İçinde d olan 4 harfli 180 kelime var. İçerisinde D harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında d harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GIDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Besin
- "Başka yerlerde süt, ekmekten üstün bir gıdadır." (Burhan Felek)
-
[isim]
Besin
- ZEDE
- ...
- DONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Veri
-
[isim]
Veri
- MİDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında besinlerin sindirime hazır duruma getirildiği omurgasız hayvanlarda sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan parçası
- "Dibinde, kıyılmış kertenkele ve yılan parçaları varmış gibi midesini bulandırmıştı." (Peyami Safa)
- "Mebuslardan midesi ekşiyen birine bizmut, başı ağrıyan bir başkasına veronal verdim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Karın, karın bölgesi
-
Yemek yeme isteği
-
Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında besinlerin sindirime hazır duruma getirildiği omurgasız hayvanlarda sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan parçası
- DATA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Veri
-
Aslında kendileri ekonomik olmayan ancak ekonomi dünyasını dışarıdan kuşatan veya çerçeveleyen, nüfus, teknik bilgi, hukuk düzeni ve yönetim biçimi ögelerinden her biri
-
[isim]
Veri
- DERİ
-
-
[isim]
İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten
- "Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu." (Peyami Safa)
- "Bu efendi, derisi kemiklerine yapışmış, gözleri çukura kaçmış, hastaneye yatırılacak kılığa girmişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Bu tabakadan yapılmış
- "Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri çantası." (Necati Cumalı)
-
İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu
- "Tefecilerin eline düşerse derisini yüzerler."
-
Soyulmadan yenen yemişlerin ince kabuğu veya soyulan yemişlerde kabuk altındaki zar
-
[isim]
İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten
- DİMİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Sıkı dokunmuş bir tür pamuklu kumaş
-
[isim]
Sıkı dokunmuş bir tür pamuklu kumaş
- ADAŞ
-
-
[isim]
Adları aynı olanlardan her biri
- "Adaşının, neyin nesi olduğunu hiç bilmiyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Adları aynı olanlardan her biri
- DEFO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kusur, özür, bozukluk
-
[isim]
Kusur, özür, bozukluk
- DERK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlama, kavrama
-
[isim]
Anlama, kavrama
- OLDU
-
-
[edat]
Evet
-
[ünlem]
Başüstüne
-
[edat]
Evet
- DİŞİ
-
-
Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey)
-
Erkeği tarafından döllenecek biçimde oluşmuş (hayvan veya bitki)
- "Dişi kedi."
-
[isim]
Kadın
-
Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden girintili olan
- "Dişi klişe. Dişi kalıp."
-
Yumuşak, kolay işlenen (maden)
-
Şuh, işveli, çekici
-
Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey)
- DERZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Duvar taşlarının veya tuğlalarının harçla doldurulup üzerinden mala çekilerek düzeltilen aralığı
-
[isim]
Duvar taşlarının veya tuğlalarının harçla doldurulup üzerinden mala çekilerek düzeltilen aralığı
- DEYİ
-
-
[isim]
Dil, söz, işaret, mimik vb. anlatım araçlarının bütünü, logos
-
Hristiyan felsefesinde Tanrı kelamını insanlara ulaştıran oğul, logos
-
[isim]
Dil, söz, işaret, mimik vb. anlatım araçlarının bütünü, logos
- DOLU
-
-
[isim]
Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü
- "Dolu ekinlerini vurmuşsa bir yıl aç demekti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü
- MİDİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Orta
-
[sıfat]
Orta
- DEST
- ...
- CADI
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak
-
Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın
-
Çok güzel göz
-
[isim]
Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak
- DAYI
-
-
[isim]
Annenin erkek kardeşi
-
Cesur, yiğit
-
[ünlem]
Yaşlı erkeklere söylenen bir seslenme sözü
- "O kadarcık okumaktan kanun anlaşılsa avukata ekmek mi kalırdı, dayı!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kayırıcı
- "Bunların çok bariz olan bir tarafı da siyasi dayıları sık sık değiştirmeleridir." (Peyami Safa)
-
Kabadayı
-
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Tunus, Cezayir ve Trablusgarp'ta seçimle başa getirilen yönetici
-
[isim]
Annenin erkek kardeşi
- EDNA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok aşağı, en alt düzeyde
- "İlmin âlâsı da olur, ednası da!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Çok aşağı, en alt düzeyde