Başında a olan 5 harfli 359 kelime var. A harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da sonu a harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında a bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AKSAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir ülkenin insanlarına veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği
    • "Sade, akıcı ve temiz aksanı ile değil davranışları ile de Türk'ten ayırt edemezsiniz." (Haldun Taner)
  2. Vurgu

ALTIK

  1. [isim] Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tümel olumlu, biri tikel olumlu; biri tümel olumsuz, biri tikel olumsuz iki önerme arasındaki bağlantı durumu: "Kimi insanlar fânidir" önermesi "Bütün insanlar fânidir" önermesinin altığı olur

AŞAMA

  1. [isim] Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye
  2. Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, adım, merhale
  3. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap

ACİBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Görülmemiş, alışılmamış, şaşılacak veya yadırganacak şey

AKMAK

  1. [-den] Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    • "Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "İçeriğin nasıl aktarılacağına dikkat etmiş, dilin olanaklarını akarına bırakmıştır." (Selim İleri)
    • "Ebediyete akıp giden her on senede..." (Atatürk)
  2. Bu gibi maddeler aşağıya, yere düşmek
    • "Üstünden sular akıyor."
  3. Sıvı bir madde bir yerden çıkmak
  4. [nsz] Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak
    • "Kova akıyor. Dam akıyor."
  5. [-e] Art arda ve toplu olarak gitmek
    • "Öfkeli insanlar, el ele, omuz omuza Taksim'e doğru akıyorlardı." (Yusuf Ziya Ortaç)
  6. [nsz] Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak
    • "... çarşafın kumaşı da yer yer akmış, buruşmuştu." (Refik Halit Karay)
  7. [nsz] Boya birbirine karışmak
  8. [-le] Sürüp gitmek
    • "Nedim divanında bir kaside vardır, müjgân üstüne, hicran üstüne, umman üstüne kafiyeleri ve redifleriyle akar." (Yahya Kemal Beyatlı)
  9. [nsz] Zaman çabuk geçmek
  10. [nsz] Karışmak, katılmak
  11. [nsz] Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak

ARPEJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir akort oluşturan seslerin birbiri arkasından çalınması

ARSIZ

  1. [sıfat] Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz (kimse)
  2. Açgözlü davranan (kimse)
  3. Kolayca üreyebilen (bitki)

AKTAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân
  2. İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân

ANONS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sesli duyuru

APRİL

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Nisan

ABADİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Açık saman renginde, ipekten yapılan, yarı mat, kalınca bir tür yazı kâğıdı

AKSON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sinir uyarmalarını sinir hücresinden ileriye uzatmaya yarayan, sinir hücrelerinin uzantılarından en belirli ve uzun olanı

ANLAM

  1. [isim] Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, fehva, valör
  2. Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey

ANLIK

  1. [sıfat] Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane
    • "Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu?" (Tarık Buğra)
  2. [isim] Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme melekesi, anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt

ATARİ

  1. [isim] Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü

ANDIK

  1. [isim] Sırtlan

AŞURE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Buğday, nohut vb. tanelerle kuru yemişlerin bir arada şekerle kaynatılmasıyla yapılan bir tür tatlı

ADINA

  1. [zarf] Bir şeyin veya bir kimsenin namına, hesabına, yerine
    • "Haklı bir öfke adına da olsa bir insandan aklını yüreğinden ayırması istenemez." (Sabahattin Eyuboğlu)

ALGIN

  1. [sıfat] Cılız, zayıf, hastalıklı
  2. Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun

ANJİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boğaz mukozasının şişmesi, boğak, hunnak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü