Başında ca olan 5 harfli 24 kelime var. Ca ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ca olan kelimeler listesine ya da sonu ca ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ca bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CASUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ajan
    • "Ortalığı karıştırmak isteyen yabancı kimseler, askerlik casusları burada oturur." (Memduh Şevket Esendal)

CAMIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Manda

CANLI

  1. Canı olan, diri, yaşayan
    • "Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." (Necati Cumalı)
  2. Güçlü, etkili, hareketli, hayat dolu
    • "Recep çok canlı bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk)
  4. [isim] Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan
  5. [isim] Canlı yayın

CARLI

  1. [sıfat] Zarı (III) olan
    • "Köyün sokaklarında elleri carlı, peştamallı köylüleri kovalıyordu." (Ömer Seyfettin)

CANIM

  1. sevgi bildiren bir seslenme sözü
    • "Susunuz, dedi, beyhude, ... yoruluyorsunuz can alacak noktayı unutuyoruz." (Mahmut Yesari)
    • "Gözüne kestirdiği, daha doğrusu, suçlamak için can attığı birisi var." (Tarık Buğra)
    • "Sırası gelince kendi paylarına düşen can borcunu da ödediler." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Eylül sonunda ruhunu teslim eden heves / Can bulmak üzredir yeni baştan bahar ile" (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  2. hoşnutsuzluk anlatan bir seslenme sözü
    • "Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Yazdığım satırlara bakarsanız manevi varlığımın can çekiştiğini görürsünüz." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu sözleriniz bana can verdi."
    • "Bitip tükenmek bilmeyen bir tablo gibi serilip giden lale tarlası renkten renge geçtikçe herkesin canı ağzına geliyor." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  3. (ca:nım) çok güzel, çok değer verilen
    • "Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bahar toprağa gene can verdi." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Ayrılık! Her vakit can yakar, ağlatır." (Ahmet Rasim)
    • "Her gün giyilmekten elbisenin canı çıktı."

CAMCI

  1. [isim] Cam ticaretini veya cam takmayı meslek edinmiş kimse
  2. Camevi
  3. Evin içini pencereden gözetleyen kimse

CACIK

  1. [isim] Yoğurt, ayran içine hıyar veya marul doğranarak yapılan, çoğu kez sarımsaklı, iştah açıcı yiyecek

CANAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kadın, sevgili
    • "Canı canan dilemiş vermemek olmaz ey dil." (Fuzulî)
  2. Tasavvufta Tanrı
    • "Yunus ver canını Hak yoluna / Can vermeyince canan bulunmaz." (Yunus Emre)

CAMİA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Topluluk, zümre
    • "Gerek Macarca gerek Türkçe Avrupa milletler camiası için aynı derecede yabancı iki dildir." (Haldun Taner)

CALİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Celp eden, çeken, çekici

CANİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yan, taraf

CAZCI

  1. [isim] Caz müziği çalan veya besteleyen kimse
    • "Aaa diyorlar, burada bar açılmış, bak cazcı Arap kapıda." (Yusuf Ziya Ortaç)

CAYMA

  1. [isim] Caymak işi

CAZLI

  1. [sıfat] Cazı olan
    • "Eğer gürültülü, cazlı bir yerde yemeği tercih etmezseniz sizi lokantaya götürecektim." (Refik Halit Karay)

CAMLI

  1. [sıfat] Cam takılmış, cam geçirilmiş, camı olan
    • "Verandayı andıran camlı sofa iyice ısınmıştı." (Refik Halit Karay)

CARTA

  1. [isim] Yellenme

CAMSI

  1. [sıfat] Cam gibi saydam, cama benzer
  2. [isim] Yerin içinden yüze çıkan erimiş sıcak maddelerin, soğuma sırasında billurlaşmayıp biçimsiz olarak katılaşmış durumu

CAZİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Alımlı
    • "Gizli bir musikinin vezniyle dalgalanan ipekli maddeler gibi cazip, yumuşak ve tatlı idi." (Peyami Safa)

CAYIŞ

  1. [isim] Cayma işi veya biçimi
    • "Yüreğinde, gevşek bir isteksizlik, cayışa benzeyen tatsız bir gerileme vardı." (Cahit Uçuk)

CADDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şehir içinde ana yol
    • "Anafartalar Caddesi."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü