

  1. [isim] Kuzey yarım kürede 22 Aralık-21 Mart tarihleri arasındaki zaman dilimi, sonbaharla ilkbahar arasındaki soğuk mevsim
    • "Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu." (Tarık Buğra)
  2. Çok soğuk hava

AĞI

  1. [isim] Zehir

KIZ

  1. [isim] Dişi çocuk
    • "Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize'nin küçük kızını hatırladı." (Halide Edip Adıvar)
    • "Kız gibi oğlan."
    • "Sen kızı kandıracaksın, sonra kaynananla gidip kızı isteyeceksin." (Halide Edip Adıvar)
  2. Bakire
    • "Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Yemekten sonra sürgün herifin aklını yoklamak için, kızım sana dedim, gelinim sen işit, demeye getirip sordu." (Kemal Tahir)
  3. Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı
    • "Karo kızı."
    • "Şimdi de kucağında evirip çevirdiği İngiliz malı, kız gibi mavzerine bakıyor, gözlerini ondan ayırmıyordu." (Tarık Buğra)
  4. [ünlem] Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü

HIR

  1. [isim] Kavga, dalaş

GIR

  1. [isim] Söz, lakırtı
  2. [sıfat] Yalan, uydurma

ARI

  1. [sıfat] Temiz, münezzeh
  2. Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis
  3. Günahsız

KIL

  1. [isim] Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
    • "Hikmet Bey yaman adam, dikkat ettim, hiç istifini bozmadı, kılı kıpırdamadı." (Haldun Taner)
    • "Senin gibi kılı kırk yaran bir kıza name beğendirme başarısından dolayı sevgiliniz beyefendiyi kutlarım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Her şeyi kılıfına uydurduktan sonra kılına halel gelmez." (Muammer İzgü)
    • "Yüzlerce Berlinli kendisini seyrediyormuş gibi kılını kıpırdatmadan resim yapardı." (Salâh Birsel)
  2. Keçi tüyü
  3. [sıfat] Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan
    • "Kıl kilim."
    • "Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek." (H. Türküsü)
  4. [sıfat] Huysuz, geçimsiz (kimse)
  5. Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı

KIN

  1. [isim] Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı
  2. Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm

ÇIĞ

  1. [isim] Dağın bir noktasından kopup yuvarlanan ve yuvarlandıkça büyüyen kar kümesi
  2. Bölme veya paravana

SIR

  1. [isim] Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik
    • "Küpün sırı dökülmüş."
  2. Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka

TIR

  1. [isim] Genellikle uluslararası kara yolu taşımacılığında kullanılan, dingil sayısı fazla olan uzun kamyon

AŞI

  1. [isim] Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik
  2. Bu eriyiğin uygulanması
    • "Çiçek aşısı. Kolera aşısı. Tifo aşısı."
  3. Bir ağacın dalı veya gövdesi üzerine, aynı familyanın daha iyi bir türünden alınan dal, göz, tomurcuk vb. parçaları kaynaştırma işi
  4. Bu yolla eklenen parça
  5. [sıfat] Aşılı (kimse veya bitki)
    • "Sana yeni aşı güllerimi göstereceğim." (Aka Gündüz)

TIK

  1. [isim] İnce ve küçük bir nesne ile sert bir yere vurulduğunda çıkan ses

AZI

  1. [isim] Köpek dişlerinden sonra içeriye doğru, alt ve üst çenenin iki yanında beşer tane bulunan ve yiyecekleri öğütmeye yarayan dişlerin ortak adı, azı dişi, öğütücü diş
  2. Öküz arabalarında ön ve arka yastıkları dingile bağlayan ağaç çivi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü