Başında y olan 5 harfli 241 kelime var. Y harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde y harfi olan kelimeler listesine ya da sonu y harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında y bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YARKA

Kelime Kökeni : Bulgarca

  1. [isim] Büyük piliç

YATSI

  1. [isim] Güneşin batmasından bir buçuk, iki saat sonraki vakit
    • "Babam yalnız ilk geceki fener alayına katıldı, yatsıdan az sonra eve döndü." (Necati Cumalı)
  2. Yatsı ezanı
    • "Gece olmuş, yatsılar okunmuş, daha damat bey gelmemişti." (Sermet Muhtar Alus)
  3. Yatsı namazı

YUVAK

  1. [isim] Yuvgu

YILAN

  1. [isim] Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen
    • "Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan."
  2. [sıfat] Sinsi ve hain
    • "Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor." (Yusuf Ziya Ortaç)

YALPA

  1. [isim] Rüzgâr veya dalgaların etkisiyle geminin bir sancağa, bir iskeleye yatıp kalkması
  2. İki yana sallanarak, eğilerek yürüme
    • "İkisi de yalpada; kol kola tutunmasalar yere yıkılacaklar." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Kendisi siyah astragan kürkünün içinde sağa sola hafif bir yalpa vuruyordu." (Halide Edip Adıvar)

YOLMA

  1. [isim] Yolmak işi
  2. Sapı orakla biçilmeyecek kadar kısa kalmış ekin

YAYLA

  1. [isim] Akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası, plato
    • "Geceleri yaylalar ayaz olur, adamı üşütür." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Dağlık, yüksek bölgelerde, kışın hayat şartları güç olduğu için boş bırakılan, yazın havası iyi ve serin olan, hayvan otlatma veya dinlenme yeri

YEĞİN

  1. [sıfat] Zorlu, katı, şiddetli
  2. Baskın, üstün, iyi

YEKUN
...
YEZİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nefret edilen kimseler için kullanılan bir söz
    • "Kolay canı çıkar mı o yezidin?" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [sıfat] Hilekâr, sahtekâr

YATIK

  1. [sıfat] Dik olmayan, eğik, yatırılmış bir durumda olan
  2. Zamanla dayanıklılığını yitirmiş
    • "Yatık kumaş."
  3. Çevrilmiş, devrik
    • "Yatık yaka."
  4. [isim] Yayvan su kabı

YEMEK

  1. [isim] Yemek yeme, karın doyurma işi
    • "Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni." (Necati Cumalı)
    • "Yemek yerken içtiğim iki şişe su, bir ter seli hâlinde ensemden boynuma doğru akıyordu." (Erhan Bener)
  2. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam
  3. Günün belli saatlerinde yenilen besin
    • "Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez." (Haldun Taner)
  4. Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
    • "Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu." (Falih Rıfkı Atay)

YAHŞİ

  1. [sıfat] İyi, güzel, çok güzel

YAZAR

  1. [isim] Yazma özelliği olan şey
  2. Bilim, edebiyat, sanat alanında kitap yazan kimse, müellif
  3. Özellikle gazete ve dergilerde herhangi bir konuda yazı yazan kimse, muharrir

YUVAR

  1. [isim] Organizmadaki kan, lenf, süt vb. sıvılarda bulunan, genellikle yuvarlak veya oval küçük cisim
  2. Yer yuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim

YÜZDE

  1. [isim] Herhangi bir işte aracı olan kimseye, görevinin karşılığı olarak belli bir hesaba göre verilen ücret, yüzdelik
  2. Herhangi bir sayı ile kullanıldığında yüze bölünen bir şeyin o kadarlık parçasını belirten bir söz
    • "Bir eli tabancalı militan mıdır yoksa kesesini doldurmakla uğraşan iş adamlarından mıdır, mebus mudur hemen anlar ve bu anlayışlarında yüzde seksen yanılmaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

YANKI

  1. [isim] Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, aksiseda, inikâs, akis, eko
    • "Ben kimsesiz seyyahı meçhuller caddesinin / Ben yankısından kaçan çocuk kendi sesinin." (Necip Fazıl Kısakürek)
    • "Memleket dışında bile birtakım yankılar uyandırmaya başlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Bir olgunun çevrede uyandırdığı duygu, düşünce, dedikodu gibi tepki, akis
    • "Bu çığlıklar, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa geniş yankılarla bütün yurdu kaplıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)

YAYLI

  1. [sıfat] Yayı olan
    • "Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor." (Tarık Buğra)
  2. Ok ve yayla silahlanmış
  3. [isim] Üstü ve yanları kapalı, dört tekerlekli, altında yayları olan, atla çekilen bir tür binek arabası, yaylı araba
    • "Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla / Savrulmaya başladı karlar etrafımızda." (Faruk Nafiz Çamlıbel)

YAZIT

  1. [isim] Bir kimse veya bir olayın anısını yaşatmak için bir şey üzerine kazılan yazı, kitabe
    • "Orhon yazıtları."
  2. Çevresi kabartma silmeli, içinde yazı olan taş

YULAF

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Buğdaygillerden, en çok hayvan yemi olarak yetiştirilen otsu bitki (Avena sativa)
  2. Bu bitkinin tanesi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü