Başında ba olan 6 harfli 143 kelime var. Ba ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ba olan kelimeler listesine ya da sonu ba ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ba bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AB
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BARKAN
- ...
- BAYMAK
-
-
[nsz]
Yiyecek baygınlık vermek, mideyi bulandırmak, midede ezinti yapmak
-
Aldatmak, kandırmak, etki altında bırakmak
-
[nsz]
Yiyecek baygınlık vermek, mideyi bulandırmak, midede ezinti yapmak
- BASKÜL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ağırlıkları tartmaya yarayan alet, kantar
-
İki kolu sıra ile kalkıp inebilen, ortasından veya uçlarından birine az çok yakın değişmez bir noktaya dayanan kaldıraç
-
[isim]
Ağırlıkları tartmaya yarayan alet, kantar
- BAYTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Veteriner
-
[isim]
Veteriner
- BAKAYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Askerlik çağına girenlerden son yoklamalarını yaptırarak askerlik kararı aldırdıkları hâlde çağrıldıklarında gelmeyen veya gelip de kıtalarına gitmeden toplandıkları yerlerden ayrılanlar
-
Ait olduğu yıl içinde toplanamayıp ertesi yıla kalan vergiler
-
Kalıntılar
-
[isim]
Askerlik çağına girenlerden son yoklamalarını yaptırarak askerlik kararı aldırdıkları hâlde çağrıldıklarında gelmeyen veya gelip de kıtalarına gitmeden toplandıkları yerlerden ayrılanlar
- BAYRAK
-
-
[isim]
Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak
- "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." (Mithat Cemal Kuntay)
- "Matbaaya bir bayrak asmayı uygun gördük." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Öncü
- "Yeni bir sanat kuşağının bayrağıydı o." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Simge, sembol
- "Kız, Sinekli Bakkal'ın erkek dünyasına meydan okuyan bir bayrak gibiydi." (Halide Edip Adıvar)
-
Baklagilllerde diğerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoğunlukla başka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yaprağı
-
Atletizmdeki bayrak yarışında dört sporcunun elden ele geçirdiği kısa, yuvarlak değnek
-
Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol
- "Yoldan, bayrağı açık bir taksi çevirdiler." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak
- BARDAN
-
-
[sıfat]
Çok beyaz
-
[sıfat]
Çok beyaz
- BAYSAL
-
-
[sıfat]
Huzur ve refah içinde olan
-
[sıfat]
Huzur ve refah içinde olan
- BAŞÇIK
-
-
[isim]
Çiçeklerin erkek organlarında çiçek tozunu taşıyan torbacık, haşefe
-
[isim]
Çiçeklerin erkek organlarında çiçek tozunu taşıyan torbacık, haşefe
- BALYOS
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Frenk ve özellikle Venedik elçisi
- "Venedik balyosu."
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Frenk ve özellikle Venedik elçisi
- BAĞDAŞ
-
-
[isim]
Sağ ayağı sol uyluğun, sol ayağı sağ uyluğun altına alarak oturma biçimi
- "Bir tanesi karşılarında bağdaş kurmuş, oturmuş." (Peyami Safa)
-
[isim]
Sağ ayağı sol uyluğun, sol ayağı sağ uyluğun altına alarak oturma biçimi
- BARGAM
-
-
[isim]
Levreğe benzer bir balık
-
[isim]
Levreğe benzer bir balık
- BAĞLIK
-
-
Bağ yeri, üzüm bağları çok olan yer
-
Bağ yeri, üzüm bağları çok olan yer
- BAKICI
-
-
[isim]
Bakma işiyle görevlendirilen kimse
- "Ustanın anası yatalak oldu, yanına başka bir bakıcı kocakarı tuttum." (Aka Gündüz)
-
Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse
-
Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık görevi yapan kimse
-
Bir şeyi satın almayı düşünmeden yalnızca bakarak ilgilenen kimse
- "Anlaşılıyor, alıcı değil, bakıcısın. Alıcı suratı yok sende pek." (Haldun Taner)
-
Kayırıcı
-
Yabancı ülkede bir aile yanında kalarak eğitimini sürdüren ve aynı zamanda o evin çocuklarına bakan kimse
-
Falcı
- "Bakıcılara, niyet kuyularına, Tezveren Dede'ye gitti." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bakma işiyle görevlendirilen kimse
- BASTIK
-
-
[isim]
Pestil
-
[isim]
Pestil
- BALGAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Solunum organlarının salgıladığı, ağızdan dışarı atılan sümüksü madde
- "Balgam çıkarmak. Balgam sökmek."
- "Belki Tayfur'a gönlüm vardır diye ortaya balgam atıyor." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Solunum organlarının salgıladığı, ağızdan dışarı atılan sümüksü madde
- BAHANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep
- "Alışveriş bahanesiyle acaba çıkıp bir dolaşsam mı?" (Atilla İlhan)
- "Yalnız kalmak için bahaneler arayan sendin." (Peyami Safa)
- "Yazmıyor, okumuyor, gözünün ağrısını, parmaklarının ağrısını, romatizmasını bahane ediyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep
- BAHTLI
-
-
[sıfat]
Bahtı iyi olan, mutlu, talihli, kara bahtlı karşıtı
- "Böyle bir evlada sahip olduğun için çok bahtlı bir kadınsın." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Bahtı iyi olan, mutlu, talihli, kara bahtlı karşıtı
- BARATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bilim doktorlarının ve kardinallerin giydikleri dört köşe külah veya başlık
-
Osmanlı sarayında genellikle bostancıların, baltacı ve kapıcıların giydikleri, kırmızı çuhadan yapılmış, ucu kıvrık, uzunca başlık
-
[isim]
Bilim doktorlarının ve kardinallerin giydikleri dört köşe külah veya başlık
- BATTAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
En ve boyca alışılmış olandan büyük
- "Barınılmaz hâle gelen bazı odalar battal edilmiş, yıkılma tehlikesi gösteren tahtaboşların kapısına kalaslar çivilenmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İşe yaramaz, kullanılmaz
- "Orada sahile çekilmiş bir battal balıkçı kayığı yan yatmış." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
En ve boyca alışılmış olandan büyük