Başında y olan 6 harfli 203 kelime var. Y harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde y harfi olan kelimeler listesine ya da sonu y harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında y bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YASAMA

  1. [isim] Yasa koyma, yasa yapma, teşri
  2. Genel, soyut, objektif ve sürekli nitelikte kurallar koyma

YUKARI

  1. [isim] Bir şeyin üst bölümü, fevk, aşağı karşıtı
  2. Yetkili kimse
    • "Emir yukarıdan, çaresiz kaldık."
  3. [sıfat] Benzerleri arasında üstte bulunan
    • "Yukarı kat."
  4. [sıfat] Aşama, sınıf, makam bakımından ileride olan
    • "O bizden yukarı sınıftandı."
  5. [zarf] Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya
    • "Yukarı, kocasının odasına çıktı." (Memduh Şevket Esendal)

YAĞLIK

  1. [isim] Büyük mendil, çevre
    • "Osmanlı kadınlığının göz nurunu, el emeğini, üstün zevkini yüzyıllardan beri yiğitçe taşımış, işlemeli, yağlıklar, dantelalar, oyalar..." (Kemal Tahir)

YANGIN

  1. [isim] Zarara yol açan büyük ateş
    • "Yangın yaklaştığı için yaverleri ve dostları telaşta idi." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Bey, bana teselli verecek yerde sen de yangına körükle gidiyorsun." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Hastalıkta ateş
  3. Coşkunluk
  4. [sıfat] Tutkun, düşkün, âşık
    • "Haydi ben kumar yangınıyım fakat senin vaziyetin benimkinden daha vahim." (Mahmut Yesari)

YAKALI

  1. [sıfat] Herhangi bir biçimde yakası olan
    • "Damat orta yaşlı bir zat olup kadife yakalı lacivert bir palto giymişti." (Haldun Taner)

YOKSUZ

  1. [sıfat] Yoksul
  2. Yok olmuş, yok olan, bulunmayan

YALINÇ

  1. [sıfat] Birleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan
  2. Karışık olmayan, basit

YALOVA
...
YELPİK

  1. [isim] Nefes darlığı

YERÖTE

  1. [isim] Yer çevresinde dolanan bir uydunun yörüngesi üzerinde yere en uzak nokta, evç

YORGUN

  1. [sıfat] Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan
    • "Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş." (Bekir Sıtkı Erdoğan)
    • "Ben de uykusuzluktan yorgun düşmek üzereyim, yatacağım." (Refik Halit Karay)

YAMAMA

  1. [isim] Yamamak işi
    • "Bir banka memurundan boşattığı kızını bana yamamayı kafasına koymuştur." (Reşat Nuri Güntekin)

YANLIŞ

  1. [isim] Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata
    • "Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım." (Nazlı Eray)
  2. [sıfat] Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymayan, aykırı olan, hatalı
    • "Yanlış ve mantıksız hareketim bu suretle cezalanmalı." (Aka Gündüz)
  3. [zarf] Hatalı bir biçimde
    • "Evime gitmek için, yanlış söyledim, gitmemek için vapurun kaçmasını bekliyordum." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. [sıfat] Biçimsel düşünme yasalarına uymayan, düşünülen şeyle uyuşmayan

YIKMAK

  1. [-i] Kurulu bir şeyi parçalayarak dağıtmak, bozmak, tahrip etmek
    • "Yangın yarım saatin içinde her yeri sardı, uğruna gelen ne varsa yaktı, yıktı." (Memduh Şevket Esendal)
  2. İnsan, hayvan veya ağaç devirmek
  3. Bir yana eğmek
  4. [-i] Birine yüklemek
    • "Suçu bana yıktı."
  5. Yük indirmek
  6. (-i, -e) mec. Herhangi bir suç, iş vb.ni birine yüklemek
  7. Yıkımına yol açmak, mahvına sebep olmak
    • "Bu acı onu yıkar."

YAĞSIZ

  1. [sıfat] Yağı olmayan
  2. Yağı az
  3. İçine yağ konulmamış, yağ ile yapılmamış
  4. İnce, zayıf

YERDEŞ
...
YAKMAÇ

  1. [isim] Sıvı yakıtı kolayca yanabilecek taneciklere ayırarak püskürten araç, brülör

YASMAK

  1. [-i] Yayın kirişini gevşetmek
    • "Felek benim kurulu yayım yastı / Her köşebaşında yolumu kesti." (Pir Sultan Abdal)
  2. Düz duruma getirmek

YAZMAN

  1. [isim] Özel veya kamu kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli, kâtip, sekreter
  2. Özel veya kamu kuruluşlarında yazışmalardan sorumlu kimse, sekreter

YEKTEN

  1. [zarf] Birden, birdenbire
    • "Sabunlu elleriyle kapıyı açıp da kâhya kadın, selam sabahtan evvel, yekten ona, Rabia'yı niçin öğleden sonra dersten alıkoyduğunu sorunca şaşırdı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Durup dururken

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü