Sonunda az olan 5 harfli 48 kelime var. AZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde az olan kelimeler listesine ya da başında az olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AĞRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Garazlar
-
[isim]
Garazlar
- NİYAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yalvarma, yakarma
- "Şeyh, sonu gelmez bir ibadet ve niyaz hâlinde, gözleri kapalı, okuyor, üflüyordu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yalvarma, yakarma
- OLMAZ
-
-
[sıfat]
İmkânsız, gerçekleşemez
-
[isim]
Yapılamayacak iş, tutum veya davranış
- "Onun o gözü pekliği, onurla ölümü göze alışıdır ki Atatürk'e olmazları oldurtmak gücünü vermiştir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
İmkânsız, gerçekleşemez
- OFLAZ
-
-
[sıfat]
İyi, güzel, mükemmel
-
[sıfat]
İyi, güzel, mükemmel
- MALAZ
-
-
[isim]
Sulak yer
-
Sürülmemiş, ot bürümüş toprak
-
Su altında kalan, su basmış tarla
-
[isim]
Sulak yer
- TARAZ
-
-
[isim]
İpek gibi düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik
-
[isim]
İpek gibi düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik
- KİRAZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gülgillerden, ılıman iklimlerde yetişen bir meyve ağacı (Cerasus avium)
-
Bu ağacın kırmızı veya beyaz renkte, etli, sulu, tek çekirdekli meyvesi
- "Tabaktan ikişer kiraz daha alıyoruz." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Gülgillerden, ılıman iklimlerde yetişen bir meyve ağacı (Cerasus avium)
- İNFAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yürütüm
-
Birine sözünü geçirme
-
[isim]
Yürütüm
- NAMAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İslamın beş şartından biri olan ve Müslümanların günde beş vakit, dinî bakımdan belirlenen kurallara göre yapmak zorunda oldukları ibadet, salat
- "İki rekât namazı nerede olsa kılarız." (Peyami Safa)
- "Bu adamlar birer ikişer gidip bir odada namazlarını kıldılar, gene geldiler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Arabalar uzaktan görününce köyüne, adamına göre kâh derviş, kâh sofu olur, hemen namaza dururdu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bir akşam uyudu / Uyanmayıverdi / Aldılar götürdüler / Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
İslamın beş şartından biri olan ve Müslümanların günde beş vakit, dinî bakımdan belirlenen kurallara göre yapmak zorunda oldukları ibadet, salat
- UYMAZ
-
-
[sıfat]
Aykırı, başka türlü, mugayir
-
[sıfat]
Aykırı, başka türlü, mugayir
- ABHAZ
- ...
- HİCAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde dügâh perdesinde karar kılan bir makam
-
Klasik Türk müziğinde do diyez notasını andıran perde
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde dügâh perdesinde karar kılan bir makam
- PAPAZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hristiyan din adamı, peder
- "Bu gece beş, on para çıkarırsan izinli gecemde papaz uçururuz." (Kemal Tahir)
-
Üzerinde papaz resmi olan iskambil kâğıdı
-
[isim]
Hristiyan din adamı, peder
- CİHAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aygıt, alet, takım
-
Çeyiz
-
[isim]
Aygıt, alet, takım
- MARAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hastalık
-
Dayanılması güç durum
-
[sıfat]
Huysuzluğu ve titizliği ile can sıkan
- "Aman ne maraz adamsın!"
-
[isim]
Hastalık
- PİYAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Haşlanmış kuru fasulyenin üzerine ince doğranmış, tuzla ovulmuş soğan ve maydanoz katıldıktan sonra zeytinyağı, sirke dökülerek yapılan fasulye salatası
-
Kebap, ızgara köfte, balık vb.nin yanına katılan, ince doğranmış ve tuzla öldürülmüş maydanozlu soğan
-
Bir çıkar sağlamak düşüncesiyle söylenen övücü söz
- "Benim bu piyazlara karnım tok."
-
[isim]
Haşlanmış kuru fasulyenin üzerine ince doğranmış, tuzla ovulmuş soğan ve maydanoz katıldıktan sonra zeytinyağı, sirke dökülerek yapılan fasulye salatası
- AYNAZ
-
-
[isim]
Bataklık
-
[isim]
Bataklık
- EMRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hastalıklar
-
[isim]
Hastalıklar
- GARAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hedef, amaç, maksat
- "Bana garaz bağladığını seziyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Birine karşı güdülen kötülük etme isteği, kin
- "Bağnaz, şu yahut bu düşünceye değil, düşünen kişiye, düşünmeye garazdır." (Nurullah ataç)
-
[isim]
Hedef, amaç, maksat
- PALAZ
-
-
[isim]
Kaz, ördek, güvercin vb. bazı kuş yavrularının civcivlikten sonraki durumu
-
[isim]
Kaz, ördek, güvercin vb. bazı kuş yavrularının civcivlikten sonraki durumu