Başında ev olan 5 harfli 22 kelime var. Ev ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ev olan kelimeler listesine ya da sonu ev ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ev bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EV, VE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EVİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mutfakta musluk altında bulaşık yıkamaya yarayan tekne
- "Mutfak kirli ve dağınık, eviye de altüst, dağ gibi bulaşık." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Mutfakta musluk altında bulaşık yıkamaya yarayan tekne
- EVSAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nitelikler, vasıflar
-
[isim]
Nitelikler, vasıflar
- EVRİM
-
-
[isim]
Zaman içinde birdenbire olmayan, kesintisiz, niteliksel ve niceliksel gelişme süreci
-
Bir canlıyı ötekilerden ayırt eden biçimsel ve yapısal karakterlerin gelişmesi yolunda geçirilen bir dizi değişme olayı, tekâmül
-
[isim]
Zaman içinde birdenbire olmayan, kesintisiz, niteliksel ve niceliksel gelişme süreci
- EVDEŞ
-
-
[isim]
Aynı evde oturanlardan her biri
- "Evdeşi ile bakıştılar, o zaman ikisi de ağlamaya başladı." (Emine Işınsu)
-
[isim]
Aynı evde oturanlardan her biri
- EVHAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuruntu, kuşku, işkil, vehim, vesvese
-
[isim]
Kuruntu, kuşku, işkil, vehim, vesvese
- EVLİK
-
-
[sıfat]
Herhangi bir sayıda evi olan, hanelik
-
[sıfat]
Herhangi bir sayıda evi olan, hanelik
- EVCEK
-
-
[zarf]
Bütün ev halkı birlikte
- "Sinemaya evcek gidiyoruz." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Bütün ev halkı birlikte
- EVAZE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Etek ucuna doğru genişleyen (giysi)
- "Evaze etek."
-
[sıfat]
Etek ucuna doğru genişleyen (giysi)
- EVLEK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Tarlanın, tohum ekmek için saban iziyle bölünen bölümlerinden her biri
- "Bu korkunç mücadeleye üç evlek toprak için Mustafa'dan başka bizim köyde kimse girişmezdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dönümün dörtte biri kadar olan alan ölçüsü
-
Tarlalarda suyun akması için açılan su yolu
-
On liralık kâğıt para
-
[isim]
Tarlanın, tohum ekmek için saban iziyle bölünen bölümlerinden her biri
- EVRİK
-
-
[sıfat]
Başka bir önermeye, teoreme veya probleme göre terimleri ters durumda olan (önerme, teorem veya problem)
- ""Üçün altıya oranı, altının on ikiye oranı gibidir" ve "on ikinin altıya oranı, altının üçe oranı gibidir" önermeleri, birbirinin evriğidir."
-
[sıfat]
Başka bir önermeye, teoreme veya probleme göre terimleri ters durumda olan (önerme, teorem veya problem)
- EVRAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kâğıt yaprakları, kitap sayfaları
-
Resmî kurumlarda işlem gören belgeler
- "Mektupçu evrak okur, cevap yazar, muhabere işlerini idare ederdi." (Samiha Ayverdi)
-
Yazılmış kitaplar, mektuplar veya yazılar
-
[isim]
Kâğıt yaprakları, kitap sayfaları
- EVSİN
-
-
[isim]
Avlanırken avcıların hayvanlardan gizlendiği yer
- "Avcılar evsinler yapmışlardı ağaçlıkların arasında ..." (Ayla Kutlu)
-
[isim]
Avlanırken avcıların hayvanlardan gizlendiği yer
- EVRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslümanlarca belirli zamanlarda okunması âdet olan dualar ve Kur'an ayetleri
- "Geceleri Hüsnü'nün evinde toplanır, zikreder, evrat çekerlermiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Müslümanlarca belirli zamanlarda okunması âdet olan dualar ve Kur'an ayetleri
- EVSEL
-
-
[sıfat]
Evle ilgili
- "Evsel atıklar."
-
[sıfat]
Evle ilgili
- EVVEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Önce
- "Hikâyeye girmeden evvel uzun uzun gevezelikler yapmamalıyız." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Korkma, evvel Allah, seni üşütmeyiz. Ben sana odun bulur getiririm." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
İlk, önceki, geçmiş
-
[zarf]
Önce
- EVCİK
-
-
[isim]
Küçük, sevimli ev
- "Birbirinden bahçelerle, evlerle ayrılmış; güneş, çiçek, ağaç içinde evciklerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Küçük, sevimli ev
- EVCİL
-
-
[sıfat]
Eve ve insana alışmış, kendisinden yararlanabilen (hayvan), ehlî, yabani karşıtı
- "Ham ağaçları evcile çeviririm, aşı yapmayı bilirim, budamayı bilirim." (Nezihe Araz)
-
Yerli
-
[sıfat]
Eve ve insana alışmış, kendisinden yararlanabilen (hayvan), ehlî, yabani karşıtı
- EVREN
-
-
[isim]
Gök varlıklarının bütünü, kâinat, cihan, âlem, kozmos
- "Eski yorumcular daha ileri gitmiş, evrenin yaratılmasında ve doğanın kurallarında bile matematik bir öz bulmuşlardır." (Haldun Taner)
-
Düzenli ve uyumlu bir bütün olarak düşünülen bütün varlıklar
- "Yemeyi, içmeyi, konuşmayı, düşmanlarımı, dostlarımı, orta malı hislerimi ve evreni unuttum." (Refik Halit Karay)
-
Kişinin içinde yaşadığı, ilişkide bulunduğu ortam
- "Kendi evrenine dalmış olan Halim, ürkerek sıçradı, bir adım geriye attı." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Gök varlıklarının bütünü, kâinat, cihan, âlem, kozmos
- EVLAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin oğlu veya kızı, çocuk
- "Zengin adamlarda evlat muhabbeti daha fazla mı oluyor?" (Refik Halit Karay)
- "Çiçekleri suluyor, evlat gibi büyütüyordu." (Peyami Safa)
- "Daha yüzünü görmeden o da seni kendine evlat edindi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Soy, döl
- "Yüksek bir tahsil görmedim ama ben de efendi evladıyım." (Peyami Safa)
-
[ünlem]
Yaşlı kimselerin çocukları yaşındakilere kullandıkları bir seslenme sözü
- "Evladım, sakın kimseciklere borç etme!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Bir kimsenin oğlu veya kızı, çocuk
- EVKAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vakıflar
-
Vakıf mallarını yöneten kuruluş
-
[isim]
Vakıflar