Sonunda r olan 5 harfli 465 kelime var. R harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde r harfi olan kelimeler listesine ya da başında r harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ENSAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Muhammed'e hicret zamanında yardım eden Medineliler
-
[isim]
Hz. Muhammed'e hicret zamanında yardım eden Medineliler
- NADİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Seyrek, az bulunur
-
Seyrek
- "Üsküp'e o gün nadir görülür bir kar yağmış." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Seyrek, az bulunur
- BEDİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dolunay
-
[isim]
Dolunay
- GUATR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyundaki troit bezinin aşırı büyümesiyle beliren hastalık, guşa, cedre
-
[isim]
Boyundaki troit bezinin aşırı büyümesiyle beliren hastalık, guşa, cedre
- KESER
-
-
[isim]
Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç
-
[isim]
Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç
- MAŞER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsan topluluğu, toplum
-
[isim]
İnsan topluluğu, toplum
- VAKUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ağırbaşlı, onurlu
- "İhtiyar ve orta yaşlılar o günkü gibi soğuk, vakur ve ciddiydiler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ağırbaşlı, onurlu
- VAPUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Su buharı gücüyle çalışan gemi
- "Vapur sabaha kadar mal yüklüyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Su buharı gücüyle çalışan gemi
- KIŞIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kabuk
- "Büsbütün aç, bir parça ağaç kışrı ve bir kuru portakal kabuğu bile bulamayan insan iskeletlerinin son iniltisini dinliyorduk." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Kabuk
- NASİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nesir yazan, nesir ustası
-
[isim]
Nesir yazan, nesir ustası
- ZAMİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların yerini tutan söz, adıl
- "Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne; biri."
-
[isim]
Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların yerini tutan söz, adıl
- MISIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Buğdaygillerden gövdesi boğumlu ve kalın, yaprakları şerit biçiminde, boyu yaklaşık 2 m olabilen, erkek çiçekleri tepede salkım durumunda, dişi çiçekleri yaprakla gövde arasında koçan biçiminde olan bir kültür bitkisi (Zea mays)
-
Bu bitkinin koçan üzerindeki taneli ürünü
-
Bu ürünün taneleri
-
[isim]
Buğdaygillerden gövdesi boğumlu ve kalın, yaprakları şerit biçiminde, boyu yaklaşık 2 m olabilen, erkek çiçekleri tepede salkım durumunda, dişi çiçekleri yaprakla gövde arasında koçan biçiminde olan bir kültür bitkisi (Zea mays)
- YÜZER
-
-
[sıfat]
Yüz sıfatının üleştirme biçimi, her birine yüz, her defasında yüzü bir arada olan
-
[sıfat]
Yüz sıfatının üleştirme biçimi, her birine yüz, her defasında yüzü bir arada olan
- KASIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Köşk
- "Padişah bu kasırdan donanmanın sefere çıkışını izlermiş." (Ahmet Ümit)
-
[isim]
Köşk
- HAMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu
-
Kâğıtta tür, nitelik
-
[sıfat]
İyi pişmemiş (ekmek ve hamur işleri)
-
Öz, asıl, maya
-
[isim]
Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu
- KUPÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Giyside kesim
-
Kesik
- "Bunu yazmaktan kupürlerini buraya yapıştırmak daha iyi." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Giyside kesim
- VALÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Değer, kıymet
-
Geçerlik
-
Anlam
-
[isim]
Değer, kıymet
- MOHER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tiftik
-
[sıfat]
Tiftikten yapılmış olan
-
[isim]
Tiftik
- POLAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kutup
-
[isim]
Kutup
- UÇKUR
-
-
[isim]
Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ
- "O sabah evvela pijamanın uçkuru kördüğüm oldu." (Burhan Felek)
-
Cinsel duygu veya ilişki
- "Doktorlar falan filan hap, banyo ve uçkur perhizi tavsiye etmiş." (Burhan Felek)
-
[isim]
Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ