Sonunda ece olan 50 kelime var. ECE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ece olan kelimeler listesine ya da başında ece olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
BÜYÜKÇEKMECE, KÜÇÜKÇEKMECE
KESTİRMECE, TEREKEMECE, YÜZLEŞMECE
ÇİNGENECE, MAHALLECE, ŞİŞİRMECE, ŞÖVALYECE, TERBİYECE, YÜZLEMECE
KEPAZECE, PİYADECE
BİLGECE, BİLMECE, BÖYLECE, BÜNYECE, ÇEHRECE, ÇEKMECE, ÇELMECE, DELMECE, DÜRMECE, DÜZMECE, GÖRMECE, GÜLMECE, İDARECE, KAHPECE, KESMECE, ÖRTMECE, SEÇMECE, SİLMECE, ŞÖYLECE, ZERRECE, ZÜPPECE
AİLECE, DERECE, GÖRECE, İÇMECE, KORECE, ÖYLECE, SADECE, TAZECE, ÜLKECE
ABECE, EFECE, İMECE
GECE, HECE, NECE
ECE
C E E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ECE
2 Harfli Kelimeler
CE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KÜÇÜKÇEKMECE
- ...
- BÜYÜKÇEKMECE
- ...
- YÜZLEŞMECE
-
-
[zarf]
Yüz yüze gelerek
- "Sorunu yüzleşmece konuşup çözmeli."
-
[zarf]
Yüz yüze gelerek
- TEREKEMECE
- ...
- KESTİRMECE
-
-
[sıfat]
Yaklaşık, tahminî
-
[zarf]
Kısa yoldan, kısaca
- "İklim değiştirmek için insan kestirmece hamama gitmeli, zahmetsizi, ucuzu o..." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yaklaşık, tahminî
- MAHALLECE
-
-
[zarf]
Mahallede oturanlar tarafından
- "Mahallece merhamet edildi." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Mahallede oturanlar tarafından
- ŞÖVALYECE
-
-
[zarf]
Şövalye gibi, şövalyeye yakışır biçimde
-
[zarf]
Şövalye gibi, şövalyeye yakışır biçimde
- ŞİŞİRMECE
-
-
[sıfat]
Baştan savma, kötü (iş)
-
[sıfat]
Baştan savma, kötü (iş)
- YÜZLEMECE
-
-
[zarf]
Birinin yüzüne karşı
- "Arkadan söylemek doğru değil, yüzlemece söylemeli."
-
Yüz yüze
- "Yüzlemece muhakeme. Yüzlemece hüküm."
-
[zarf]
Birinin yüzüne karşı
- TERBİYECE
- ...
- ÇİNGENECE
- ...
- PİYADECE
- ...
- KEPAZECE
- ...
- ÇEKMECE
-
-
[isim]
Masa, dolap vb. şeylerin dışarıya çekilen bölümü, göz, çekme
- "Çekmecesinden utana utana bir şişe gazoz çıkardı." (Tarık Buğra)
-
İçinde mücevher vb. değerli şeyler saklanan küçük, süslü sandık
- "Minderin köşesine annemden kalan ceviz boyalı çekmeceyi yerleştirdim." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Gemilerin barınabilecekleri koy
-
[isim]
Masa, dolap vb. şeylerin dışarıya çekilen bölümü, göz, çekme
- DÜRMECE
-
-
[isim]
Bağlarda, tomurcuk, yaprak ve salkım yiyerek yaşayan, sarımsı gece kelebeği (Sparganothis pilleriana)
-
[isim]
Bağlarda, tomurcuk, yaprak ve salkım yiyerek yaşayan, sarımsı gece kelebeği (Sparganothis pilleriana)
- ÖRTMECE
-
-
[isim]
Söylenmesi kaba, çirkin veya sakıncalı görülen nesnelerin, kavramların, başka kelimelerle daha uygun ve edepli bir biçimde anlatılması, edebikelam
-
Kandırma, gizleme
-
[isim]
Söylenmesi kaba, çirkin veya sakıncalı görülen nesnelerin, kavramların, başka kelimelerle daha uygun ve edepli bir biçimde anlatılması, edebikelam
- SİLMECE
-
-
[zarf]
Ağzına kadar dolacak biçimde
-
[zarf]
Ağzına kadar dolacak biçimde
- ÇELMECE
-
-
[zarf]
Aklını karıştıracak biçimde
- "Her ne söylerse çelmece söyler / Dertli derunumu delmece söyler." (Halk türküsü)
-
[zarf]
Aklını karıştıracak biçimde
- BİLMECE
-
-
[isim]
Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma
- "Bu bilmeceyi çözmek için sen de bize katılır mısın?" (Haldun Taner)
-
Bilinmeyen şey, muamma
- "Basit cümleleri bile anlamak güç olurken istihza bir bilmeceye döner." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma
- BİLGECE
-
-
[sıfat]
Bilgeye yaraşır
- "Yaş insana tecrübe verir, olaylara bilgece bir açıdan bakma perspektifi getirir." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Bilgeye yaraşır biçimde, hakimane
-
[sıfat]
Bilgeye yaraşır