Başında be olan 5 harfli 70 kelime var. Be ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde be olan kelimeler listesine ya da sonu be ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında be bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BELLİ
-
-
[sıfat]
Beli olan
- "Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?" (Nezihe Araz)
-
[sıfat]
Beli olan
- BEZEN
-
-
[isim]
Bezek, süs
-
[isim]
Bezek, süs
- BEKAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Diyezli veya bemollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti
-
[isim]
Diyezli veya bemollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti
- BEDİİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Güzellik ölçülerine uyan, gözü gönlü okşayan, beğenilen
- "En zengin, en bedii sokaklarımıza pis diyoruz." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Estetik
-
[sıfat]
Güzellik ölçülerine uyan, gözü gönlü okşayan, beğenilen
- BEHER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Her bir
-
[sıfat]
Her bir
- BEZME
-
-
[isim]
Bezmek işi
-
[isim]
Bezmek işi
- BEHEY
-
-
[ünlem]
Çıkışma bildirmek için kullanılan bir söz
- "Behey Allah'tan korkmaz!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[ünlem]
Çıkışma bildirmek için kullanılan bir söz
- BESNİ
-
-
[isim]
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde genellikle kurutmalık olarak üretilen, sofralık olarak da tüketilen, ince kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
-
[isim]
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde genellikle kurutmalık olarak üretilen, sofralık olarak da tüketilen, ince kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
- BEŞON
-
-
[isim]
Beş ve on cm ölçülerinde biçilmiş kereste
-
[isim]
Beş ve on cm ölçülerinde biçilmiş kereste
- BEZSİ
-
-
[sıfat]
Bezi andıran, beze benzeyen, bez gibi
-
[sıfat]
Bezi andıran, beze benzeyen, bez gibi
- BEDİK
-
-
[isim]
Kazak Türklerinde bir hastalığın iyileşmesi için yapılan tören
-
[isim]
Kazak Türklerinde bir hastalığın iyileşmesi için yapılan tören
- BENDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kul, köle
- "Aynı zamanda, bu has ve vefakâr bendesine mim koymuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Lütuf buyurup vapura kadar geldiğinizden dolayı bendenizi minnettar ettiniz, efendim." (Refik Halit Karay)
- "Bendeniz cennet kuşu Tahir."
-
[isim]
Kul, köle
- BENCİ
-
-
[sıfat]
Kendini beğenen, kendini her konuda üstün gören, hodpesent, megaloman
-
[sıfat]
Kendini beğenen, kendini her konuda üstün gören, hodpesent, megaloman
- BEYZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yumurta biçiminde, söbe, oval
- "Beyzi gözlüklerinin ardında, çipil gözleri, rahatsız edici bir çabuklukla açılır kapanır." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Yumurta biçiminde, söbe, oval
- BETER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Daha kötü, çok kötü
- "Çöller, Yemen ellerinden beter imiş." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Daha kötü, çok kötü
- BELDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlçeden küçük, belediye ile yönetilen yer
-
Mekân, yer, çevre
- "Bugün toz hâlinde sallanan bu iklim, asırların uykusundan, bunca sanat beldeleri gibi bir gün sıyrılacak." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
İlçeden küçük, belediye ile yönetilen yer
- BERİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat
-
[isim]
Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat
- BEKÇİ
-
-
[isim]
Bir şeyi veya bir yeri bekleyip korumakla görevli kimse
- "Karşı odaya bekçi oldun dedi, ilk aylığımı verdiler." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Yıkılan o saltanatlar üzerinde bir kandil gibi artık sonsuzluğa dek bekçi kalacaktı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Bir şeyi veya bir yeri bekleyip korumakla görevli kimse
- BEYİN
-
-
[isim]
Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ
- "Kızgın güneşin altında bütün gün beynim kaynıyor." (Orhan Kemal)
- "Akşam eve gelip de heykelin başını boyun yerinden çatlamış ve güzelim mermer başlığı tuzla buz olmuş görünce beynim sıçradı." (Haldun Taner)
- "Beyni sulanan bu ayyaş, iğrenç mahluku onlara anlatmakta ne fayda olabilirdi." (Mahmut Yesari)
- "Bu satırları okuyunca Mustafa beyninden vurulmuşa döndü." (Erhan Bener)
-
Muhakeme, usa vurma
-
Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse
-
Akıl, anlayış
-
Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse
- "Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli beyinlerden biridir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ
- BEZEK
-
-
[isim]
Süs, ziynet
-
Bir eseri süslemeye yarayan motiflerin her biri
-
[isim]
Süs, ziynet