Sonunda be olan 6 harfli 23 kelime var. BE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde be olan kelimeler listesine ya da başında be olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALFABE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir dilin seslerini gösteren, belirli bir sıraya göre dizilmiş belli sayıda harfin bütünü, yazı (I), abece
-
Bir dilin harflerini tanıtarak okuma öğrenmeyi sağlayan kitap
-
Bir işin başlangıcı
- "Tiyatro alfabesinin ilk harfinin disiplin olduğunu ilk öğreten odur." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir dilin seslerini gösteren, belirli bir sıraya göre dizilmiş belli sayıda harfin bütünü, yazı (I), abece
- TALEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öğrenci
-
[isim]
Öğrenci
- HARABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı
- "Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı
- "Bu harabenin bir değirmen olduğunu hatırladım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı
- RAKİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadın rakip
- "Kocalarının aşkına sahip ve hâkim olmak hususundaki mübarezede kadınlar rakibelerine nispetle pek müsait olmayan bir mevkide bulunurlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Kadın rakip
- GALEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yengi
- "Böyle giderse tamamıyla galebe ümit ettiğini haber veriyordu." (Peyami Safa)
- "Kocanın münasebeti her türlü cazibesini kaybettiği gün rakibine galebe çaldığına emin olabilirsin." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Üstünlük, çokluk
- "Abdülhak Hamit'in Kemal'e galebesi şerrin hayra galebesi demekti." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Kadıncağızın gönlü gence kayıyordu. Fakat neticede akıl ve mantık tarafı galebe çaldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yengi
- ENTÜBE
- ...
- MESABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Derece, değer, rütbe
-
[isim]
Derece, değer, rütbe
- ENGEBE
-
-
[isim]
Deprem, rüzgâr, sel vb. iç ve dış güçlerin etkisiyle oluşan, yayla, ova, koyak, çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü, yer biçimleri, yüzey şekilleri, engebelik, arıza, avarız
-
[isim]
Deprem, rüzgâr, sel vb. iç ve dış güçlerin etkisiyle oluşan, yayla, ova, koyak, çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü, yer biçimleri, yüzey şekilleri, engebelik, arıza, avarız
- FLAMBE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aleve tutarak pişirme yöntemi
-
[isim]
Aleve tutarak pişirme yöntemi
- SAHİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir şey üzerinde mülkiyeti olan kadın
-
[isim]
Herhangi bir şey üzerinde mülkiyeti olan kadın
- VECİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ödev, boyun borcu
-
[isim]
Ödev, boyun borcu
- ELİFBE
- ...
- KULÜBE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kerpiç, saman veya ağaçtan yapılmış küçük, basit, ilkel ev
- "Ahırların öteki yamacında bir bahçıvan kulübesi vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir yeri beklemekle görevli kimsenin içinde bulunduğu küçük barınak
- "Nöbetçi kulübesi."
-
Hayvanlar için yapılmış barınak
- "Köpek kulübesi."
-
Alçak gönüllülük göstermek amacıyla "ev" anlamında kullanılan bir söz
-
[isim]
Kerpiç, saman veya ağaçtan yapılmış küçük, basit, ilkel ev
- GARİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şaşılacak şey, yadırganacak şey
-
[isim]
Şaşılacak şey, yadırganacak şey
- KATİBE
- ...
- EKSİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kumul
-
[isim]
Kumul
- HİTABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söylev
- "Doktor Hikmet'e yönelmiş olmakla beraber sözleri artık umumi bir hitabe şeklini alıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Söylev
- CAZİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çekicilik
- "O zaman Çamlıca'nın bir cazibesi, tamamen millî olmasıydı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Çekim
-
[isim]
Çekicilik
- SAHABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Muhammed'i görmüş ve onun sohbetinde bulunmuş Müslümanlar, ashap
-
Sahipler, sahip çıkanlar
-
[isim]
Hz. Muhammed'i görmüş ve onun sohbetinde bulunmuş Müslümanlar, ashap
- KİTABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazıt
-
[isim]
Yazıt