Başında ha olan 4 harfli 32 kelime var. Ha ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ha olan kelimeler listesine ya da sonu ha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ha bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AH, HA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HALK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu
    • "Türk halkı."
  2. Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu
    • "Yahudi halkı."
  3. Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri
    • "Bağımsız Devletler Topluluğunun halkları."
  4. Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü
    • "Bütün köy halkı orada idi." (Ömer Seyfettin)
  5. Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü, kamu
    • "Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir." (Orhan Veli Kanık)
  6. Aydınların dışında kalan topluluk
    • "Halktan bir adam."

HARS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tarla sürme
  2. Kültür

HALI

  1. [isim] Yere veya mobilya üstüne serilmek, duvara gerilmek için, genellikle yünden dokunan, kısa ve sık tüylü, nakışlı, kalın yaygı
    • "Pencerelerden Türk kadınlarının dokuduğu halılar ve seccadeler sarkıyor." (Falih Rıfkı Atay)

HAYA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Er bezi

HATA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yanlış
    • "O kitap hatalarla dolu. Böyle bir hüküm vermek hatadır."
    • "Bu soruya evet cevabını vermekle bir hataya düşmüş sayılmayız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. İstemeyerek ve bilmeyerek yapılan yanlış, kusur, yanılma, yanılgı
    • "Ağzını topla, dedim ama hatamı anladım." (Burhan Felek)
  3. Suç, günah, kusur

HALT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma
    • "Biz erkekler de öyle haltlar ederiz ki kadınlar ne yapsalar haklıdırlar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Şu kendisine üç saniye gibi gelen bir saat on beş dakika zarfında ne halt karıştırmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "On beş yaşında bu haltları yerse yirmi yaşına geldiği zaman ne yapacak?" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma
  3. Uygun olmayan, beğenilmeyen şey
    • "Zehri şurupla, daha bilmem ne haltla karıştırıp yudum yudum içmek, pis şey, iğrenç şey." (Reşat Nuri Güntekin)

HASA

  1. [isim] Patiska

HANİ

  1. [zarf] "Nerede, ne oldu, nerede kaldı" anlamlarında kullanılan bir soru sözü
    • "Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede?" (Ziya Gökalp)
    • "Garson, hani ya kahve nerede ? Bir saattir bekliyorum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Arkasından, hanidir gizlediği ağır bir suçu itiraf edermiş gibi fısıltıyla ekledi." (Atilla İlhan)
  2. Karşıdakinin daha önceden bildiği bir şey kendisine hatırlatılmak istenildiğinde kullanılan bir söz
    • "Nevin geçen sene kolunda bir ağrı duymuştu hani." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Verilen sözü hatırlatan sözün başına getirildiğinde sitem anlatan bir söz
    • "Hani uykun vardı?" (Orhan Kemal)
  4. Bazen "bari" anlamında kullanılan bir söz
    • "Hani, benim kim olduğumu bilmese."
  5. "Doğrusunu söylemek gerekirse, kaldı ki, üstelik" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "Benim sormam hani yarenlik olsun, anlarsınız ya!" (Memduh Şevket Esendal)

HARÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Harcanan para, masraf
  2. Resmî işlerde devlet veznesine ödenen para
    • "Tapu harcı. Mahkeme harcı."
  3. Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı
  4. Yapıda tuğla veya taşların örgüsünü sağlamlaştırmak, duvarları sıvamak için kullanılan, toprak, saman, kum, kireç, çimento vb. şeyleri su ile kararak yapılan karışım
    • "Sıvanmış, boyanmış bir binanın tuğlaları arasındaki harcı göremeyiz." (Orhan Veli Kanık)
  5. Bir yemeğin yapılmasında kullanılan ve tat veren maddelerin bütünü
    • "Bu yemeğin harcı pek iyi değil."
  6. Giysiler dikilirken kullanılan tamamlayıcı veya süsleyici şeyler
  7. Bahçıvanlıkta değişik nitelikteki toprak vb. maddelerin karıştırılmasıyla hazırlanmış toprak

HARP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Savaş
    • "Birinci Dünya Harbi'nde de başıma gelmeyen kalmadı." (Refik Halit Karay)

HALİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Boş, ıssız, tenha

HAİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hıyanet eden (kimse), hayın
    • "Bu anlayışsızlığa ve bu vatan hainlerine vahvahlanır, acır gibiydiler." (Tarık Buğra)
  2. Zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan (kimse)
    • "Siz galip olduğunuz için cesur ve hain görünüyorsunuz." (Aka Gündüz)
  3. Kötü niyeti olan
  4. [ünlem] Sitemli bir seslenme sözü
    • "Hain! Biz seninle böyle mi konuşmuştuk?"

HAMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Koruyucu
  2. [isim] Kayırıcı

HAŞA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [ünlem] Bir durum veya davranışın kesinlikle kabul edilmediğini anlatan bir söz
    • "Siz böyle söylemişsiniz. Haşa! ben öyle söylemedim."
    • "Haşa huzurdan, o hayvan gibi davrandı."
  2. Dine aykırı görülen bir ihtimalden söz edilirken kullanılan bir söz

HAİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir şeyi olan, elinde bulunduran, taşıyan
    • "Ehemmiyeti haiz bir mesele."
    • "Haiz olduğu vasıflar bizim için uygundur."

HAMT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı'ya şükretme

HAFİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gizli, saklı

HART

  1. [zarf] Birden ve sert bir biçimde (ısırmak, yemek)

HALA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Babanın kız kardeşi, bibi

HAVİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İçinde bulunduran, kapsayan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü