Sonunda olan 5 harfli 32 kelime var. AŞ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde aş olan kelimeler listesine ya da başında aş olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DADAŞ

  1. [isim] Erkek kardeş
  2. Delikanlı, yiğit kimse
    • "Su katılmamış bir dadaştı ve politika ile uğraşmamıştı." (Tarık Buğra)
  3. [ünlem] Yakın dostlar için kullanılan bir seslenme sözü

OYNAŞ

  1. [isim] Aralarında toplumca hoş karşılanmayan ilişkiler bulunan kadın veya erkekten her biri
    • "Bu da öğretmen gibi; gözü işte, aklı oynaşta!" (Memduh Şevket Esendal)

DALAŞ

  1. [isim] Kavga, gürültülü bağrışıp çağrışma

ÜÇTAŞ

  1. [isim] Üç taşla oynanan bir tür çocuk oyunu

YAVAŞ

  1. [sıfat] Hızlı olmayan, çabuk karşıtı
    • "Yavaş bir yürüyüş."
  2. Yumuşak huylu, yumuşak başlı
    • "Yavaş adam. Yavaş at."
  3. Alçak, hafif
  4. [zarf] Alçak, hafif bir biçimde
    • "Yavaş tut, içinde kırılacak eşya var..." (Memduh Şevket Esendal)
  5. [zarf] Hızlı olmayarak
    • "Yavaş vurdu."

ÇUVAŞ
...
GULAŞ

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Etli, salçalı bir Macar yemeği

ŞABAŞ
...
TELAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Herhangi bir sebeple acelecilik
    • "Atatürk'ün gelişini göremedik ama koridordaki telaştan meseleyi anladık." (Haldun Taner)
    • "Mabeyni büyük bir telaş alıyor." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Nazım Paşa böyle bir içtimadan ne kadar telaş etse haklı idi." (Ahmet Rasim)
    • "Polisle ben konuşurum, siz telaş göstermeyin." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kaygı, tasa, sıkıntı, endişe
    • "Ben geçerken onun telaşı, sizi dürtmesi gözümden kaçmadı." (Halide Edip Adıvar)
  3. Şaşkınlıktan doğan karışıklık, kargaşa
    • "O günü vapurda bulunup da hanımların telaşını görseydiniz." (Reşat Nuri Güntekin)

TIRAŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saç veya sakalı kesme işi, yülüme
    • "Tıraştan sonra da bıyık, sakal yerleri belli olurdu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Ve hele kaybedilecek zaman yüzünden ya tıraş olmaya ya da temizlenmeye vakit kalmazsa..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Erkek saçını belli bir biçim vererek kesme
    • "Asker tıraşı."
  3. Kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal
    • "Üç günlük tıraşıyla hasta yatıyordu."
  4. Bir şeyin üzerindeki pürüzleri alma, belli bir biçim vermek için yontma
  5. Yalan, asılsız, bıktırıcı söz
    • "Bırak tıraşı, doğru konuş."

YARAŞ

  1. [sıfat] Bir kimseye kendini beğendirmek için alımlı davranan (kimse)
    • "Öbürü ne kadar çekingen ve sessiz ise bu o kadar yaraş ve konuşkan, tam manasıyla bir İstanbul kadını." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TALAŞ

  1. [isim] Testere ile biçilen veya rende, matkap, törpü vb. araçlarla işlenen bir şeyden dökülen kırıntılar

AKBAŞ

  1. [isim] Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla)

DARAŞ

  1. [sıfat] Dar, kasvetli (yer)
    • "O oda hem daraş hem nezaretsiz hem de lodosa karşı..." (Sermet Muhtar Alus)

SALAŞ

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân
    • "Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?" (Aka Gündüz)
  2. Tahtadan yapılmış (baraka)
    • "Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [sıfat] Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen

UĞRAŞ

  1. [isim] Bir insanın yaptığı iş veya meslek, meşguliyet
  2. Bir güçlüğü yenmek için gösterilen sürekli çaba, mücadele

ABRAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Alaca benekli
    • "Abraş at."
  2. Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı)
  3. Çarpık, eğri, düzgün olmayan
  4. Ters, kaba, görgüsüz (kimse)
  5. Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan, çapar (kimse)
  6. [isim] Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık
  7. [isim] Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık
  8. [isim] Deseni ve atkısı bozuk halı

GEVAŞ
...
KUMAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma
    • "Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme

ÇAMAŞ
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü