Başında y olan 6 harfli 203 kelime var. Y harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde y harfi olan kelimeler listesine ya da sonu y harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında y bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YASAMA
-
-
[isim]
Yasa koyma, yasa yapma, teşri
-
Genel, soyut, objektif ve sürekli nitelikte kurallar koyma
-
[isim]
Yasa koyma, yasa yapma, teşri
- YUKARI
-
-
[isim]
Bir şeyin üst bölümü, fevk, aşağı karşıtı
-
Yetkili kimse
- "Emir yukarıdan, çaresiz kaldık."
-
[sıfat]
Benzerleri arasında üstte bulunan
- "Yukarı kat."
-
[sıfat]
Aşama, sınıf, makam bakımından ileride olan
- "O bizden yukarı sınıftandı."
-
[zarf]
Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya
- "Yukarı, kocasının odasına çıktı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bir şeyin üst bölümü, fevk, aşağı karşıtı
- YAĞLIK
-
-
[isim]
Büyük mendil, çevre
- "Osmanlı kadınlığının göz nurunu, el emeğini, üstün zevkini yüzyıllardan beri yiğitçe taşımış, işlemeli, yağlıklar, dantelalar, oyalar..." (Kemal Tahir)
-
[isim]
Büyük mendil, çevre
- YANGIN
-
-
[isim]
Zarara yol açan büyük ateş
- "Yangın yaklaştığı için yaverleri ve dostları telaşta idi." (Falih Rıfkı Atay)
- "Bey, bana teselli verecek yerde sen de yangına körükle gidiyorsun." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Hastalıkta ateş
-
Coşkunluk
-
[sıfat]
Tutkun, düşkün, âşık
- "Haydi ben kumar yangınıyım fakat senin vaziyetin benimkinden daha vahim." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Zarara yol açan büyük ateş
- YAKALI
-
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde yakası olan
- "Damat orta yaşlı bir zat olup kadife yakalı lacivert bir palto giymişti." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde yakası olan
- YOKSUZ
-
-
[sıfat]
Yoksul
-
Yok olmuş, yok olan, bulunmayan
-
[sıfat]
Yoksul
- YALINÇ
-
-
[sıfat]
Birleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan
-
Karışık olmayan, basit
-
[sıfat]
Birleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan
- YALOVA
- ...
- YELPİK
-
-
[isim]
Nefes darlığı
-
[isim]
Nefes darlığı
- YERÖTE
-
-
[isim]
Yer çevresinde dolanan bir uydunun yörüngesi üzerinde yere en uzak nokta, evç
-
[isim]
Yer çevresinde dolanan bir uydunun yörüngesi üzerinde yere en uzak nokta, evç
- YORGUN
-
-
[sıfat]
Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan
- "Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş." (Bekir Sıtkı Erdoğan)
- "Ben de uykusuzluktan yorgun düşmek üzereyim, yatacağım." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan
- YAMAMA
-
-
[isim]
Yamamak işi
- "Bir banka memurundan boşattığı kızını bana yamamayı kafasına koymuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yamamak işi
- YANLIŞ
-
-
[isim]
Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata
- "Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım." (Nazlı Eray)
-
[sıfat]
Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymayan, aykırı olan, hatalı
- "Yanlış ve mantıksız hareketim bu suretle cezalanmalı." (Aka Gündüz)
-
[zarf]
Hatalı bir biçimde
- "Evime gitmek için, yanlış söyledim, gitmemek için vapurun kaçmasını bekliyordum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Biçimsel düşünme yasalarına uymayan, düşünülen şeyle uyuşmayan
-
[isim]
Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata
- YIKMAK
-
-
[-i]
Kurulu bir şeyi parçalayarak dağıtmak, bozmak, tahrip etmek
- "Yangın yarım saatin içinde her yeri sardı, uğruna gelen ne varsa yaktı, yıktı." (Memduh Şevket Esendal)
-
İnsan, hayvan veya ağaç devirmek
-
Bir yana eğmek
-
[-i]
Birine yüklemek
- "Suçu bana yıktı."
-
Yük indirmek
-
(-i, -e) mec. Herhangi bir suç, iş vb.ni birine yüklemek
-
Yıkımına yol açmak, mahvına sebep olmak
- "Bu acı onu yıkar."
-
[-i]
Kurulu bir şeyi parçalayarak dağıtmak, bozmak, tahrip etmek
- YAĞSIZ
-
-
[sıfat]
Yağı olmayan
-
Yağı az
-
İçine yağ konulmamış, yağ ile yapılmamış
-
İnce, zayıf
-
[sıfat]
Yağı olmayan
- YERDEŞ
- ...
- YAKMAÇ
-
-
[isim]
Sıvı yakıtı kolayca yanabilecek taneciklere ayırarak püskürten araç, brülör
-
[isim]
Sıvı yakıtı kolayca yanabilecek taneciklere ayırarak püskürten araç, brülör
- YASMAK
-
-
[-i]
Yayın kirişini gevşetmek
- "Felek benim kurulu yayım yastı / Her köşebaşında yolumu kesti." (Pir Sultan Abdal)
-
Düz duruma getirmek
-
[-i]
Yayın kirişini gevşetmek
- YAZMAN
-
-
[isim]
Özel veya kamu kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli, kâtip, sekreter
-
Özel veya kamu kuruluşlarında yazışmalardan sorumlu kimse, sekreter
-
[isim]
Özel veya kamu kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli, kâtip, sekreter
- YEKTEN
-
-
[zarf]
Birden, birdenbire
- "Sabunlu elleriyle kapıyı açıp da kâhya kadın, selam sabahtan evvel, yekten ona, Rabia'yı niçin öğleden sonra dersten alıkoyduğunu sorunca şaşırdı." (Halide Edip Adıvar)
-
Durup dururken
-
[zarf]
Birden, birdenbire