Sonunda l olan 5 harfli 327 kelime var. L harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde l harfi olan kelimeler listesine ya da başında l harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ALKOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol
  2. Her türlü alkollü içki
    • "Nefesleri alkol kokan bu kimseler pis paçavralar giyinmişlerdi." (Peyami Safa)

KATİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsan öldüren kimse, cani
    • "Cinayet mahallinde bıraktığı kâğıtlar sayesinde katilin kim olduğu anlaşılmıştır." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [sıfat] Öldürücü, ölüme neden olan
    • "Katil kurşun."

İCMAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gösterge
    • "Günahlarımızın icmaline gelince ben tutamam vallahi tutamam, takatim yetmez." (Atilla İlhan)
  2. Özet, kısaltma

MELÜL
...
MİTİL

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] İçine yün, pamuk vb. doldurulan beyaz yastık veya yorgan kılıfı
  2. İki yüzü beyaz kapsız yorgan

ALKİL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Alkol kökü

FOSİL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları veya izleri, müstehase, taşıl
  2. Düşünce, yaşayış biçimi vb. bakımlardan çağın gerisinde kalmış kimse

HAŞIL

  1. [isim] Dokumacılıkta kullanılan unlu veya çirişli sıvı

ŞEKİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Biçim
    • "Dünyayı alıp avucuna bir gün Tanrı'm / Avucunda bu dünyaya bir şekil ver." (Arif Nihat Asya)
    • "O, biraz da bana yardım olsun diye, mektepteki Amerika'dan gelen gazeteleri toplar, getirir, bu işe şekil verirdi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim
    • "Bu kitapta birçok şekil var."
  3. Davranış biçimi, tutum, yol, tarz
    • "Bu şekilde hareket etmek doğru değildir."
  4. Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi
    • "Yalnızlığın şekilleri vardır, kimsesiz bir yerde yalnızlık, sosyete ve kalabalık içinde yalnızlık." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi
    • "Yönetim şekli."
  6. Anlatım biçimi
    • "Ne yapıp yapmış, bu havai konuşmayı röportaj şekline sokmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  7. Biçim
  8. Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim
    • "Geometrik şekil."

KAKÜL
...
NÜZUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnme
    • "Zavallıyı bir de nüzul örselemiş, sağ kolu ile sağ bacağını işlemez hâle getirmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Nedir bu hâlimiz, nüzul inmiş gibi yapıştık yere, bir türlü kıpırdayamıyoruz." (Nazlı Eray)

TATİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme
    • "Yurdumuzda hafta tatili iki gündür."
    • "Üniversite haziranda tatile girecek."
  2. Okul, meclis, adliye vb. kuruluşların çalışmasını durdurduğu veya kapalı bulunduğu dönem
    • "O zamana kadar inşaatı tatil edeceksiniz, dediler." (Haldun Taner)
  3. Eğlenmek, dinlenmek amacıyla çalışmadan geçirilen süre
    • "Beni tatili geçirmek üzere evlerine davet ettiler." (Sait Faik Abasıyanık)

KUMUL

  1. [isim] Çöllerde veya deniz kıyılarında rüzgârların yığdığı kum tepesi, eksibe

NASIL

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [zarf] Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz
    • "Ben dudaklarımın ucuna gelen bir suali nasıl sorduğumu, niçin sorduğumu bilmiyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Acele etmez ağırdan alır, nasıl ki bu akşam da ağırdan alıyor." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Nasıl olmuşsa gece anam şişenin kırıldığının farkına varmamış." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Ölüm nasıl olsa gelecek diye düşündü." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirten bir söz
    • "Falih Rıfkı Atay gibi en güzel Türkçeyi yazan bir muhabirin kaleminden bu satırlar nasıl çıktı?" (Orhan Seyfi Orhon)
  3. İşin zorunlu olduğunu belirten bir söz
    • "Bu yaptıklarından sonra ona nasıl kızmam?"
    • "Okula nasıl gitmez!"
  4. Ne kadar çok
    • "Seni nasıl seviyorum."
  5. Elbette, kesinlikle
    • "Bak nasıl sınıfını geçecek!"
  6. "Ben sana dememiş miydim, gördün mü?" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "Nasıl, kitap kiminmiş?"
  7. "Ne dediniz?" veya "iyi mi, beğendiniz mi?" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "Nasıl, bir daha söyler misiniz?"
  8. [sıfat] Ne gibi, ne türlü

HAYAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, imge, hülya
    • "Mustafa Kemal hayallerin değil, hakikatlerin adamı idi." (Falih Rıfkı Atay)
    • "... yarınki Türk operasını hayal eder, bize yepyeni, bambaşka ufuklar açardı." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Dudaklarının kenarından hayal gibi beyaz bir dil geçti." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Yalnız hayalle geçiniyorum, ben yalnız hayal kuruyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Belli belirsiz görülen şey, gölge
  3. Görüntü
    • "İnsanın aynadaki hayali."
  4. İmge
  5. Aydınlatılan bir perde arkasında deri veya kartondan yapılmış, hareket edebilen resimler ve bunlarla oynatılan oyun
    • "Hayal yani Karagöz oynatan bir sanatkârmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)

KIZIL

  1. [isim] Parlak kırmızı renk
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta." (Ahmet Haşim)
  3. [sıfat] Aşırı derecede olan
    • "Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Komünist
  5. Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık
  6. Altın

MİÇEL

  1. [isim] Selüloz moleküllerinin en küçük parçası

CEBEL

  1. [isim] Sahipsiz, boş toprak
  2. Ekilmemiş tarla, ekime elverişli olmayan yer

TIFIL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Küçük çocuk
  2. [sıfat] Zayıf, ufak tefek

KURUL

  1. [isim] Bir işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk, heyet, konsey, asamble

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü