Sonunda z olan 5 harfli 204 kelime var. Z harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da başında z harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CILIZ
-
-
[sıfat]
Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
- "Hanın sahibi cılız bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güçsüz, sönük (ışık)
-
Basit, değersiz, önemsiz
- "Mimaride cılız eserler vücuda geliyordu." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
- TOPUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ucu top biçiminde eski bir silah
-
Top biçiminde toplanmış saç
- "Saçlar, sımsıkı taranmış, fırçalanmış, ensesinde bir topuz yapılmıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şeyin elle tutulabilen çıkıntısı
- "Kapıya doğru yürüdü. Evvela anahtarı, sonra topuzu çevirdi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ucu top biçiminde eski bir silah
- PİYAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Haşlanmış kuru fasulyenin üzerine ince doğranmış, tuzla ovulmuş soğan ve maydanoz katıldıktan sonra zeytinyağı, sirke dökülerek yapılan fasulye salatası
-
Kebap, ızgara köfte, balık vb.nin yanına katılan, ince doğranmış ve tuzla öldürülmüş maydanozlu soğan
-
Bir çıkar sağlamak düşüncesiyle söylenen övücü söz
- "Benim bu piyazlara karnım tok."
-
[isim]
Haşlanmış kuru fasulyenin üzerine ince doğranmış, tuzla ovulmuş soğan ve maydanoz katıldıktan sonra zeytinyağı, sirke dökülerek yapılan fasulye salatası
- İHRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kazanma, elde etme, erişme
- "Ölenler şehitlik mertebesini ihraz eyler." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Kazanma, elde etme, erişme
- RUMUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sembol, simge, remiz
-
Gizli anlamları olan işaretler ve sözler
- "Ne vurdumduymaz misafirdi bunlar... Ne surattan anlıyorlardı ne rumuzdan ne kinayeden..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Sembol, simge, remiz
- DOMUZ
-
-
[isim]
Çift parmaklılardan, eti ve yağı için beslenen evcil hayvan (Susacrofa domestica)
- "Şişmanlıyorum, neden yine bir domuz gibi tıkındım?" (Atilla İlhan)
-
Hain, aksi, ters, inatçı kimse
- "Domuzun malı için can tüketmeye mi geldik dünyaya?" (Refik Halit Karay)
- "Domuz gibi bilir ama söylemez!"
-
[isim]
Çift parmaklılardan, eti ve yağı için beslenen evcil hayvan (Susacrofa domestica)
- KAZAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ham ipeği iplik ve ibrişim durumuna getiren kimse
-
[isim]
Ham ipeği iplik ve ibrişim durumuna getiren kimse
- SUSUZ
-
-
[sıfat]
Suyu olmayan, suyu bulunmayan
- "Bir kadeh rakıyı susuz ve bir hamlede içti." (Peyami Safa)
-
Suyu çok az olan
- "Susuz portakal."
-
Yağmursuz, kurak geçen
- "Susuz bir yaz."
-
Susamış olan
- "Koca bir tarihin tutuştuğu çöllerde susuz yanan insanların çatlak dudaklarında temaşa ediyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
[zarf]
Su olmadan
- "Susuz bırakmak."
-
[sıfat]
Suyu olmayan, suyu bulunmayan
- NİYAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yalvarma, yakarma
- "Şeyh, sonu gelmez bir ibadet ve niyaz hâlinde, gözleri kapalı, okuyor, üflüyordu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yalvarma, yakarma
- MATİZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
İki halatı ek yeri kalınlaşmayacak biçimde birbirine ekleme işi
-
[isim]
İki halatı ek yeri kalınlaşmayacak biçimde birbirine ekleme işi
- AYNAZ
-
-
[isim]
Bataklık
-
[isim]
Bataklık
- AYSIZ
-
-
[sıfat]
Ay ışığı olmayan (gökyüzü, gece)
- "Aysız, bol yıldızlı, çekirge ötüşleriyle dolu bir geceydi." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Ay ışığı olmayan (gökyüzü, gece)
- İKRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Borç veya ödünç verme
-
[isim]
Borç veya ödünç verme
- KABIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dışkının katılığı yüzünden büyük abdest bozamama veya güçlükle bozma durumu, peklik, kabızlık, ishal karşıtı
-
Azrail tarafından ruh teslim alınma, ölme
-
Alma
-
Kavrama, el ile tutma
-
[isim]
Dışkının katılığı yüzünden büyük abdest bozamama veya güçlükle bozma durumu, peklik, kabızlık, ishal karşıtı
- PAÇOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kefal türünden bir balık (Mugil cephalus)
-
Fahişe
- "Onların aftosuna hanımefendi derler, bizim paçozumuzun adı ya alüftedir ya şıllık." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Kefal türünden bir balık (Mugil cephalus)
- BENİZ
-
-
[isim]
Yüz
- "Benzi limon gibi sararmaya, gözleri ateş gibi parlamaya başladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Necdet'in benzi atıyor, kesik kesik soluyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "O böyle söylerken yanında bulunanların benzi sararırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Benzi uçtu, dudaklarındaki gülümseme soldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yüz rengi
-
[isim]
Yüz
- ÇEPEZ
-
-
[isim]
Bozuk ipek kozası
-
[isim]
Bozuk ipek kozası
- İŞSİZ
-
-
[sıfat]
İşi olmayan
- "Ben kendimi faydalı bir adam farz ettiğim hâlde, sen kendini niçin işsiz ve tufeyli sayıyorsun?" (Kemal Tahir)
-
[sıfat]
İşi olmayan
- MİTOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Karyokinez
-
[isim]
Karyokinez
- VADUZ
- ...