Başında si olan 5 harfli 55 kelime var. Si ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde si olan kelimeler listesine ya da sonu si ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında si bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SİNİŞ
-
-
[isim]
Sinme işi veya biçimi
-
[isim]
Sinme işi veya biçimi
- SİKKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Madenî para
-
Madenî paralara vurulan damga
-
[isim]
Madenî para
- SİTİL
-
-
[isim]
Büyük bakraç, su kovası
-
[isim]
Büyük bakraç, su kovası
- SİLGİ
-
-
[isim]
Kalem veya daktiloyla yazılmış, çizilmiş şeyleri silmeye yarayan, birleşiminde kauçuk olan madde
-
Tebeşirle yazılmış şeyleri silmeye yarayan keçe, sünger veya kumaş parçaları
-
Hamam takımı, havlu
-
[isim]
Kalem veya daktiloyla yazılmış, çizilmiş şeyleri silmeye yarayan, birleşiminde kauçuk olan madde
- SİİRT
- ...
- SİNME
-
-
[isim]
Sinmek işi
-
[isim]
Sinmek işi
- SİCİM
-
-
[isim]
Keten, kenevir vb. bitkilerin liflerinden yapılan ince ip, kınnap
- "Gözlerinden sicim gibi yaş inerek hepsini bir kömür sandığına doldurdu." (Adalet Ağaoğlu)
-
[isim]
Keten, kenevir vb. bitkilerin liflerinden yapılan ince ip, kınnap
- SİPSİ
-
-
[isim]
Ağaç dallarından yapılan düdük
-
Gemici düdüğü
-
Zurnanın dudaklara gelen kamış bölümü
-
[isim]
Ağaç dallarından yapılan düdük
- SİREN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İtfaiye, cankurtaran ve polis araçlarında bulunan, tiz ses çıkaran uyarıcı alet, canavar düdüğü
-
[isim]
İtfaiye, cankurtaran ve polis araçlarında bulunan, tiz ses çıkaran uyarıcı alet, canavar düdüğü
- SİGAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Puro
-
[isim]
Puro
- SİTEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme
- "Millî Mücadelenin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Ancak müsaade ederseniz size başka bir cihetten sitem edeceğim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme
- SİSLİ
-
-
[sıfat]
Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık
- "Haliç, aşağılarda, sisli bir bahar sabahının altında, erimiş gümüşlerin ırmağına benziyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık
- SİBER
- ...
- SİLAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Taze bitkilerin kıyılmış biçiminin bir siloda sıkıştırılarak korumaya ve saklamaya alınması yöntemi
-
[isim]
Taze bitkilerin kıyılmış biçiminin bir siloda sıkıştırılarak korumaya ve saklamaya alınması yöntemi
- SİPER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer
- "Tuğla harmanındaki ameleler durup ellerini gözlerine siper ederek etrafı aradılar." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kayaların arasını siper aldım, çevreyi gözetlemeye başladım." (Mahmut Yesari)
- "Çatın arkadaşlar da atları çatın / Kurşun bizi tutuyor sipere yatın." (Halk türküsü)
-
Yağmur, güneş ve rüzgârın etkilemediği gizli, kuytu yer, dulda
- "Pencereden güneş yahut rüzgâr gelirse şu siper köşeye kaçacak." (Refik Halit Karay)
- "Siper ederek etrafı aradılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güneş ve yağmurun etkisinden korunmak amacıyla şapka, kasket vb.nin önüne yapılan çıkıntı, siperlik
- "Sabahtan beri çektiği şaraplarla epeyce başı dönen meşhur kumandan tolgasının siperini geri itti." (Ömer Seyfettin)
-
Askerlerin savaşta vurulmamaları ve rahat ateş edebilmeleri için kazılmış, üstü açık hendek
- "Ateş yağmuru ikinci kat siperleri geçti." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kuytu, korunulabilen
- "Burası siper bir yerdir."
-
[isim]
Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer
- SİYME
-
-
[isim]
Siymek işi
-
[isim]
Siymek işi
- SİLİK
-
-
[sıfat]
Üstündeki yazı veya çizgiler silinmiş, bozulmuş, aşınmış olan
- "Silik para. Silik yazı."
-
Kendini gösteremeyen, dikkati çekmeyen veya önemli ve belirli olmayan
- "İşte, bu şahsiyetin yanında ötekiler âdeta silik ve sinmiş kalıyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[sıfat]
Üstündeki yazı veya çizgiler silinmiş, bozulmuş, aşınmış olan
- SİLLE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Elin iç yüzüyle vurulan tokat
- "Adam keçinin gerisine hafif bir sille indirdi." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Elin iç yüzüyle vurulan tokat
- SİNEK
-
-
[isim]
Çift kanatlılardan, birtakım uçucu böceklerin genel adı
- "Elverişli durumların kokusunu hemencecik alıyor, sinekten yağ çıkartmasını biliyordu." (Tarık Buğra)
-
İskambil kâğıtlarının siyah renkte yoncayı andıranı, ispati
-
[isim]
Çift kanatlılardan, birtakım uçucu böceklerin genel adı
- SİZCE
-
-
[zarf]
Size göre, sizin düşüncenizce
-
[zarf]
Size göre, sizin düşüncenizce