Sonunda ah olan 5 harfli 30 kelime var. AH ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ah olan kelimeler listesine ya da başında ah olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AH, HA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FERAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bol, geniş
    • "Ferah bir ev."
  2. Havadar, aydınlık, iç açıcı (yer)
    • "Bu kahvenin ferah ve sevimli bir taraçası vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

FELAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kurtuluş, selamet, onma
    • "Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felah." (Mehmet Akif Ersoy)
    • "Kadın delifişeğin biri ise yine felah bulamazsın." (Refik Halit Karay)

İŞTAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yemek yeme isteği
    • "Derken, yavaş yavaş benim de iştahım kabarmaya başladı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Cinsel istek veya arzu

ERVAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ruhlar
    • "Tozlar altında kalan divanı / Artık ervah okuyup ezberler." (Arif Nihat Asya)

ITRAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dışarı çıkarma, dışarı atma

MÜBAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Dinî bakımdan yapılmasında sakınca olmayan, yapılması günah veya sevap olmayan
    • "Kendine mübah gördüğünü bana yasak ederek beni susturmak mı istiyordun?" (Peyami Safa)
  2. Yapılmasında sakınca görülmeyen

KÜLAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçine bazı şeyler koymak için huni biçiminde bükülmüş kâğıt kap
    • "Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak, göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Önüme gelene külah takacaktım. Külah takacağım kimseler de mutlaka benim gibi olanlardı." (Halikarnas Balıkçısı)
    • "Anlat sen benim külahıma! Ah, ben hükûmette olsam size gık dedirtmem!" (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Bu kabın alabileceği miktarda olan
    • "Meydanda bekleyen mektep çocuklarına birer külah şeker dağıtıldı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Oyun, hile
  4. esk. Erkeklerin giydiği genellikle keçeden, ucu sivri veya yüksek başlık
    • "Bunun sırtında öbürleri gibi bir uzun cübbe, başında bir uzun külah vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ALLAH

  1. [isim] Herhangi bir işte başarılı olmuş, en üst dereceye ulaşmış kimse
    • "Amerika'da kaçakçılığın allahları vardır." (Tarık Buğra)

SEGAH
...
İLKAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dölleme
  2. Döllenme
  3. Aşılama

ISLAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düzeltme, iyileştirme
    • "Cezaevlerinin ıslahı."
    • "Sanat yalnız insanları ıslah etmeye yarar bir vasıtadır." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Bir hayvan veya bitki türünden daha iyi verim alabilmek amacıyla yapılan işlem
    • "Tohum ıslah istasyonu."

REFAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bolluk, varlık ve rahatlık içinde yaşama, gönenç
    • "Sağlığında borç içinde olmakla beraber müthiş bir refah havası içinde yüzen aile beş parasız kalıyor." (Sait Faik Abasıyanık)

GÜNAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal
    • "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
    • "Seni göreyim söyleyeyim dedim de günah benden gitsin!" (Necati Cumalı)
    • "Bedia'yı terk edersem büyük bir günah işlemiş olacağım." (Peyami Safa)
    • "Bu mala bu kadar para vermek günah olur."
  2. Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık
    • "Bu adama bu kadar eziyet etmek günahtır."
  3. Sorumluluk, vebal
    • "Ben söyleyeyim de günah benden gitsin."
  4. Kabahat, hafif suç
    • "Bütün kusurları, günahları, kibar, asil bir güzellik şeklinde görülür." (Mahmut Yesari)

İFLAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kötü, güç bir durumdan kurtulma, iyi bir duruma gelme, onma
    • "Senin iflah olacağın yok."
    • "Dal çürük çıktı mı otuz metreden düşen iflah olmuyor artık." (Haldun Taner)
    • "Benim dört çeşit insan karşısında iflahım kesilir." (Haldun Taner)

SEMAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alevi ve Bektaşi topluluklarında yaygın olan ve müzik eşliğinde uygulanan tören nitelikli oyun

ESSAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Doğru, gerçek

SİLAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç
    • "Üç serseri birbirleriyle silah silaha girmişler." (Refik Halit Karay)
  2. Savunmak veya saldırmak için kullanılan nesne, etken araç
  3. Bir konuda etkili her şey
    • "Bir maddi menfaate dayanmayan meselelerde rica ve niyaz en kuvvetli bir silahtır." (Reşat Nuri Güntekin)

CENAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuş kanadı
  2. Kol, pazı
  3. Yan, taraf
  4. Kanat
    • "Ben takımımla beraber taburun sağ cenahını himaye için tepelere çıktım." (Ömer Seyfettin)

İKRAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tiksinme, iğrenme

SİYAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kara (II), beyaz karşıtı
    • "İri siyah gözlerini kalın kaşlarıyla beraber kaldırdı." (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Siyah ekmek."
  3. Baskıda başka harflerden daha kalın görünen harf türü

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü