Sonunda ek olan 7 harfli 182 kelime var. EK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ek olan kelimeler listesine ya da başında ek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EPRİMEK
-
-
[nsz]
Bozulmak, ekşiyip çürümek
-
Yemiş dura dura olgunlaşmak, yumuşamak
-
Erimek
- "Piyanonun solmuş ve eprimiş mor kadifeden şamdanlıkları vardı." (Ayşe Kulin)
-
[nsz]
Bozulmak, ekşiyip çürümek
- GÖZENEK
-
-
[isim]
Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri
-
Pencere
-
Bir işlemede, örgüde, ipliklerin kesilmesi, ayrı tutulması yoluyla oluşturulan boşluk, ajur
-
Canlı dokularda dış deri üzerindeki küçük, basit açıklık, mesame
-
Bitkilerde solunum ve fotosentez için gerekli oksijen ve karbondioksit alışverişine, suyun buhar olarak dışarı atılmasına yarayan, yaprakların alt yüzeyinde çok sayıda bulunan, hücreler arasındaki küçük deliklerden her biri, mesame
-
Bir malzemenin içinde irili ufaklı boşlukların bulunması durumu, süngerimsi görünüş
-
[isim]
Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri
- KÜREMEK
-
-
[-i]
Kürekle atıp temizlemek, kürelemek, kürümek
-
[-i]
Kürekle atıp temizlemek, kürelemek, kürümek
- ÖVÜLMEK
-
-
[nsz]
Övme işine konu olmak
- "Hani beklediğim övülmek, teşekkür filan olsa içim yanmaz" (Tarık Buğra)
-
[nsz]
Övme işine konu olmak
- ÖKSEMEK
-
-
[-i]
Özlemek, göreceği gelmek, istemek
-
[-i]
Özlemek, göreceği gelmek, istemek
- ERSEMEK
-
-
[nsz]
Erkek istemek
-
[nsz]
Erkek istemek
- ÜZÜLMEK
-
-
[nsz]
Üzme işine konu olmak
- "Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Üzüntü duymak, kaygılanmak
- "Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Üzme işine konu olmak
- ESLEMEK
-
-
[-i]
Önem vermek, aldırış etmek
-
[-i]
Önem vermek, aldırış etmek
- İTİLMEK
-
-
[-e]
İtme işi yapılmak
- "Başında arkaya itilmiş yeni kasketi, kulağının arkasında cıgarası..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
İtme işi yapılmak
- ESİRMEK
-
-
[nsz]
Sarhoş olmak
-
Aklını yitirmek, delirmek
-
Çok kızmak, sertleşmek
-
[nsz]
Sarhoş olmak
- YEPELEK
-
-
[sıfat]
İnce yapılı, zarif, narin
-
[sıfat]
İnce yapılı, zarif, narin
- CİVELEK
-
-
[sıfat]
Canlı, neşeli ve sokulgan
- "Gönül alıcı, civelek ve sevdacı bir kızdır." (Burhan Felek)
-
[isim]
Yeniçeri Ocağına yeni girmiş delikanlı
-
[sıfat]
Canlı, neşeli ve sokulgan
- İPLEMEK
-
-
[-i]
Saygı göstermek, değer vermek
- "Hadi müşteriyi iplediğin yok, patrona ne demeye boş verirsin!" (Rıfat Ilgaz)
- "Peki, ya savaş? Savaşı iplemiyordum. Aklıma bile gelmiyordu." (Atilla İlhan)
-
[-i]
Saygı göstermek, değer vermek
- İÇİRMEK
-
-
[-i]
İçme işini yaptırmak, içmesini sağlamak
- "Ben sana kahve değil ama güzel bir çay içiririm." (Burhan Felek)
-
[-i]
İçme işini yaptırmak, içmesini sağlamak
- ÜLEŞMEK
-
-
[nsz]
Bölüşmek, paylaşmak
-
[nsz]
Bölüşmek, paylaşmak
- ÜVEYMEK
-
-
[nsz]
Güvercin, kumru vb. kuşlar, göğüslerinden ötmek
-
[nsz]
Güvercin, kumru vb. kuşlar, göğüslerinden ötmek
- MÜBAREK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Verimli, bereketli
-
Kutlu, uğurlu, kutsal
- "Bunlar senin mübarek elini öpmeye geldiler." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Çok saygı duyulan
- "Mübarek yüzlü bir ihtiyar."
-
[ünlem]
Beğenilen, sevilen şeyler için söylenen bir söz
- "Mübarek, ne güzel yer."
-
Kızılan, şaşılan (kimse veya şey)
- "Ne de hafıza vardı mübarekte, neler de anlatmazdı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Verimli, bereketli
- AĞBENEK
-
-
[isim]
Ağ görünüşünde olan, arpa yapraklarına yerleşerek oldukça önemli zararlara yol açan, açık veya koyu kahverengi asklı mantar
-
Bu mantarın yol açtığı ekin hastalığı
-
[isim]
Ağ görünüşünde olan, arpa yapraklarına yerleşerek oldukça önemli zararlara yol açan, açık veya koyu kahverengi asklı mantar
- EKLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek
- "Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Bir şeyi ek olarak kullanmak
- "Bu kumaşı örtüye eklemeli."
-
[-i]
Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek
- BESEREK
-
-
[isim]
İki hörgüçlü deve ile boz devenin melezi olan tülü devenin erkeği
-
[isim]
İki hörgüçlü deve ile boz devenin melezi olan tülü devenin erkeği