İçinde av olan 6 harfli 114 kelime var. İçerisinde AV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında av olan kelimeler listesine ya da Sonu av ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIRNAV
-
-
[isim]
Çiftleşmek isteyen dişi kedi
-
[isim]
Çiftleşmek isteyen dişi kedi
- TAVŞAN
-
-
[isim]
Tavşangillerden, eti yenen, hızlı koşan, postundan yararlanılan bir memeli türü (Lepus europeus)
-
Atletizm yarışlarında rekor kırılabilmesi için tempoyu yüksek tutup belirli bir mesafeyi diğer atletlerin önünde koşan atlet
-
[isim]
Tavşangillerden, eti yenen, hızlı koşan, postundan yararlanılan bir memeli türü (Lepus europeus)
- KLAVYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Parmaklarla hareket ettirilen piyano, org vb. çalgılarda veya yazı ve hesap makinelerinde değişmez bir eksen çevresinde inip kalkabilen, istenilen işe göre düzenlenmiş bazı mekanizmaları çalıştıran kaldıraç kollarının, tuş sıralarının bütünü
-
[isim]
Parmaklarla hareket ettirilen piyano, org vb. çalgılarda veya yazı ve hesap makinelerinde değişmez bir eksen çevresinde inip kalkabilen, istenilen işe göre düzenlenmiş bazı mekanizmaları çalıştıran kaldıraç kollarının, tuş sıralarının bütünü
- YAVRUM
-
-
sevecen bir biçimde söylenen bir seslenme sözü
- "Kedi yavrusu. Kuş yavrusu."
- "Yavrum, bir yerin mi acıyor?"
-
sevecen bir biçimde söylenen bir seslenme sözü
- YAVŞAK
-
-
[isim]
Bit yavrusu, sirke
-
Geveze, yılışık kimse
- "Sonra aynı yavşak, teklifsizlikle Binbaşı Ferit'in kadehini dikiyor." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bit yavrusu, sirke
- MAVZER
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Atış hızı dakikada ortalama altı mermi olan ve orduda kullanılan bir tüfek tipi
-
[isim]
Atış hızı dakikada ortalama altı mermi olan ve orduda kullanılan bir tüfek tipi
- ZAVİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Köşe
- "Dipteki zaviyeden içeriye doğru veranda şeklinde bir girinti yapıp salonun cumba köşesine dayanır." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Küçük tekke
-
Anlayış, görüş, bakış açısı
- "Herkes etrafındakilere hususi bir zaviyeden, sırf kendi görüşüyle bakıyor." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Açı
-
[isim]
Köşe
- CAVLAK
-
-
[sıfat]
Çıplak, tüysüz
- "Arkasına fırlayan külahını ben elimle tutup cavlak kafasına geçirdim." (Falih Rıfkı Atay)
- "Ne olacak a canım, hepimiz de ya bir kaza neticesinde veyahut kazasız olarak cavlağı çekeceğiz." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[sıfat]
Çıplak, tüysüz
- YAVAŞA
-
-
[isim]
Burunduruk
-
[isim]
Burunduruk
- AVANAK
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[sıfat]
Kolaylıkla kandırılabilen veya aldatılabilen, aptal, bön
-
[sıfat]
Kolaylıkla kandırılabilen veya aldatılabilen, aptal, bön
- KRAVAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir ucu ince, diğer ucu daha geniş, gömlek yakasının altından geçirilerek önde üçgen biçiminde bağlanan, özel kumaştan yapılan giysi aksesuarı, boyun bağı
- "Muallim Bey, kravatınızın rengi gömleğinize uymamış, dedi, suratıma güldü." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir ucu ince, diğer ucu daha geniş, gömlek yakasının altından geçirilerek önde üçgen biçiminde bağlanan, özel kumaştan yapılan giysi aksesuarı, boyun bağı
- HAVHAV
-
-
[isim]
Çocuk dilinde köpek
-
[isim]
Çocuk dilinde köpek
- FAVORİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Herhangi bir iş veya yarışmada üstünlük sağlayacağına inanılan (kimse, taraf, takım vb.)
-
En çok beğenilen
- "Favori şarkınız hangisi?"
-
[isim]
Yüzün iki yanında, saçın devamı olarak bırakılan sakal demeti, duluk
- "Gür ve sarı kaşları, beyaz favorileri ile bir İngiliz albayını andırıyordu." (Haldun Taner)
-
Herhangi bir iş veya yarışmada üstünlük sağlayacağına inanılan (kimse, taraf, takım vb.)
- HAVACI
-
-
[sıfat]
Hava kuvvetlerine bağlı (subay, astsubay veya er)
- "Romanımızı Türk havacılarına armağan edeceğiz." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Hava kuvvetlerine bağlı (subay, astsubay veya er)
- KAVALA
-
-
[isim]
Genellikle Arapların kullandığı kamıştan yapılan bir tür üflemeli çalgı aleti
-
[isim]
Genellikle Arapların kullandığı kamıştan yapılan bir tür üflemeli çalgı aleti
- OKLAVA
-
-
[isim]
Hamur açmakta kullanılan silindir biçiminde uzunca, ince değnek
- "Yufkacılar burada açarlar, koskocaman oklavalarla." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Hamur açmakta kullanılan silindir biçiminde uzunca, ince değnek
- AVUNMA
-
-
[isim]
Avunmak işi, teselli
-
[isim]
Avunmak işi, teselli
- HAVALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işi bir başkasının sorumluluğuna bırakma, ısmarlama, devretme
- "Bütün belgelerin bakanlığa havalesi gerekiyor."
- "Mahkemeye havale edeceğim, orada bülbül gibi söylersin." (Ömer Seyfettin)
- "Posta ile beş milyon liralık bir havale gönderdim."
-
Banka, postane vb. aracılığıyla gönderilen para
- "Ay başında havaleyi postaneye yatırdım."
-
Postane, banka vb. aracılığıyla para gönderildiğinde gönderenle alacak olanın adları ve para miktarı yazılı kâğıt, havale kâğıdı, havalename
-
Gebelerde, küçük çocuklarda görülen bir çeşit çırpınmalı, bazen ateşli de olabilen hastalık
-
Bir arsayı çevirmek, kapamak için çekilen perde veya duvar
- "Bu ufacık binayı bahçe ve bostan, ahır ve selamlık gibi müştemilatından birtakım duvarlar, bölmeler, havalelerle öyle bir ayırtmış..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yüksek ve büyük bir görünüşü olma
-
[isim]
Bir işi bir başkasının sorumluluğuna bırakma, ısmarlama, devretme
- SAVUNU
-
-
[isim]
Savunma
- "Olaylar zinciri bu savunuyu haklı çıkaracak nitelikte değildir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Savunma
- AVUTMA
-
-
[isim]
Avutmak işi, teselli
-
[isim]
Avutmak işi, teselli