Sonunda aman olan 25 kelime var. AMAN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde aman olan kelimeler listesine ya da başında aman olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
BAŞKAHRAMAN, MÜRURUZAMAN
KOSKOCAMAN, MORKARAMAN, MUNTAZAMAN
AKKARAMAN, KAMERAMAN
ADIYAMAN, KAHRAMAN
DALAMAN, FİLAMAN, KARAMAN, KOCAMAN, KODAMAN, TORAMAN
ATAMAN, BİAMAN, ELAMAN, FLAMAN
KAMAN, SAMAN, ŞAMAN, YAMAN, ZAMAN
AMAN
A A M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
AMAN, ANAM, ANMA, MANA
3 Harfli Kelimeler
AMA, ANA, NAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AN, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAŞKAHRAMAN
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Bir eserde başrolü oynayan kişi, başkişi
-
[isim]
Bir eserde başrolü oynayan kişi, başkişi
- MÜRURUZAMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Süre aşımı
-
[isim]
Süre aşımı
- KOSKOCAMAN
-
-
[sıfat]
Çok büyük, çok iri, muazzam
- "O sıralarda insana hayret verecek kadar koskocaman ve sapsarı bir ay fırladı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Geniş, büyük, kalabalık
- "Size bu koskocaman şehirde yalnız, yapayalnız olduğunu söyler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çok büyük, çok iri, muazzam
- MUNTAZAMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Düzenli olarak
- "Bu garip ve yorucu vazifeyi, derslerini ve müzakerelerini yaptığı gibi muntazaman başardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Düzenli olarak
- MORKARAMAN
-
-
[isim]
Kızıldan mora kadar değişen renklerde, göz, ağız, burun etrafı daha açık, baş ve ayaklar vücuduna göre daha koyu renkte, kaba karışık yapağılı Doğu Anadolu bölgesi ile kuzeydoğu illerimizde yetiştirilen bir tür koyun
-
[isim]
Kızıldan mora kadar değişen renklerde, göz, ağız, burun etrafı daha açık, baş ve ayaklar vücuduna göre daha koyu renkte, kaba karışık yapağılı Doğu Anadolu bölgesi ile kuzeydoğu illerimizde yetiştirilen bir tür koyun
- KAMERAMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Alıcı yönetmeni
-
[isim]
Alıcı yönetmeni
- AKKARAMAN
-
-
[isim]
Vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve ayaklarda siyah lekeler bulunabilen, kaba karışık yapağılı, Orta ve Doğu Anadolu'nun batı kesimlerinde yaygın olarak yetiştirilen yerli bir tür koyun
-
[isim]
Vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve ayaklarda siyah lekeler bulunabilen, kaba karışık yapağılı, Orta ve Doğu Anadolu'nun batı kesimlerinde yaygın olarak yetiştirilen yerli bir tür koyun
- KAHRAMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Savaşta veya tehlikeli bir durumda yararlık gösteren (kimse), alp, yiğit
- "Hareketlerini kahramanların edalarıyla asaletleştiriyor." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Bir olayda önemli yeri olan kimse
- "Son golün kahramanının yüzü, öpülmekten tükürük içinde kalmıştı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Roman, hikâye, tiyatro vb. edebiyat türlerinde en önemli kişi
- "Piyesin kahramanı azgın bir herif, boyuna baldızına saldırıyor." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Savaşta veya tehlikeli bir durumda yararlık gösteren (kimse), alp, yiğit
- ADIYAMAN
- ...
- KARAMAN
-
-
[isim]
Orta Anadolu'da yetiştirilen, kuyruğu iri ve yağlı bir tür koyun
-
[isim]
Orta Anadolu'da yetiştirilen, kuyruğu iri ve yağlı bir tür koyun
- KOCAMAN
-
-
[sıfat]
Çok iri, büyük, koca
- "Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yaşça büyük olan
-
[sıfat]
Çok iri, büyük, koca
- TORAMAN
-
-
[sıfat]
İri yapılı (genç)
-
[sıfat]
İri yapılı (genç)
- FİLAMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Elektrik ampullerinden akım geçtiğinde akkor duruma gelen ince iletken tel
-
[isim]
Elektrik ampullerinden akım geçtiğinde akkor duruma gelen ince iletken tel
- DALAMAN
- ...
- KODAMAN
-
-
İleri gelen, para veya makam sahibi kimse
-
İleri gelen, para veya makam sahibi kimse
- FLAMAN
- ...
- ELAMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
Bezginlik ve sızlanma anlatan bir söz
- "Dostlardan, yemişlerden, Hıristaki Pasajının güllerinden, zambaklarından elaman!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[ünlem]
Bezginlik ve sızlanma anlatan bir söz
- ATAMAN
-
-
[isim]
Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan
-
[isim]
Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan
- BİAMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Hoşgörüsüz, amansız, gaddar, zalim
- "Seciyeli bir adamdı, vefakâr kalmıştı, satılanların biaman bir düşmanı idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Hoşgörüsüz, amansız, gaddar, zalim
- ZAMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
- "Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." (Ömer Seyfettin)
- "Nihayet yalnız kaldığım bir zamanı avlayarak yanıma yaklaşıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
- "Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir." (Atilla İlhan)
-
Belirlenmiş olan an
-
Çağ, mevsim
- "Gül zamanı. Çocukluk zamanı."
-
Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit
-
Dönem, devir
- "Eski müdür zamanında hayli şımarmış olan bu miskin ve ukala herifi sepetledi." (Haldun Taner)
-
Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
- "Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu." (Haldun Taner)
-
Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
-
Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı
- "Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir."
-
Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri
-
[isim]
Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit