Başında et olan 5 harfli 13 kelime var. Et ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde et olan kelimeler listesine ya da sonu et ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında et bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ETRAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yanlar, taraflar
    • "Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler." (Peyami Safa)
    • "Vaktiyle etrafı boş bulduğu için mistik sıfatını takınmak istemişti." (Asaf Halet Çelebi)
    • "Ön arabanın karşısına geçerler, bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığa vurarak etrafını alırlar." (Refik Halit Karay)
  2. Çevre, dolay
    • "Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı." (Aka Gündüz)
  3. Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit
    • "Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte." (Samiha Ayverdi)

ETKİN

  1. [sıfat] Hareketli, işleyen, çalışan, etkili, faal, aktif
  2. Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı
  3. Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom)

ETSEL

  1. [sıfat] Ete ait
  2. Cinselliğe ait
    • "Zavallı geçkin kız, yerleşik ahlâk kurallarının dışında etsel duyarlığa yaklaşırsa, başına bunların geleceğini düşünüyordu." (Selim İleri)

ETMEK

  1. [nsz] Bir işi yapmak
    • "Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." (Haldun Taner)
    • "O zamanlar denize girmeden edemediği için bu nezleyi bir türlü geçiremediğini anlattı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Etme eyleme ağabey, ben ne yaptım?" (Sait Faik Abasıyanık)
  2. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak
    • "İyi ettiniz de geldiniz."
  3. [-i] Bulmak, erişmek
    • "Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi." (Refik Halit Karay)
  4. [-i] Birini bir şeyden yoksun bırakmak
  5. Eşit değer kazanmak
    • "İki iki daha dört eder."
  6. Herhangi bir değerde olmak
    • "Kira dâhil olduğu hâlde aylık masrafımız tam beş lira ediyordu." (Ömer Seyfettin)
  7. Kötülükte bulunmak
    • "Ah, iki bardak süt sen bana neler ettin?" (Sait Faik Abasıyanık)
  8. [-e] Küçük veya büyük abdestini yapmak
    • "Çocuk altına etti."

ETMEN

  1. [isim] Birlikte veya ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, şartlardan, ögelerden her biri, amil, faktör

ETSİZ

  1. [sıfat] Eti olmayan
    • "Etsiz yemek."
  2. Kuru, sıska, zayıf
    • "Onları bir başka küreden inmiş etsiz, kemiksiz, şeffaf birtakım varlıklar zannedeceksiniz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ETÇİK

  1. [isim] Küçük et parçası

ETKEN

  1. [isim] Etki eden şey, faktör
    • "Yazınımızın gelenek değiştirmesine bağlı olarak değişik etkenleri var bu durumun." (Necati Cumalı)
  2. Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir
  3. Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı
    • "Kırmak, bilmek etken fiillerdir."

ETLİK

  1. [isim] Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan
  2. Buzdolabında et koymak için ayrılmış yer

ETFAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çocuklar

ETENE

  1. [isim] Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, döl eşi, meşime, plasenta
  2. Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm

ETÇİL

  1. [sıfat] Etobur

ETNİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Kavimle ilgili, budunsal, kavmî

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü