Sonunda em olan 5 harfli 49 kelime var. EM ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde em olan kelimeler listesine ya da başında em olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EM, ME

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SANEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Put
  2. Çok güzel kadın

HAREM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm, selamlık karşıtı
    • "Harem, ihtiyar hatunların bembeyaz patiska sedirli küçük köşe odalarında kalmıştı." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bu bölümde oturan kadınların hepsi
  3. Karı, eş
    • "... gelen doktormuş, bizim doktor Hüsnü Bey... Haremim hastalanmış da." (Refik Halit Karay)

EYLEM

  1. [isim] Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon
    • "Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilmez." (Anayasa)
    • "Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz." (Anayasa)
  2. Bir durumu değiştirme veya daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası
    • "Eyleme beraber girersiniz, siz sonuca ulaşmayı düşünürsünüz, onlar ulaşmadan paylaşmayı." (Atilla İlhan)
  3. Fiil

İÇLEM

  1. [isim] Bir kavramın çağrıştırdığı kapsama giren niteliklerin veya taşıdığı özelliklerin bütünü, tazammun
    • "Kuş sözcüğü bize canlı, havada uçan ve öten bir varlık anlatır; şu hâlde canlılık, uçuculuk ve ötücülük kuş kavramının içlemine giren niteliklerdir. Kartal, kırlangıç, tavuk ve öbür kuşlar ise birer kuş cinsi olduklarından bunun içlemini oluştururlar."
  2. Bir nesnenin içeriğini oluşturan şey
    • "Onları gözünde büyüterek bilmem hangi gizli dinin esrarlı yasakları gibi gören, içlemlerini ve niteliklerini değiştiren benim." (Atilla İlhan)

GÖĞEM

  1. [isim] Yeşile çalan mor renk
  2. [sıfat] Bu renkte olan

KEREM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
    • "Kerem et aklından çıkarma beni / Ağla, gözyaşını sil melul melul." (Karacaoğlan)
  2. Bağış olarak verme, iyilik, cömertlik, eli açıklık, lütuf
    • "Bir başka kerem beklemez artık gelecekten." (Yahya Kemal Beyatlı)

SİTEM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme
    • "Millî Mücadelenin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Ancak müsaade ederseniz size başka bir cihetten sitem edeceğim." (Reşat Nuri Güntekin)

MADEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [bağlaç] "Değil mi ki, -diği için, -diğine göre" anlamlarında sebep göstermek için, başına getirildiği cümleyi daha sonraki cümleye bağlayan bir söz, mademki
    • "Bakma sen madem tanıdıkmış, bulur bir çaresini." (Çetin Altan)

ENLEM

  1. [isim] Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi

FONEM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ses birimi

DÜZEM

  1. [isim] Bir birleşiğe veya bir karışıma girecek madde miktarlarının belirtilmesi, dozaj
  2. Düzey
    • "Bu filmleri, Türk sinemasına insancıl ve belli bir düzemde yeraltı gerçekliği getiren yapıtlardır." (Selim İleri)

BAREM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Devlet memurlarının maaşlarının derece ve tutarlarını düzenleyen sistem ve çizelge
    • "Bunların tek derdi barem basamaklarını aşarak bu mertebeye fırlayıvermekten ibarettir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ŞİLEM

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Briçte bir ekibin, en çok bir el vererek yaptığı oyun

KALEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç
    • "Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Namık Kemal'in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir." (Necati Cumalı)
    • "Söylediklerinin içinde kaleme gelir bir lakırtı yoktu." (Haldun Taner)
    • "Hemen kaleme sarıldı. Bir hafta her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer
    • "Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör herifin istifasını kaybetti." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Kaleminden kan damlayan kavgacı yazarları sevmiyordu." (Tarık Buğra)
  3. Yontma işlerinde kullanılan ucu sivri veya keskin araç
    • "Taşçı kalemi."
    • "Oymacı kalemi."
  4. Çeşit, tür
    • "Üç kalem erzak."
    • "Beş kalem ilaç."
  5. Bazı deyimlerde yazı
    • "Kaleme almak."
    • "Kaleme gelmemek."
  6. Yazar
    • "Edebiyatımızın usta kalemlerinden..."

KASEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ant, yemin
    • "Yaşı daha kırk bile yok, diye yeminler, kasemler, antlar..." (Sermet Muhtar Alus)

BOHEM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. Yarınını düşünmeden günü gününe tasasız, derbeder bir yaşayışı olan (kimse veya topluluk)
    • "Gecenin bu saatinde bohem arkadaşlarımın bulunabilecekleri büyük bir birahanenin kapısı önünde durdum." (Peyami Safa)

ÖNLEM

  1. [isim] Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir

EKLEM

  1. [isim] Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal

GÖVEM

  1. [isim] Sığırlara dadanan zar kanatlı bir tür sinek

ÜNLEM

  1. [isim] Türlü duyguları anlatan veya bir doğa sesini yansıtan kelime, nida: Ah! oh! şak, çat vb
  2. Ünlem işareti

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü