Başında bo olan 6 harfli 63 kelime var. Bo ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bo olan kelimeler listesine ya da sonu bo ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında bo bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BOKLUK

  1. [isim] Pislik
  2. Kötü durum
    • "Bu işin sonunda bokluk çıkacak."

BONBON

  1. [isim] Şerbet içinde kaynatılarak üzeri şekerle kaplanmış meyve

BORALI

  1. [sıfat] Yağmurlu, sert rüzgârlı ve soğuk havalı
    • "Soğuk bir sonbahar ve sonbaharı boralı bir kış başladı." (Halide Edip Adıvar)

BOMBOK

  1. [sıfat] Çok kötü, çok berbat

BOMBOŞ

  1. [sıfat] Büsbütün, tamamen boş
    • "Güneşin doğacağı tarafa giden yol bomboştu." (Ömer Seyfettin)

BOYACI

  1. [isim] Boya satan kimse
  2. Boyama işini, boyacılığı meslek edinen kimse
    • "Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Boya satılan dükkân
    • "Ben elimde bir gazete ile boyacıda oturuyordum." (Peyami Safa)

BOYSUZ

  1. [sıfat] Benzerleri arasında boyu kısa olan

BOGOTA
...
BORÇLU

  1. [sıfat] Borcu olan, borç almış olan, verecekli, medyun
    • "Merhumu borçlu yatırmak istemezmişiz elbet." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu." (Haldun Taner)
    • "Para muamelelerinden borçlu çıkmıştı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Manevi bir yükümlülük altında bulunan
    • "Hayatımı ona borçluyum doğrusu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Bir şeyi birinin yardımıyla elde etmiş olan
    • "Aslında, okumasını da ona borçludur." (Tarık Buğra)

BORUCU

  1. [isim] Boru yapıp satan kimse
  2. Boru montajında çalışan kimse

BOZRAK

  1. [sıfat] Rengi boza çalan

BOZACI

  1. [isim] Boza yapan veya satan kimse

BOĞMAK

  1. [-i] Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek
    • "Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak
  3. Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek
  4. Renkler uygun düşmemek
    • "Koyu yeşil renk odayı boğdu. Bu renk seni boğmuş."
  5. Silik bir duruma getirmek, bastırmak
    • "Galiba bunları dinlememek, duymamak için konuşuyorum; seslerini boğmak, bastırmak için durmamacasına gevezelik ediyorum." (Refik Halit Karay)
  6. [-e] Tamamıyla kaplamak, sarmak
    • "Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu." (Mahmut Yesari)
  7. [-i] Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak
    • "Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu." (Orhan Kemal)
  8. [-i] Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak
    • "Zaten durumun vahametini sezen müdürle hoca, işi gürültüye boğmak için Atatürk'e müfredat programına dair bir şeyler anlatmaya başladılar." (Haldun Taner)
  9. Gelişmesine engel olmak
  10. [nsz] Bunaltmak
    • "Daha sıcak basmamıştı; güneş henüz yakmıyor, hava daha boğmuyordu." (Refik Halit Karay)

BOLULU
...
BOŞNAK
...
BOYUNA

  1. [zarf] Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına, tulani
    • "Hızlı adımlarla caddeyi boyuna yürüyorlar." (Haldun Taner)
  2. (bo'yuna) Ara vermeden, durmaksızın
    • "Doktor Haldun lakırtıya ondan evvel yakalanmış, boyuna anlatıyordu." (Mithat Cemal Kuntay)

BOZLAK

  1. [isim] Orta ve Güney Anadolu'nun birçok bölgesinde bir türkü ezgisi
  2. Bu ezgiyle söylenen, konusu acıklı türkü
    • "Afşar bozlağı."

BOĞUNÇ

  1. [isim] Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
    • "Bize daima yakın tarihimizin kaygılar, boğunçlar uyandıracak siyasalarından birer portre çizmeyi amaçlamış gibidir." (Selim İleri)

BOMBOZ

  1. [sıfat] Çok boz

BOKTAN

  1. [sıfat] Temelsiz, derme çatma, yararsız

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü