Sonunda ek olan 6 harfli 172 kelime var. EK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ek olan kelimeler listesine ya da başında ek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EK, KE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DİZMEK

  1. [-i] Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek
    • "Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı." (Necati Cumalı)
  2. Yan yana veya üst üste sıralamak
    • "Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu." (Peyami Safa)
  3. Harfleri yan yana getirerek yazı düzenlemek
  4. Düzenlemek, hazırlamak
    • "Daha önce kahvaltıyı gül motifli, basma örtülü küçük masaya dizmişti." (Haldun Taner)

ÖZEMEK

  1. [-i] Yoğurt, pekmez vb. koyu şeyleri suyla inceltmek, sulandırmak

YÜZMEK

  1. [nsz] Kol, bacak, yüzgeç vb. organların özel hareketleriyle su yüzeyinde veya su içinde ilerlemek, durmak
    • "Yüzmek bilmediği için on dakika içinde boğulmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Yüzme sporu yapmak
  3. Bir sıvının yüzeyinde batmadan durmak
    • "Tahta suda yüzer."
  4. Herhangi bir durumun en aşırı derecesinde olmak
    • "Hiçbir kaygının gölgelemediği bir saadet içinde yüzmektedir." (Haldun Taner)
  5. Dalgalanmak
    • "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
  6. Herhangi bir şeyle üzeri kaplanmak, bir şeye bulanmak
    • "Kitaplar toz içinde yüzüyor. Ev pislik içinde yüzüyor."

ARUSEK
...
EFELEK

  1. [isim] Labada

GÜTMEK

  1. [-i] Hayvan veya hayvan sürüsünü önüne katıp otlatarak sürmek
  2. [nsz] Bir düşünceyi, bir duyguyu veya bir ilkeyi gerçekleştirmeye çalışmak
    • "Amaç gütmek. Kin gütmek."
  3. Bir kimseyi, bir topluluğu kendi düşünce ve amacı doğrultusunda yönetmek, sevk ve idare etmek

GEZMEK

  1. [nsz] Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek
    • "Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Seher hep Bayram'ın sinirine dokunanlarla gezip tozdu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir yerde dolaşmak, yürümek
    • "Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Gitmek, başvurmak
  4. Bulunmak
    • "Şapkam burada ne geziyor?"
  5. [-i] Bir yeri görüp incelemek
  6. Hasta ayağa kalkmak
    • "Oğlum iyileşti, yavaş yavaş gezmeye başladı."
  7. Herhangi bir biçimde gezinmek
    • "Bu giysiyle gezemem."
  8. [-i] Bir yerde gezi yapmak
    • "Geçen yaz Batı Anadolu'yu gezdik."

EKENEK

  1. [isim] Mezra
    • "... ekeneği, çayırları, alışverişi olan adamdır." (Memduh Şevket Esendal)

ZEVZEK

  1. [sıfat] Geveze

BİŞKEK
...
ÇÖMMEK

  1. [-e] Çömelmek
    • "Ninem, gözlerini onların gidişlerinden ayırmaksızın yere çömdü." (Tarık Dursun K)

DERNEK

  1. [isim] Toplantı, düğün
    • "Tıpkı bir düğün, dernek, eğlence biter gibi tatlı tatlı oldu." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Dernek kurmak için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin ... yetkili merciye verilmesi yeterlidir." (Anayasa)
  2. Belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için kurulan yasal topluluk, cemiyet
    • "Edebiyat Derneğinde şiir dünyamızın eski, yeni, birçok şöhretleriyle tanıştım." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Pazar veya panayır kurulan gün, deri (II)

ÖRTMEK

  1. [-i] Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak
    • "Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü." (Aka Gündüz)
  2. Kapamak
    • "Perihan kızdı, gidip piyanonun kapağını örttü." (Peyami Safa)
  3. Kaplamak
    • "Sarmaşıklar duvarları örtmüş."
  4. Kötü bir durumu belli etmemek, gizlemek, saklamak
    • "Birinin suçunu örtmek."

HENDEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Geçmeye engel olacak biçimde uzunlamasına kazılmış derin çukur
    • "Bir hendekten çıkıp öbürüne giriyor, bir çukurdan kurtulup bir başkasına dalıyordu." (Orhan Veli Kanık)

BÖLMEK

  1. [-i] Bir bütünü iki veya daha çok parçaya ayırmak, taksim etmek
    • "Bir domates aldı, çakıyla dörde böldü." (Necati Cumalı)
  2. Birliğin bozulmasına yol açmak, parçalamak
  3. Bir niceliği iki veya daha çok eşit parçaya ayırmak

GÖÇMEK

  1. [-den] Yerleşmek amacıyla mahalle, köy, şehir veya ülke değiştirmek
    • "Selanik elden çıkınca ailesi İzmir'e göçmüştür." (Atilla İlhan)
    • "En güzel halk türküleri çok sevilen bir insanın ansızın göçüp gitmesi ile kopan bir feryattır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Bazı hayvanlar, sıcak iklimli ülkelere gitmek
  3. [nsz] Çökmek
  4. [nsz] Ölmek
  5. Oturmak
    • "Masaların arasından geçerek localardan birine gider, göçerlerdi." (Ercüment Ekrem Talu)

GÖYMEK

  1. [-i] Yakmak

ÇİĞNEK

  1. [isim] Yol üstü

DEŞMEK

  1. [-i] Oymak, delmek, yara açmak, içini açmak, karıştırmak, kazmak
  2. Bir sorunun üzerinde yeniden durmak, hatırlatmak, kurcalamak
    • "Bu hatıraları daha deşmek istemiyorum." (Halide Edip Adıvar)

İTENEK

  1. [isim] Piston

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü