Başında y olan 5 harfli 241 kelime var. Y harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde y harfi olan kelimeler listesine ya da sonu y harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında y bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YARKA
-
Kelime Kökeni : Bulgarca
-
[isim]
Büyük piliç
-
[isim]
Büyük piliç
- YATSI
-
-
[isim]
Güneşin batmasından bir buçuk, iki saat sonraki vakit
- "Babam yalnız ilk geceki fener alayına katıldı, yatsıdan az sonra eve döndü." (Necati Cumalı)
-
Yatsı ezanı
- "Gece olmuş, yatsılar okunmuş, daha damat bey gelmemişti." (Sermet Muhtar Alus)
-
Yatsı namazı
-
[isim]
Güneşin batmasından bir buçuk, iki saat sonraki vakit
- YUVAK
-
-
[isim]
Yuvgu
-
[isim]
Yuvgu
- YILAN
-
-
[isim]
Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen
- "Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan."
-
[sıfat]
Sinsi ve hain
- "Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen
- YALPA
-
-
[isim]
Rüzgâr veya dalgaların etkisiyle geminin bir sancağa, bir iskeleye yatıp kalkması
-
İki yana sallanarak, eğilerek yürüme
- "İkisi de yalpada; kol kola tutunmasalar yere yıkılacaklar." (Sermet Muhtar Alus)
- "Kendisi siyah astragan kürkünün içinde sağa sola hafif bir yalpa vuruyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Rüzgâr veya dalgaların etkisiyle geminin bir sancağa, bir iskeleye yatıp kalkması
- YOLMA
-
-
[isim]
Yolmak işi
-
Sapı orakla biçilmeyecek kadar kısa kalmış ekin
-
[isim]
Yolmak işi
- YAYLA
-
-
[isim]
Akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası, plato
- "Geceleri yaylalar ayaz olur, adamı üşütür." (Memduh Şevket Esendal)
-
Dağlık, yüksek bölgelerde, kışın hayat şartları güç olduğu için boş bırakılan, yazın havası iyi ve serin olan, hayvan otlatma veya dinlenme yeri
-
[isim]
Akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası, plato
- YEĞİN
-
-
[sıfat]
Zorlu, katı, şiddetli
-
Baskın, üstün, iyi
-
[sıfat]
Zorlu, katı, şiddetli
- YEKUN
- ...
- YEZİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nefret edilen kimseler için kullanılan bir söz
- "Kolay canı çıkar mı o yezidin?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Hilekâr, sahtekâr
-
[isim]
Nefret edilen kimseler için kullanılan bir söz
- YATIK
-
-
[sıfat]
Dik olmayan, eğik, yatırılmış bir durumda olan
-
Zamanla dayanıklılığını yitirmiş
- "Yatık kumaş."
-
Çevrilmiş, devrik
- "Yatık yaka."
-
[isim]
Yayvan su kabı
-
[sıfat]
Dik olmayan, eğik, yatırılmış bir durumda olan
- YEMEK
-
-
[isim]
Yemek yeme, karın doyurma işi
- "Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni." (Necati Cumalı)
- "Yemek yerken içtiğim iki şişe su, bir ter seli hâlinde ensemden boynuma doğru akıyordu." (Erhan Bener)
-
Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam
-
Günün belli saatlerinde yenilen besin
- "Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez." (Haldun Taner)
-
Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
- "Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Yemek yeme, karın doyurma işi
- YAHŞİ
-
-
[sıfat]
İyi, güzel, çok güzel
-
[sıfat]
İyi, güzel, çok güzel
- YAZAR
-
-
[isim]
Yazma özelliği olan şey
-
Bilim, edebiyat, sanat alanında kitap yazan kimse, müellif
-
Özellikle gazete ve dergilerde herhangi bir konuda yazı yazan kimse, muharrir
-
[isim]
Yazma özelliği olan şey
- YUVAR
-
-
[isim]
Organizmadaki kan, lenf, süt vb. sıvılarda bulunan, genellikle yuvarlak veya oval küçük cisim
-
Yer yuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim
-
[isim]
Organizmadaki kan, lenf, süt vb. sıvılarda bulunan, genellikle yuvarlak veya oval küçük cisim
- YÜZDE
-
-
[isim]
Herhangi bir işte aracı olan kimseye, görevinin karşılığı olarak belli bir hesaba göre verilen ücret, yüzdelik
-
Herhangi bir sayı ile kullanıldığında yüze bölünen bir şeyin o kadarlık parçasını belirten bir söz
- "Bir eli tabancalı militan mıdır yoksa kesesini doldurmakla uğraşan iş adamlarından mıdır, mebus mudur hemen anlar ve bu anlayışlarında yüzde seksen yanılmaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Herhangi bir işte aracı olan kimseye, görevinin karşılığı olarak belli bir hesaba göre verilen ücret, yüzdelik
- YANKI
-
-
[isim]
Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, aksiseda, inikâs, akis, eko
- "Ben kimsesiz seyyahı meçhuller caddesinin / Ben yankısından kaçan çocuk kendi sesinin." (Necip Fazıl Kısakürek)
- "Memleket dışında bile birtakım yankılar uyandırmaya başlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir olgunun çevrede uyandırdığı duygu, düşünce, dedikodu gibi tepki, akis
- "Bu çığlıklar, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa geniş yankılarla bütün yurdu kaplıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, aksiseda, inikâs, akis, eko
- YAYLI
-
-
[sıfat]
Yayı olan
- "Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor." (Tarık Buğra)
-
Ok ve yayla silahlanmış
-
[isim]
Üstü ve yanları kapalı, dört tekerlekli, altında yayları olan, atla çekilen bir tür binek arabası, yaylı araba
- "Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla / Savrulmaya başladı karlar etrafımızda." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[sıfat]
Yayı olan
- YAZIT
-
-
[isim]
Bir kimse veya bir olayın anısını yaşatmak için bir şey üzerine kazılan yazı, kitabe
- "Orhon yazıtları."
-
Çevresi kabartma silmeli, içinde yazı olan taş
-
[isim]
Bir kimse veya bir olayın anısını yaşatmak için bir şey üzerine kazılan yazı, kitabe
- YULAF
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Buğdaygillerden, en çok hayvan yemi olarak yetiştirilen otsu bitki (Avena sativa)
-
Bu bitkinin tanesi
-
[isim]
Buğdaygillerden, en çok hayvan yemi olarak yetiştirilen otsu bitki (Avena sativa)