Sonunda aman olan 25 kelime var. AMAN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde aman olan kelimeler listesine ya da başında aman olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

11 Harfli Kelimeler

BAŞKAHRAMAN, MÜRURUZAMAN

10 Harfli Kelimeler

KOSKOCAMAN, MORKARAMAN, MUNTAZAMAN

9 Harfli Kelimeler

AKKARAMAN, KAMERAMAN

8 Harfli Kelimeler

ADIYAMAN, KAHRAMAN

7 Harfli Kelimeler

DALAMAN, FİLAMAN, KARAMAN, KOCAMAN, KODAMAN, TORAMAN

6 Harfli Kelimeler

ATAMAN, BİAMAN, ELAMAN, FLAMAN



5 Harfli Kelimeler

KAMAN, SAMAN, ŞAMAN, YAMAN, ZAMAN

4 Harfli Kelimeler

AMAN


Kelime bulma makinesi

A A M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

AMAN, ANAM, ANMA, MANA

3 Harfli Kelimeler

AMA, ANA, NAM

2 Harfli Kelimeler

AM, AN, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BAŞKAHRAMAN

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Bir eserde başrolü oynayan kişi, başkişi

MÜRURUZAMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Süre aşımı

KOSKOCAMAN

  1. [sıfat] Çok büyük, çok iri, muazzam
    • "O sıralarda insana hayret verecek kadar koskocaman ve sapsarı bir ay fırladı." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Geniş, büyük, kalabalık
    • "Size bu koskocaman şehirde yalnız, yapayalnız olduğunu söyler." (Sait Faik Abasıyanık)

MUNTAZAMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Düzenli olarak
    • "Bu garip ve yorucu vazifeyi, derslerini ve müzakerelerini yaptığı gibi muntazaman başardı." (Sait Faik Abasıyanık)

MORKARAMAN

  1. [isim] Kızıldan mora kadar değişen renklerde, göz, ağız, burun etrafı daha açık, baş ve ayaklar vücuduna göre daha koyu renkte, kaba karışık yapağılı Doğu Anadolu bölgesi ile kuzeydoğu illerimizde yetiştirilen bir tür koyun

KAMERAMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Alıcı yönetmeni

AKKARAMAN

  1. [isim] Vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve ayaklarda siyah lekeler bulunabilen, kaba karışık yapağılı, Orta ve Doğu Anadolu'nun batı kesimlerinde yaygın olarak yetiştirilen yerli bir tür koyun

KAHRAMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Savaşta veya tehlikeli bir durumda yararlık gösteren (kimse), alp, yiğit
    • "Hareketlerini kahramanların edalarıyla asaletleştiriyor." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. [isim] Bir olayda önemli yeri olan kimse
    • "Son golün kahramanının yüzü, öpülmekten tükürük içinde kalmıştı." (Haldun Taner)
  3. [isim] Roman, hikâye, tiyatro vb. edebiyat türlerinde en önemli kişi
    • "Piyesin kahramanı azgın bir herif, boyuna baldızına saldırıyor." (Çetin Altan)

ADIYAMAN
...
KARAMAN

  1. [isim] Orta Anadolu'da yetiştirilen, kuyruğu iri ve yağlı bir tür koyun

KOCAMAN

  1. [sıfat] Çok iri, büyük, koca
    • "Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Yaşça büyük olan

TORAMAN

  1. [sıfat] İri yapılı (genç)

FİLAMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik ampullerinden akım geçtiğinde akkor duruma gelen ince iletken tel

DALAMAN
...
KODAMAN

  1. İleri gelen, para veya makam sahibi kimse

FLAMAN
...
ELAMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [ünlem] Bezginlik ve sızlanma anlatan bir söz
    • "Dostlardan, yemişlerden, Hıristaki Pasajının güllerinden, zambaklarından elaman!" (Sait Faik Abasıyanık)

ATAMAN

  1. [isim] Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan

BİAMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Hoşgörüsüz, amansız, gaddar, zalim
    • "Seciyeli bir adamdı, vefakâr kalmıştı, satılanların biaman bir düşmanı idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ZAMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
    • "Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." (Ömer Seyfettin)
    • "Nihayet yalnız kaldığım bir zamanı avlayarak yanıma yaklaşıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
    • "Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir." (Atilla İlhan)
  3. Belirlenmiş olan an
  4. Çağ, mevsim
    • "Gül zamanı. Çocukluk zamanı."
  5. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit
  6. Dönem, devir
    • "Eski müdür zamanında hayli şımarmış olan bu miskin ve ukala herifi sepetledi." (Haldun Taner)
  7. Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
    • "Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu." (Haldun Taner)
  8. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
  9. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı
    • "Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir."
  10. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü