Başında ar olan 4 harfli 21 kelime var. Ar ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ar olan kelimeler listesine ya da sonu ar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ar bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AR, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ARSA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üzerine yapı yapılmak için ayrılmış yer

ARAF
...
ARAP

  1. [isim] Fotoğrafın negatifi

ARPA

  1. [isim] Buğdaygillerden bir bitki (Hordeum vulgare)
    • "Tartışmadan beklenen olumlu ve yapıcı sonuca varmak söz konusu olunca orada bir arpa boyu yol alamıyoruz." (Haldun Taner)
  2. Bu bitkinin ekmek ve bira yapımında kullanılan, hayvanlara yem olarak verilen taneleri

ARIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sonradan ortaya çıkan
    • "Sana son zamanlarda bir dalgınlık arız oldu, farkında mısın, bilmem." (Atilla İlhan)
  2. Bulaşmış, musallat olmuş
    • "Zengin çocuklarına arız münasebetsizlikler, fakir çocuklarına mahsus fenalıklardan aşağı kalmıyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Zaten aylardan beri yüreğine dertler, endişeler içinde garip bir baygınlık arız oluyor, yüreğinde bir erime, bir tükenme hâli seziyordu." (Refik Halit Karay)

ARAÇ

  1. [isim] Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta, gücünden yararlanılan nesne
  2. Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta
    • "Dil, anlaşmayı sağlayan bir araçtır."
  3. Taşıt
    • "Taşıt araçlarına hiç binmez, yaz kış asker postalları ile kilometrelerce yolu yaya yürürdü." (Haldun Taner)

ARİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok anlayışlı ve sezgili (kimse), varışlı
    • "Anadolu'da arif derler, bir halk yetişmişi vardır." (Falih Rıfkı Atay)

ARIK

  1. [isim] Ark
    • "Beş gün belinin, kollarının ağrısını duymadan Binnaz'ın önü sıra arık çekti." (Necati Cumalı)
  2. Fide veya fidan dikilen yer

ARMA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin sembolü olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun
  2. Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı

ARAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ter
  2. Pirinç ve şeker kamışından elde edilen bir tür rakı

ARUZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hecelerin uzunluk ve kısalık, kapalılık veya açıklık değerlerine göre türlü ses kalıplarından oluşan divan edebiyatı nazım ölçüsü

ARZU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İstek, dilek
    • "Kendi arzumla Anadolu'ya gitmek kararını verdim." (Refik Halit Karay)
    • "Koşmak, raksetmek, tehlikeli jimnastik hünerleri icra etmek arzuları duyuyordum." (Ömer Seyfettin)
    • "Arzum kaldı toprağında taşında." (Halk türküsü)
    • "Düşündüğüm, arzu ettiğim gibi saf bulduğum bu adama hürmet ederdim." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Heves
    • "İçimde nice zamandan kalma bir arzu var." (Atilla İlhan)

ARYA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça

ARGO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kullanılan ortak dilden ayrı olarak aynı meslek veya topluluktaki insanların kullandığı özel dil veya söz dağarcığı, jargon
  2. Her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken çoklukla eğitimsiz kişilerin kullanıldığı söz veya deyim
  3. Serserilerin, külhanbeylerinin kullandığı söz veya deyim

ARLI

  1. [sıfat] Namuslu, utangaç, sıkılgan
    • "Ağaların yiğittir, arlıdır, oğul!" (Tarık Buğra)

ARAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlinek
  2. Bulgu
    • "Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti." (Reşat Nuri Güntekin)

ARKA

  1. [isim] Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı
    • "Evin arkasında bahçe var."
    • "Annesi arka çıktı da çocuğu dayaktan kurtardı."
    • "Kaçakçılığın arkası alındı."
    • "Birini arkasından övmek."
  2. Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi
    • "Çocuğun arkası ağrıyormuş."
    • "Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "İstanbul'da ne kadar şair, hikâyeci varsa hepsinin arkasına düşüyor, hepsiyle tanışıyordu." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  3. Geri kalan bölüm, kısım
    • "Masalın arkası. Yazının arkası."
  4. Art, peş
  5. Otururken sırtın dayandığı yer
    • "Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu." (Tarık Buğra)
  6. İnsanın vücudu, bedeni
    • "Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı." (Refik Halit Karay)
  7. [sıfat] Arkada olan, arkada bulunan
  8. Kayırıcı
    • "Memur olmak için büyük bir arka gerek." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  9. Geçmiş, geride kalmış zaman
    • "Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti." (Yahya Kemal Beyatlı)

ARIŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü

ARDA

  1. [isim] İşaret olarak yere dikilen çubuk
  2. Maden üzerine kazıma yapmak ve çıkrıkta çevrilen şeyleri yontmak için kullanılan çelik kalem
  3. Ardıl

ARTI

  1. [isim] Toplama işleminde + işaretinin adı, zait
  2. [sıfat] Sıfırdan büyük, önünde artı işareti bulunan (sayı), eksi karşıtı, pozitif
  3. Fazlalık
    • "Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza." (Nezihe Meriç)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü