Başında ci olan 5 harfli 30 kelime var. Ci ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ci olan kelimeler listesine ya da sonu ci ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ci bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CİHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yön, yan, taraf
- "Pencereden gelen bu şehir seslerinin cihetini bile tayin edemiyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Yön, yan, taraf
- CİVAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yöre, yakın yer, havali, dolay
- "Büsbütün aşka geldi. O civar halkınca pek sevilen bir başka şarkıya geçti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yöre, yakın yer, havali, dolay
- CİRİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
At koşturup birbirine değnek atarak takım hâlinde oynanan oyun, cirit oyunu
- "Fareler evde cirit atıyor."
- "Bu dallardan kendimize atlar yapar, cirit oynar, yarışa çıkardık." (Ömer Seyfettin)
-
Bu oyunda atılan değnek
-
[isim]
At koşturup birbirine değnek atarak takım hâlinde oynanan oyun, cirit oyunu
- CİMRİ
-
-
[sıfat]
Elindeki parayı harcamaya kıyamayan, bitli, eli sıkı, ekti, hasis, kısmık, kibritçi, mıhsıçtı, nekes, pinti, sıkı, varyemez
-
[sıfat]
Elindeki parayı harcamaya kıyamayan, bitli, eli sıkı, ekti, hasis, kısmık, kibritçi, mıhsıçtı, nekes, pinti, sıkı, varyemez
- CİNAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Konusu cinayet olan
- "Okuduğunuz ne kadar cinai roman varsa bu karanlık ve tenha sokaklarda âdeta hayat bulur." (Refik Halit Karay)
-
Cinayetle ilgili
-
[sıfat]
Konusu cinayet olan
- CİLVE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz
- "Romantik devirlerde bu nevi cilvelere aşk mâni olurdu, şimdi de kültür." (Peyami Safa)
- "Değil mi ki cilveler yapıyorsun, kalkıp da bize erdemlilikten söz etme!" (Atilla İlhan)
-
Görünme, ortaya çıkma, tecelli
- "Denizin çok cilvelerini tattık, diyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz
- CİBİN
-
-
[isim]
Sinek
-
[isim]
Sinek
- CİCOZ
-
-
[isim]
Cam veya toprak bilyelerle oynanan bir çocuk oyunu
-
Bu oyundaki bilyelerin her biri
-
[ünlem]
"Yok" anlamında bir söz
- "Bende para cicoz!"
-
[isim]
Cam veya toprak bilyelerle oynanan bir çocuk oyunu
- CİBRE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Sıkılıp suyu alınan üzüm vb. meyvelerin posası
-
[isim]
Sıkılıp suyu alınan üzüm vb. meyvelerin posası
- CİNCİ
-
-
Cin çağırma, onlarla konuşma vb. iddialarla geçimini sağlayan (kimse)
- "Cinci hoca."
-
Cin çağırma, onlarla konuşma vb. iddialarla geçimini sağlayan (kimse)
- CİNAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çok anlamlı bir kelimeye, her defasında başka bir anlam yükleyerek birbirine yakın birkaç yerde kullanma
- "En çok beğendiği manzumeler hep cinas, telmih, nükte gibi söz sanatları ve oyunlarıyla dolu olanlardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Çok anlamı olan bir kelimenin iyi anlamını kullanır görünerek kötüsünü öne çıkarma
-
[isim]
Çok anlamlı bir kelimeye, her defasında başka bir anlam yükleyerek birbirine yakın birkaç yerde kullanma
- CİNSİ
- ...
- CİHAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aygıt, alet, takım
-
Çeyiz
-
[isim]
Aygıt, alet, takım
- CİDDİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şaka olmayan, gerçek
- "Kısa zamanda yarı şaka, yarı ciddi tenkit edecek kadar yakınlaşmışlardı." (Tarık Buğra)
- "Halkımız sanatçıyı baştan beri pek ciddiye almaz, ona bir delişmen gözüyle bakar." (Tomris Uyar)
-
Ağırbaşlı
- "Ben onu pek ciddi bir genç olarak tanırım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Titizlik gösterilen, önem verilen
- "Bu dönemde yazara konu üzerinde vukuf, ciddi incelemeler şart koşulur." (Haldun Taner)
-
Tehlikeli, endişe veren, ağır, vahim, kritik
- "Hastalığımızın oldukça ciddi olduğuna işaret etmekten kendimizi alamadık." (Burhan Felek)
-
Eğlendirme amacı gütmeyen
-
Gülmeyen
- "O ciddi bir tavırla mühim bir şey anlatmaya hazırlanmış gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Güvenilir, sağlam, önemli
- "Ciddi bir gazetede genç bir muharririn şu sözleri beni hâlâ düşündürüyor." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[zarf]
Önem vererek, gerçek olarak
- "Size bunu ciddi söylüyorum, yalan değil!"
-
[zarf]
Güvenilir biçimde
- "Ciddi görünerek göze girmeye çalışıyormuş." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Şaka olmayan, gerçek
- CİYAK
- ...
- CİZYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam ülkelerinde Müslüman olmayanlardan alınan bir çeşit vergi
-
[isim]
İslam ülkelerinde Müslüman olmayanlardan alınan bir çeşit vergi
- CİHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Din uğruna yapılan savaş
-
[isim]
Din uğruna yapılan savaş
- CİSİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Katı maddenin biçim almış durumu
-
Gövde, beden, vücut
- "Yataktaki örtülü cisim dertop olmuş şeklini, hareketsizliğini muhafaza ediyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Katı maddenin biçim almış durumu
- CİVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yakışıklı genç erkek veya genç kadın
- "Henüz on yedi yaşında pembe, beyaz, saf, masum bir civandı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Genç ve yakışıklı
- "Handan gibi civan bir kız verir de içilmez mi?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Yakışıklı genç erkek veya genç kadın
- CİZRE
- ...