Sonunda az olan 8 harfli 33 kelime var. AZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde az olan kelimeler listesine ya da başında az olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİYASTAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Nişastayı dekstrin ve glikoz durumuna getiren, tükürükte ve pankreasın salgısında bulunan bir enzim
-
[isim]
Nişastayı dekstrin ve glikoz durumuna getiren, tükürükte ve pankreasın salgısında bulunan bir enzim
- BULUNMAZ
-
-
[sıfat]
Eşsiz, nadir, kıymetli
- "Konuşmamız boyunca bunun benim için bulunmaz fırsat olduğunu yineleyip durdu." (Ahmet Ümit)
-
[sıfat]
Eşsiz, nadir, kıymetli
- KÜFÜRBAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kaba sövgüleri çok kullanan, ağzı bozuk
-
[sıfat]
Kaba sövgüleri çok kullanan, ağzı bozuk
- BEYNAMAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Namaz kılmayan (kimse)
-
[sıfat]
Namaz kılmayan (kimse)
- DARBOĞAZ
-
-
[isim]
Piyasalarda üretimin, kredilerin, döviz imkânlarının, sürümün, ham madde arzının ve malzeme stoklarının gereksinim düzeyi altına düştüğü sıkıntılı durum
-
Toplumun, çözümlenmesinde güçlüklerle karşılaştığı bunalımlı durum
-
[isim]
Piyasalarda üretimin, kredilerin, döviz imkânlarının, sürümün, ham madde arzının ve malzeme stoklarının gereksinim düzeyi altına düştüğü sıkıntılı durum
- MADRABAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hayvan, balık, sebze, meyve vb. yiyecekleri yerinden getirerek toptan satan kimse
-
[sıfat]
Hile yapan, hileci
- "... bunlar kusurlu, adi camlardır, köy evi camları! Madrabazlar böylelerini köylere satarlar." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hayvan, balık, sebze, meyve vb. yiyecekleri yerinden getirerek toptan satan kimse
- DİYAKLAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çatlak
-
[isim]
Çatlak
- BOŞBOĞAZ
-
-
[sıfat]
Saklanması gereken şeyleri söyleyiveren, sır saklayamayan, geveze
- "O kadar boşboğaz çocuk arasında da vakayı bir sır olarak saklamak güçtü." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Yerli yersiz konuşan kimse
-
[sıfat]
Saklanması gereken şeyleri söyleyiveren, sır saklayamayan, geveze
- SONUŞMAZ
-
-
[isim]
Sonsuza giden bir eğrinin çeşitli noktalarının gittikçe yaklaştığı başka bir eğri veya doğru, asimptot
-
[isim]
Sonsuza giden bir eğrinin çeşitli noktalarının gittikçe yaklaştığı başka bir eğri veya doğru, asimptot
- HİPOSTAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı felsefe ve din kuramlarının dayandığı temellerden her biri, uknum
- "Hristiyanlık inanışına göre Tanrı kavramında üç hipostaz vardır: Baba, oğul ve kutsal ruh."
-
[isim]
Bazı felsefe ve din kuramlarının dayandığı temellerden her biri, uknum
- ORTOKLAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dik açı biçiminde ayrıtları olan, billurları parça hâlinde dilinen bir çeşit potasyum feldspat, ortoz
-
[isim]
Dik açı biçiminde ayrıtları olan, billurları parça hâlinde dilinen bir çeşit potasyum feldspat, ortoz
- PİSBOĞAZ
-
-
[sıfat]
Eline geçeni zamansız ve ayırt etmeden yiyen (kimse)
- "Demek ki küçük kız son derece pisboğaz olmasına rağmen bu paraları yemeyip biriktirmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Eline geçeni zamansız ve ayırt etmeden yiyen (kimse)
- METASTAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yayılma
-
[isim]
Yayılma
- ALDIRMAZ
-
-
[sıfat]
Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
- "Bendeki değişikliğe aldırmaz görünmek için türkü söylüyor." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
- BEMBEYAZ
-
-
[sıfat]
Çok beyaz veya apak
- "Yanında kapkara yüzlü, bembeyaz dişli bir de zenci vardı." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Pırıl pırıl, apaçık bir biçimde
- "Bütün İzmit bir leylak demeti gibi bembeyaz, gözlerinin önüne açıldı." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Çok beyaz veya apak
- CİLVEBAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Cilveli
- "Hiç ister miyim ben eli nimetli efendiciğimi kaptırayım o cilvebazlara?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Cilveli
- KATAKLAZ
- ...
- DÜZENBAZ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[sıfat]
Hile yoluyla aldatan, hile yapan
-
[sıfat]
Hile yoluyla aldatan, hile yapan
- KUMARBAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Kumarcı
- "İnsan oyun oynamalı ama kumarbaz olmamalı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kumarcı
- ARLANMAZ
-
-
[sıfat]
Utanmaz, sıkılmaz
-
[sıfat]
Utanmaz, sıkılmaz